Hırsızlara olmasa bile siber çetelere artık herkes borçlu!
Nurullah Akçayır’ı da soydular
Banka hesaplarını ele geçiren sanal soyguncular, Erzurumlu sanatçı Nurullah Akçayır’ın ne kadar parasını çaldılar?
“Ben Nurullah Akçayır...
Çok kıymetli dostum, şu anda hastanedeyim. Acilen 15 bin liraya ihtiyacım var.”
Düşünün ki, onun telefonu ya da hesabından size böyle bir mesaj geliyor.
Bu memleketin yetiştirdiği çok kıymetli bir sanatçı ve evladı naçar kalmış, aman diliyor.
Allah korusun…
Bu mesaj karşısında, Nurullah’ı tanıyıp bilen kim kayıtsız kalabilir?
Yufka yürekli ve cömert kimi insanlar anında cevap yazdı:
“Kıymetli kardeşim ne 15 bin lirası, ben hemen 150 bin lira gönderiyorum.”
Evet…
Ne yazık ki o malum ve de meşum dolandırıcılık okları, bu kez de kıymetli hemşerimiz Nurullah Akçayır’ı hedef aldı.
Siber dolandırıcılar, Nurullah Akçayır’ın ne kadar mahrem bilgisi, şifresi ve banka hesap numarası varsa tekmili birden çaldılar.
Nurullah’ın hesabından yüzlerce kişiye bu mesajı attılar.
Keşke bununla sınırlı olsaydı.
Ne yazık ki tahribat çok daha büyük:
Sevgili Nurullah’ın banka hesaplarındaki bütün birikimini de buharlaştırdılar.
Yine de canı sağ olsun, ama kıymetli dostumun iki milyondan fazla parasını çaldılar.
Yani yılların birikimi, alın teri ve çocuklarının rızkı…
Nurullah, sazı ve sesiyle nafakasını çıkaran namuslu ve şerefli bir sanatçıdır.
Çok üzüldüm…
Keşke elimden bir şey yapmak gelseydi.
Siber çeteler, bu ülke için en az Milli Güvenlik kadar kritik bir meseledir.
Her gün yeni bir yöntemle yeni yıkım, vurgun ve talan yapıyorlar.
Elbette ki devlet bu durum karşısında çaresiz yahut da kayıtsız kalmıyor.
Lakin baş etmek de çok zor…
Kimi ne zaman ve hangi metotlarla tuzağa düşürecekleri belli değil.
Herkes potansiyel bir kurban…
Akşam yatağına girdiğinde, bankadaki hesabında parası olan bir kimse, sabah peş parasız uyanıyor!
Adliyeye koşuyor, polise gidiyor.
Ne yapacaktı ki zaten…
Maalesef çoğu zaman bu da nafile bir çaba…
Çünkü dolandırıcılar, çoktan bir kıtadan öbür kıtaya paraları transfer etmiş oluyor.
Artık herkesin malumu:
Nurullah Akçayır, ilk olmadığı gibi son mağdur da olmayacak.
“Hırsıza beyler bile borçlu” sözü, şimdi “sanal vurgunculara tüm insanlık mahkum” şeklinde değiştirilmelidir!
Telefonu kapatsan, bilgisayardan uzak dursan, sanal mecraların kıyısından bile geçmesen…
Yine de güvende değilsin.
Diyorum ki acaba çare, beş parasız olmak mıdır?
Öyle ya, paran yoksa neyini çalacaklar ki…
Sonra düşünüyorum; hayır bu da çare değil.
Çalacak bir şey bulamazlarsa, ebediyen borçlandırırlar seni…
Eskiden İstanbul’un üçkağıtçıları için insanlar uyarılırdı. Denilirdi ki:
“Çok dikkatli ol. Onlar, kadının gözündeki sürmeyi çalar da kadın farkına bile varamaz.”
Merak ediyorum, Sülün Osman bu sanal meslektaşlarını görseydi ne derdi.
Büyük ihtimalle “beni gömün, bir daha da çağırmayın” derdi.
Bu haberler karşısında bunalıyorum, ruhum adeta cendereye alınmış gibi oluyor.
Ve fakat televizyonu izlerken görüyorum ki, İstanbul’da özel bir hastanede kalp ameliyatı için masaya yatırılan hasta, hastane görevlisinin sorgusu altında.
(Paranın esiri olmuş doktorlar, tüm etik kurulları ayakları altına alarak o rezaleti sessizce izliyor)
Adam öldü ölecek, ama hastane muhasebecisi tokatlayacağı ilave paranın peşinde!
Mukayese yapıyorum:
Sanal hırsızlar mı daha tehlikeli o hastane mi?
Bilemedim…
Palandökene çıkın vurgunu görün 4 kişilik aile teleferik ücreti 1 çıkış 600 tl ne oluyor ya bu parayabi İstanbul’a gidiyoruz ayıp günah belediye ovayı bırakmış dağda vatandaşı soyuyor. İmdat diyorum sayın cumhurbaşkanım imdat
vurgun sadece bumu. hergün araç muayende vatandaşlar soyuluyr. üstelik paramızla rezil olup saatlerce bekliyoruz. bir araç muayesi 2000 tl bu kadar büyük soygun var bir kerede bunu yazın. aracın bir tane vidasını sıkmadan bu parayı alıyorlar. hergün benzine ödediğimiz ötv vergi inanın milleti soyum soyum soyuyorlar. nurullah abiyi soymuşlar bizi hergün soyuyorlar.