Süheyla Sıtkı Alp Özel Fen ve Anadolu Lisesi öğrencileri Alaca Şehitliğini ziyaret etti.
Ermeni zulmü ile şehadete erenlerin Erzurum’daki ebedi istirahatgâhı olan Alaca Şehitliği, Atatürk Üniversitesi Süheyla Sıtkı Alp Özel Fen ve Anadolu Lisesi öğrencileri ve öğretmenleri tarafından ziyaret edildi.
Her yıl olduğu gibi bu sene de Türkiye’nin sözde Ermeni soykırımını tanıması için dünyadan sesler yükseldi. Bu asılsız iddialara karşı bir cevap da Atatürk Üniversitesi Süheyla Sıtkı Alp Özel Fen ve Anadolu Lisesinden geldi.
105 yıl önce eli kanlı Ermeni-Taşnak çetelerinin, 9-10 Mart gecesi Alaca`ya girerek kısa bir sürede köyü harabeye çevirdikten sonra çoğunluğu kadın, çocuk ve ihtiyardan oluşan 278 kişiyi samanlıklara doldurarak yaktıkları vurgulanan törende şehitler dualar eşliğinde anıldı.
Bu meselenin yıllardır emperyalist devletler tarafından Türkiye’yi dünya siyaset arenasında köşeye sıkıştırmak ve kendi siyaset emellerini gerçekleştirmelerine zemin hazırlamak amacıyla gündemde tutulduğunu dile getiren Atatürk Üniversitesi Kalkındırma Vakfı Genel Müdürü Erdal Karagülle: “Atatürk Üniversitesi Süheyla Sıtkı Alp Özel Fen ve Anadolu Lisesi olarak Ermeni Diaspoarasının necip Türk milletine atmaya çalıştığı soykırım iftirasına karşı öğrencilerimizi bilgilendirmek amacıyla buradayız. Yüreğinde vatan ve millet sevgisini hisseden öğrencilerimiz ecdatlarına ve şanlı tarihlerine sahip çıkıyor” diye konuştu.
Türk yurdunda yaşayan Ermenilere yönelik zorunlu hale gelen sevk ve iskan politikasının, olayın gerçekleştiği dönem ve şartlar göz önünde alındığında, her yönüyle insani yönü ağır basan ve haklı bir uygulama olduğuna değinilen Karagülle; Ermenilerin çok sayıda Türk’ü öldürdüğü, o dönemdeki resmi belgelerde yer almasına rağmen, dünya kamuoyunun bu asıl belgeleri görmezlikten gelerek siyasi amaçları için bilimsel eserlerde başvurulmayacak kaynakları temel aldığını, bu tutumun da Türkiye’nin haklı olduğunu kanıtlar nitelik taşıdığını ifade edildi.
Program; Eğitimci-Yazar Abdurrahman Zeynel’in günün anlamına yönelik yaptığı konuşma ve ardından şehitlerin anılmasıyla sona erdi.
Her 24 Nisan geldiğinde bazı kişi ve gruplar ile çeşitli ülkelerin Türkiye’yi suçlamak için adeta yarışa girdiklerini belirten Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Ermenilerin geçmişten bu yana batılı devletlerin yönlendirmesiyle soykırım iddialarını gündemde tuttuğunu belirtti.
Gerek Atatürk Üniversitesi Türk - Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi tarafından gerekse diğer kurumlarca yapılan çalışmaların bu iddiaları temelden çürüttüğünü, aksine bölgede yapılan araştırma neticesinde Ermenilerin bölge halkına zulmettiğinin ortaya çıkmış olmasına rağmen bilimsel zeminde değil de siyasi olarak bu iddiaları sürdürdüklerini aktaran Rektör Çomaklı: “Tarihimizin en acı olaylarını yaşadığımız bu tarihlere şahitlik eden vatandaşlarımız, bu vahşeti yaşayan en önemli tanıklarımızdır. Bunların yanında toplu mezarlar yapılan zulmün bir diğer önemli kanıtıdır. Bu topraklarda 1914 ile 1922 arasında 518 bin Müslüman Türk, Ermeni çetelerce öldürülmüştür. Hepsinin belgeleri mevcuttur. Bunun farkında olan Ermeni Diasporası ise olayı sürekli siyasi zeminde tutarak kendini haklı çıkarmaya çalışmaktadır ama ne yaparsa yapsınlar yaşanılan gerçekleri asla yok edemeyecekler. Atatürk Üniversitesi olarak da bu konuda verdiğimiz mücadele sonuna kadar devam edecek” dedi.
Hocam iyi de Ermeni soykırımı olmadığı halde ermeniler gece gündüz çalışarak bugün dünyanın 28 ülkesine bunu kabul ettirdiler. Biz ne yaptık sadece kuru kuruya kınamalarla zamanı geçirdik. Üniversitelerin tarih bölümleri var. Bugüne kadar onlar da gece gündüz çalışıp böyle bir soykırım yoktur arşivler ortda deyip de bunu bir ülkeye bile neden kabul ettiremedik. Bir çok tarih profumuz docentimiz var bunlar neden çalışmadilar neden neden her gün TV kanallarında boy gösterip mangalda kül bırakmıyorlar. Ama böyle önemli bir konuda neden uykuya yatmışlar. Nedense hep işin kolayına kaçıyorsunuz. Görüyorsunuz ki bu yetmiyor. Bu kuru kinamalarla bugüne kadar zamanı boşa geçirmişiz. Bunun yanında çalışıp ülke ülke gezilip bu haklı davamız belgeleriyle anlatılıp ülkeler ikna edilsin. Ama bizim bilim adamları rahatlarini bugüne kadar hiç bozmadilar onun için de başta İslam ve dost ülkelerimize, bu haklı davayı anlatıp onları yanımıza alamadık. sizin ve diğerlerinin yaptığı kolaya kaçmaktan başka bir şey değildir. Zaten bugüne kadar o arşivler neden açılıp gerekli çalışma yapılmadığı da işin bir başka tarafı.