Bu sene de her sene olduğu gibi 24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle, Şiirler okundu, siyasi şovlar yapıldı, ağlandı, sızlandı ve ertesi gün eğitim-öğretim kaldığı yerden devam etti.
Neredeyse bir asır olmuş Atatürk; "Muallimler yeni nesil sizin eseriniz olacak" diyeli, Fakat öyle bir nesil henüz yok. Nesil bin yıllık aynı nesil, muasır medeniyetlerin tümüyle kavgalı, alabildiğine Selçuklu, alabildiğine Osmanlı ama biraz bile, demokrat değil.
Şıhlar, hocalar, tarikatlar, cübbeliler Öğretmenlerden çok daha etkin. Toplumu onlar şekillendiriyor. Yani yeni nesil cübbelilerin ve siyasilerin eseri olan anlaşılmaz kaotik bir karışım. Şu bizim öğretmenler de onların eseri,işin en hazin yanı da burası. Bir sümüklü hoca, bir metafizik sihirbazı, on yıllarını verdiği kanlı canlı bilim olan "Fizik" bilimini çöpe attırabiliyor, umudumuz olan bir muallime...!
Bu tiyatro hep böyle idi, daha da tirajı- komik hal alarak sürüp gidiyor. Özgür iradeli nesiller yetiştiremiyoruz. Kültürel altyapımız buna izin vermiyor. Asker kafasıyla dünyayı fethetme ye çalışıyoruz, binli yıllarda ki gibi.
Kışla ile hapishane karışımı yapılar olan okulları sevmiyor çocuklar. Kar yağsa da tatil olsa diye dua ediyorlar. Severek değil mecburen gidiyorlar bu sıkıcı,gelecek vaad etmeyen yerlere yarınlarımız olan körpelerimiz. bu yüzden de yarınlarımız hep karamsar.
Uzun yıllar öğretmenlik yapmış birisi olarak, Hiçbir faydası olmadığını anladığım da bıraktım öğretmenliği, çünkü asıl sorun öğrenenlerde değil öğretenlerde idi. Yani yeni nesil yapamayan eski nesillerin uzantıları, medreseli muallimler, kendilerini yapamamışlardı ki bir başkasını birey yapabilsinler idi.
Ben lise de okurken (Erzurum Cumhuriyet Lisesi 1980-83) Yıllar sonra öğrendim edebiyat öğretmeni olduğunu bir öğretmenimin. Ben onu hep okulun berberi sanmıştım, her gün elinde makas kapının girişinde karşılayıp saçlarımızı "eşek traşı" yapmasından dolayı. Hem de öyle insan berberi falan değil!
İşte o, kırk derece soğuklarda ki bizde bıraktığı tek anı bu ve benzeri anılar sevgili öğretmenlerimizin! Ve ruhumuzda açtıkları o korku ve umutsuzluk yıkıntısı. Aradan otuz yıllar geçti hala aynı mantık aynı yalandan gün, hafta kutlamaları.
Bu ülkede hiçbir zaman nesilleri muallimler yetiştirmedi. çünkü hiç muallim yetişmedi. Nesilleri, hep siyasiler ve askerler yetiştirdi. Erkek egemen bu toplumda, askere kadar yoğrulan çocuklar askerde de emir almaktan başka bir iş bilmeyen ekmek halini aldılar hep. Sonrada bunu Ailede uyguladılar. Bu döngüyü kıracak muallimin alnını karışlarım. Daha, para pazarlığı yapmaktan başka bir icraatı olmayan uyduruk bir iki sendikanın dışında formasyonel bir tek örgütü olmayan muallimler yeni nesil yapacaklar he! Pehhh.
İşte bu vesile ile, yaklaşık bir asırdır, fikri hür irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirememiş Öğretmen arkadaşların, Öğretmenler Gününü kutlamak gelmiyor içimden. Gerçek mana da gelecek Öğretmenler Günlerine umutla...