Ömer Düzgün’ü kızdıracak bir soru; Her market senin kontrolünde mi?

Ömer Bey, bir haber sitesine verdiğiniz mülakatta diyorsunuz ki:

“Türkiye’de yerel zincir marketlerde tağşiş ürünü satılmaz, satılamaz”

Eyvallah…

Sizin bu hususta nerede durduğunuzu ve nasıl bir tavır aldığınızı zaten biliyoruz; bunda bir şüphe yok.

Lakin…

Sayın federasyon başkanı, siz nasıl olur da ülke çapındaki bütün yerel marketlere kefil olursunuz?

Biri size sormaz mı peki bu tağşiş ürünler nerelerde satılıyor?

Yüzde doksanı mahalle bakkalında, mahalli marketlerde, mahalli pazarlarda…

Sayın Ömer Düzgün, sizin sahte ürünlere karşı mücadelenizi elbette anlamlı buluyoruz ama yaklaşımınız yeterli değil…

Ömer Bey, siz federasyon başkanısınız.

Muhtemel ki binlerce üyeniz olan market var…

Hangisini denetlediniz ki bu kadar emin konuşuyorsunuz?

Tamam; siz ve size bağlı hiçbir iş yerinde sahte ürün alınıp satılmaz. Bunu biliyoruz.

Lakin ülkenin bilmem hangi köşesine nasıl bu kadar hakim olabiliyorsunuz?

Sevgili Ömer…

Sen de, adını senden önce o bayrağı taşıyan İskender Hoca da asla yalan yanlış bir burca dikmediniz.

Lakin, senin ülke çapında herkese kefil olmanı epeyce cüretkar buluyorum.

Pekii Ömer kardeşim, ülke genelinde aralında tanınmış markalarında olduğu ve 2000 bin civarında olduğu tahmin edilen bu sahte ürünler nerede satılıyor?

Düzgün’ler de olmadığı tamam da, ama bu ürünler bir yerlerde satılıyor işte…

Ömer kardeşim, senin yerinde olsam bu kadar iddialı kelam etmezdim.

Çünkü kaçak bir hayli fazla…

Düzgün olan marketler var da bir de düzgün olmanlar var…

Ömer kardeşim, sizin yerel marketler zinciri diye cem ettiğiniz o esnaf grubu içerisinde sahtekarlar olabilir mi?

Yoksa bu kadar ton sahte ürün, sadece üç harflilerde satılıyor olamaz…

İllaki yerel partner lazım…

Ömer Düzgün, üç kağıt bilmediği için safça tüm üyelerini savunuyor.

Oysa o dünyada öyle dalavereler dönüyor ki, Ömer bile duysa inanmaz…