Seçim yaklaşırken kanlı PKK mangaları yol kesmekte, asfaltlara tonlarca el yapımı mayınlar döşemekte.
Askere, polise silah çekmekte.
Sivillere kurşun yağdırmakta.
Kalleş pusular kurmakta.
Bebekleri, kadınları, yaşlıları katletmekte.
Esrar eroin trafiğini, petrol kaçakçılığını yönetmekte?
Köyleri basmakta.
Mahalleleri işgal etmekte.
Yani, devletine isyan etmekte.
Ve sırtını terör örgütüne dayadığını itiraf eden PKKP (PKK Partisi) sözcüleri; hiç utanmadan mikrofonlar, kameralar karşısında masum siyaset nutukları atıp, demokrasi raconları kesmekte.
***
Bu kara ve karanlık tabloya rağmen şuna inanıyorum;
Kürt halkının büyük çoğunluğu, PKK, DAĞ, HDP, APO, TERÖR ağı konusunda aynen Türk kardeşleri gibi düşünüyor. Bölünmek, parçalanmak istemiyor.
Nefesi kan ve barut kokan, küresel emperyalizmin kahpe tohumu PKK'NIN özerklik, sivil itaatsizlik çağrılarına mesafeli duruyor.
Devlet otoritesinin kararlılıkla tesisinden memnuniyet hissediyor.
Türkiye Cumhuriyetinin şerefli bir mensubu, milletin eşit, onurlu bir evladı olarak sonsuza kadar aynı bayrak altında yaşamayı arzu ediyor.
Sorunlar, siyaset yoluyla, kardeşlik hukuku gözetilerek çözülsün istiyor.
Bizim de, siyasal Kürt hareketinin dağdan inip, düz ovada siyaset yapmasına itirazımız yok.
Lakin dağdan inip şehre, sandık başında kandil yakmalarına evelallah kimse izin ve fırsat vermez!
Dağı, teker takıp ovaya taşımanın, vatan topraklarına tonlarca mayın döşemenin, barış diye diye barışın içine etmenin adına ince siyaset, küresel strateji diyenlerin sonu hüsrandır.
Buna devlet derler, devlet!
Ne kükremesi aslana benzer, ne pençe atması kaplana!
Vakit geç sayılmaz.
Keleşlerinize uygun kılıflar bulun, boşaltın inlerinizi, mağaralarınızı, terk edin kanlı ayaklarınızla kirlettiğiniz vatan topraklarımız?
Canlarımızı kalleş pusularla toprağa düşürmeyin, siz de canınızı devletin kahredici pençesinden vakit geç olmadan kurtarın.
Aklınızı başınıza toplayın.
***
Türkiye geneli çeçim sonuçları hakkında elbette tahmin yürütüyor, dostlar arasında rakamlar telaffuz ediyoruz.
Sözün sonunda "Cenabıhak memleket ve millet için hayırlısını nasip etsin; birliğimizi, dirliğimizi bozmasın." temennisinde bulunuyoruz.
Erzurum için ayrı bir temenni ve duamız var.
Bu sefer, AK Parti, MHP ve CHP mahalle başı ve güney ilçelerine biraz daha yoğunlaşsınlar.
Başlarını elleri arasına alıp iyice düşünsünler.
Nerede hata yaptıklarını soğukkanlılıkla analiz etsinler.
KÜRT DADAŞLARI, ne etti de küstürdüler?
Ne yaptı gönüllerini incittiler?
Gecelerini gündüze katıp, tekrar kazanmalılar o can dostlarımızın gönlünü.
Tarihten geleceğe birlikte yürümezsek eğer, bizim başımız dönmez mi, o vefakâr Kürt yoldaşlarımızın kolu kanadı kırılmaz mı?
Türksüz Kürt, kurdun kuşun yemi olur Ortadoğu bataklığında.
Kürtsüz eksiktir, Türk'te. Kanadı kırıktır, gönlü mahzundur.
Moskof kurşunlarına siper edip göğsünü, aziziye tabyalarına satır ve baltalarla birlikte yürüdüğü öz kardaşlarıyla el ele sandığın yolunu tutmalı Erzurumlu.
***
Temennimiz şu:
Erzurumlular, 1 Kasım'da HDP' ye 1 Milletvekilini kaptırıp; Nene Hatunun kemiklerini sızlatmasınlar!
Ama Kürt seçmeni ürküterek, inciterek, dışlayarak, küstürerek değil?
Çok çalışarak, kapı kapı dolaşıp ikna ederek, samimiyetle kucaklayarak?