Nihat Şahsuvaroğlu’ndan SILA-İ RAHİM

Yurtiçi ve yurtdışındaki yatırımlarıyla adından söz ettiren işinsanı Nihat Şahsuvaroğlu’ndan…

SILA-İ RAHİM

 

Erzurumlu olup da Şahsuvaroğlu ismini bilmeyen neredeyse yoktur.

Aile, Horasan’ın o çok meşhur Azap Köyünden.

Şahsuvaroğlu, çok kalabalık bir sülale…

Nihat Şahsuvaroğlu da, o sülalenin önde gelen fertlerinden biri…

Başta Cezayir ve Irak olmak üzere, pek çok ülkede otomotiv ve inşaat üzerine milyar dolarları aşan yatırımları var.

Elbette ki Türkiye’de de…

Nihat Bey, ata-dede memleketi Erzurum’u da doğup büyüdüğü Horasan’ı da asla ıskalayan biri değil.

Başta öğrenci yurdu olmak üzere, eğitim alanında çok ciddi hizmetleri var.

Kendisi dile getirmedi, ama biliyoruz ki Nihat Şahsuvaroğlu, hayır hasenatta da tam bir maraton koşucusu…

Mütedeyyin, ama tutucu değil.

İşinsanı, ama kapitalist değil.

Kelimenin tam anlamıyla: Milli ve yerli…

Bu tespiti yaptıktan sonra gelelim Nihat Şahsuvaroğlu’nun “Sıla-i Rahim Projesine”…

Nihat Bey, her meselenin en başında eğitimin geldiğine inanan bir kimse…

Akif’in tarif ettiği “Asım’ın nesline” yürekten inanıyor.

Eğitimle, dindar ve milli bir gençliğin inşa olacağını kendine amentü kılmış.

Çağımızın en büyük sorununun, yanlış ellerde hedef olunan gençlik olduğunu, bizzat büyük kentlerde görmüş.

Memleketi Erzurum’un da aynı girdapta çırpınmaması için “ben ne yapabilirim” ilkesinden hareketle yola koyulmuş.

Erzurum’u, çok ciddi ve donanımlı çocuk kreşleriyle süslemenin derdinde…

Sonra da, arsasını satın aldığı Dadaşkent’te ilkokul, ortaokul ve lise yapmayı planlamış.

İSABET OKULLARI

Altını kalınca çizerek anlattı:

“Amacımız ticaret ya da kar elde etmek değil. Amacımız, memleketimize çok kaliteli bir eğitim imkanı sunmaktır. Öyle ki öğrencilerimizin yarıdan çoğu burslu okuyacak. Çok, ama çok kaliteli bir eğitim kurumları açacağız.”

Kreşlerin de okulların da ortak adı: İsabet Okulları olacak.

Zaten kreşlerin bir kısmı faaliyette..

Karaçoban’a da bir tane açmış…

Bugün sabah Nihat Beyin misafiri olarak kahvaltıda birlikteydik.

“Bu, bir basın toplantısı değil, memleketimin gazetecileriyle sohbet etmektir muradım” diye söze başladı…

Kibirden kırıntı yoktu.

Buyurgan bir üslup yanından bile geçmemiş.

Konuşmak yerine, dinlemeyi önceledi.

Ziyadesiyle kibardı.

Oturmasından, kalkmasından hal ve tavırlarından ayan ediyordu:

Hanedan bir aileden geliyor…

Erzurum’a kim ki (hele hele de bu bir hemşerimizse) taş üstüne taş koyarsa, üstüne üstelik bir de eğitim alanında elini taşın altına sokarsa biz onlara sadece şapka çıkarır, saygı duyarız.

Nihat Şahsuvaroğlu, işinsanı hemşerilerimiz için sanki de bir rol model…

Fakir-fukarayı gözetmek…

Eğitim alanında yatırımlar yapmak…

İstihdam üzerine işyerleri açmak…

“Hizmet et, ama görünme”

Böyle tarif ediyor, Nihat Bey kendisini…

Hakikaten de o karaat da biri…

At nalı büyüklüğündeki harflerle konuşmaktan ısrarla kaçındı.

“Ben” değil, “Biz” diyor.

“Memleket” diyor, “Bayrak” diyor. “Vatan” diyor.

İlla da “Eğitim” diyor.

Vatanına milletine bağlı şuurlu bir gençlik en yegane ideali…

Asla maceraperest değil, her cümlesi belli ki defalarca ölçülmüş biçilmiş…

Türkiye’yi de iyi biliyor, dünyayı da…

Hani bir büyüğe sormuşlar, biraz da istiskal edercesine:

“Efendi hazretleri sizin Erzurum’da ne yetişir?”

Yüzünde istihzadan uzak bir tebessümle:

“Bizde insan yetişir.”

Evet…

Erzurum sebze ve meyve için belki mümbit bir toprağa sahip değil, lakin şu mübarek tevafuka bakın ki…

Burada da en hakikisinden yani kimyasal katkı olmayan numune ve de rafine insan yetişiyor.

Örnekleri çok da…

İşte onlardan biri de Nihat Şahsuvaroğlu…

Güneşin bile üşüdüğü bu şehirde, kim ki elinde bir mum sokak sokak dolaşıyorsa…

Korkmayın. Anlayın ki o sizi ısıtmaya geliyor, size yoldaş olmak istiyor.

Nihat Bey…

Gerçekten de “isabetli” bir karar vermişsiniz:

Önce eğitim…

Önce çocuklar…

Önce gençler…

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.