O, bir eğitim neferi

Yakutiye Milli Eğitim Müdürü Cihan Kıvanç, eğitimde çıta yükselsin diye gecesini gündüzüne katıyor.

Korona hayatın her alanını örseledi, kimi alanda da ağır yaralar açtı. Kuşkusuz ki bu yaralı alanların başında da ekonomi ve eğitim gelmektedir.

Nasıl ki her insan kendi evinin önünü temizlediğinde günün sonunda o sokak ya da mahalle temizlenmiş oluyorsa, bireysel başarıların çoğalmasıyla da toplumsal bir hamle yapılmış oluyor.

Bu sebepledir ki, bireysel başarıları artırmak ve teşvik etmek ülke adına ciddi bir zenginlik anlamına geliyor.

“Bir çiçekle bahar gelmez” tezinde ısrar edenlere diyoruz ki, hayır yanılıyorsunuz, sizin o bir olarak gördüğünüz çiçekler, birer birer artmasıyla etraf çiçek tarlasına döner.

Misal; Erzurum’dan bir başarı hikayesiyle ne söylemeye çalıştığımızı daha müşahhas hale getirelim.

Cihan Kıvanç…

Erzurum Yakutiye Milli Eğitim Müdürü…

Genç, bilgili, cesur ve çalışkan bir eğitimci…

Cihan Kıvanç, Yakutiye’ye milli eğitim müdürü olduğundan beri makam odasında oturmak yerine, tabiri caizse yatağını yorganını okullara taşıdı.

Evinden çok okullarda geçirdi günlerini…

Tabi ki il milli eğitim müdürü Salih Kaygusuz da hep onun arkasında durdu ve onun bu çalışma azmine omuz verdi.

O da kendisine güvenenleri hayal kırıklığına uğratmadı.

Sizler de açıp bakabilirsiniz.

Yakutiye eğitimde ciddi bir atılım yapmış.

Şayet şu küresel bela musallat olmamış olsaydı, Yakutiye üniversite sınavındaki başarıdan tutunuz da orta dereceli okullardaki sıçramaya kadar muazzam bir ivme kazanmıştı.

Tabii ki bu yalnızca ne Salih Kaygusuz’un ne de Cihan Kıvanç’ın tek başına elde ettikleri bir başarı değil. Bu başarıda, o yöneticiler kadar, eğitim ordusunun neferleri olan öğretmenlerin payı var.

Lakin iyi bir kaptan gemisini fırtınadan kurtarıp limana ulaştırır, kötü kaptansa gemisini dalgalara kaptırır.

Cihan Kıvanç çok iyi bir kaptan…

Öyle olmasaydı eğer, eğitimin merkezi olan Yakutiye kısa sürede böylesine bir toparlanma yapamazdı.

“Bir müdür tek başına ne yapabilir ki?” sorusu, Cihan Kıvanç ve Salih Kaygusuz gibi isimler sayesinde tüm anlamını yitiriyor.

Biz buna Erzurum’da şahitlik ediyoruz.