Buna devlet ne yapsın, veli ne yapsın!
Öğrenciye “paralı kitap al” baskısı
Müfredatı da kitabı da iplemeyen kimi öğretmenler, eğitim yılının daha ilk haftasında gemi azıya aldı!
Milli Eğitim Bakanlığı, devlet okullarında eğitim gören milyonlarca öğrencinin ders kitabının yanı sıra, bu yıl velilere külfet olmasın diye yardımcı ders kitaplarını da dağıttı. Buna rağmen Erzurum’daki okullarda bazı öğretmenler, adeta bakanlığı ve dağılan onlarca milyon kitabı yok sayarak, öğrencilerden filanca yayın evinin filanca kitabını almalarını zorunlu hale getirdi!
Yasadışı olmayı bir adım öteye geçiren kimi öğretmenler ise, sınıflarda öğrencilerine, “ben dersleri o kitaptan işleyeceğim ve sınavlarda o kitaptan sorular soracağım almazsanız sonuçlarına katlanırsınız” diye tehditler savuruyor.
Sendikadan ayda 50 bin lira maaş alıp yetmezmiş gibi aklınca milli eğitimi terbiye etmeye kalkan Eğitim Birsen Erzurum Başkanı Mustafa Karataş’a soruyoruz: Kimi üyelerin, öğrencileri ve onların velilerini baskı altına alıp tehdit ederken niye üç maymunu oynuyorsun?
Bir soru da Erzurum Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz’a… Salih hoca, sen ki bu memleketin eğitim çıtası yükselsin diye geceni gündüzüne katıp canhıraş bir şekilde çalışan yöneticisin… Ehli vicdan olan herkes tanıklık eder ki; samimisin, dürüstsün, çalışkansın ve müktesep sahibisin. Hakikat buyken Salih hoca, nasıl oluyor da kimi okullarda bazı öğretmenlerin (devletin ders kitabı ve yardımcı kitap dağıtmasına rağmen) öğrencileri ilave kitap almaya zorlamasından haberiniz olmaz?
Bu olayı en az altı yedi yerden teyit ettikten sonra yazıyorum. Yalnızca bir kaynaktan duysaydım elbette ki ihtiyatlı yaklaşırdım. Fakat ne yazık ki iddialar doğru. Özellikle bazı liselerde, ( ne hikmetse biyoloji ve bir iki ders daha hariç) öğretmenler, adeta öğrencilerini tehdit ederek hem yayınevinin hem de o kitabın Erzurum’da satıldığı kırtasiyenin adını vererek satın almaya zorluyor.
Allah aşkınıza size soruyorum: Böyle bir öğretmen ve böyle bir eğitim anlayışı olur mu? Devlet, iktisadi krize rağmen onlarca milyon öğrencinin hem ders kitaplarını hem de yardımcı kitabını karşılıyor. Devlet istiyor ki, velinin omuzlarındaki yük az da olsa hafiflesin ve öğretmenler daha kaliteli eğitim hizmeti sunsun. Gelin görün ki koskoca camianın içerisindeki kimi çürük elmalar, öğretmenlik gibi o güzel sıfatı istismar ederek, adeta yayınevinin satış elemanı gibi davranıyor!
Ne demektir? “Ben Milli Eğitim’in dağıttığı ders kitaplarına, uyguladığı müfredata ve yardımcı kitaplarına itibar etmiyorum. Dersleri ve sınavları bu kitaplar üzerinden görmeyeceğim. Benim dediğim tanesi 200 liralık kitabı filanca yerden almazsanız eğer hepinizi sınıfta çakarım.” Sizi temin ederim ki zerre kadar abartmıyorum, okulların açıldığı ilk hafta içerisinde bu şehirde, bazı okullarda kimi öğretmenler tam da böyle konuştu ve devlete kafa tuttu.
Sayın Nurgazi; Devletin vermiş olduğu kitapların hangisi ile kim lgs de veya yks de başarılı olmuş sorarım. Belliki bu konuyu 5 veya 6 yerden yalan yanlış ilgisiz ve bilgisiz yerlerden edinmişsiniz. Şu kadarını belirtmek isterim ki siz ilave kitap ve kaynak kitap aldıracak kadar idealist olan; çocukların geleceği ile bu kadar ilgilenmeyi planlayan o öğretmeni köşenizde aleni şikayet etmek yerine bilakis takdir ve teşvik etmeliydiniz. Siz bu hareketinizle sadece o müşfik öğretmenlerin şevkini kırmakla kalmadınız o pırıl pırıl cocuklarımızında; Erzurumun geleceği olan bu yavrularımızın da başarılarına dinamit koyduğunuzun farkında mısınız acaba. Siz Erzurumun tarafımısınız acaba?