12- İnsanların hesabı hangi güne bırakılmıştı ? 13- Hüküm gününe bırakılmıştı. 14- Hüküm gününün ne olduğunu sen nerden bilirsin?
Nebe Suresi - Ayetler:
17- Doğrusu, hüküm günü elbette tesbit edilmiştir.18- Sura üfrüldüğü gün,hepiniz bölük bölük gelirsiniz. 19- Gökler kapı kapı açılacaktır 20- Dağlar yürütülüp serâp olacaktır. 21- Cehennem, yalnız azgınları bekleyen yerdir. 22- Dönecekleri yer orasıdır. 23- Orada sonsuz kalacaklardır. 24-25-26 Orada serinlik bulamayacaklar, işlediklerine uygun olan kaynar su ve irin dışında bir içecek tadamayacaklardır.
Tekvîr Suresi- Ayetler :
1-Güneş dürülüp ışığı kaldırıldığı zaman, 2- Yıldızlar düşüp söndüğü zaman, 3- Dağlar yürütüldüğü zaman, 4-Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman, 5- Yabani hayvanlar, bir araya toplatıldığı zaman, 6- Denizler kaynaştırıldığızaman, 7- Canlar bedenlerle birleştirildiği zaman,8-9- Diri diri gömülen, kız çocuğun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman, 10- Amel defterleri açıldığı zaman, 11- Gök yerinden oynatıldığı zaman, 12- Cehennem alevlendirildiği zaman, 13- Cennet yaklaştırıldığı zaman, 14- İnsanoğlu ne yaptığını görecektir.
İnfitâr Suresi- Ayetler :
1- Gök yarıldığı zaman,2- Yıldızlar dağıldığı zaman, 3- Denizler kaynaştığı zaman, 4- Kabirlerin içi dışa çıktığı zaman,5- İnsanoğlu ne yaptığını ve ne yapmadığını görür.
İnşikâk Suresi- Ayetler :
1-2- Gök yarılıp Rabbine boyun eğdiği zaman ki gök boyun eğecektir- 3-4-5- Yer düzletilip içinde olanları dışarı atarak boşaldığı zaman ve yer Rabbine boyun eğdiği zaman - ki yer boyun eğecektir- herkes yaptığını görecektir. 6- Ey insanoğlu !.. Sen Rabbin için çalışıp çabaladın, artık Ona kavuşmaktasın. 7-8-9- Amel defteri kendisine sağından verilen kimse, kolay geçireceği bir hesaba çekilir ve arkadaşlarının yanına sevinçle döner. 10-11-12- Ama amel defteri arkasından verilen kimse Mahvoldum diye bağırır ve çılgın alevli cehenneme girer. 13- Çünkü o, dünyada, adamlarının yanında iken zevk içindeydi.
Zilzâl Suresi- Ayetler :
1,2,3- Yer (o şiddetle) sarsıntıyla sarsıldığı; yer yüzü ağırlıklarını (dışarıya) çıkardığı ve insan; Buna ne oluyor? dediği zaman !..
Tâ-Hâ Suresi- Ayetler :
105-106- Rabbim ( o gün) onları (dağları) ufalayıp savuracaktır, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek !.. 107- Orada ne bir çukur ne de bir tümsek göreceksiniz.
Nâziât Suresi- Ayetler :
6-7-8-9- O sarsıntının sarsacağı gün, arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek. O gün yürekler (dehşet içinde) hoplayacak. Gözler,bakıştan zillet içine düşecek.
Kıyamet saati, canlılarla beraber, tüm evrenin yok olduğu çok dehşetli bir gündür. O gün, insanların, hayvanların, var olan her şeyin, kısaca kainatın ölüm günüdür. Bugün kuşkusuz ki büyük bir gündür. O gün kainatın Maliki, Hakimi, Sahibi yüce Rabbimizin kudretinin, insanlar tarafından açıkça görüldüğü ve idrak edildiği gündür.
Bu yok oluş, kainatın hayatı boyunca, hiçbir yerde görülmemiş olaylar sonucunda gerçekleşecektir. Allahın yarattığı bu muazzam, bu görkemli sistem, yine Onun tek bir emriyle akıllara durgunluk verecek bir şekilde sona erecektir.
O gün, inkâr edenler için, korku, dehşet ve acı dolu bir gün olacaktır. O gün suçlular, büyük bir pişmanlık, korku ve aşağılanmayı hissedecekleri bir günü görecekler.
Kıyamet saati (günü), Sûra birinci üfrülmeyle başlar. Sûra üfrülmesi, yüce Rabbimizin vaat ettiği kıyamet saatinin artık gelip çattığının habercisidir. Sûrun sesi, artık dünya hayatının bittiğinin, ahiret hayatının başladığının sesidir. Bu ses, hiç beklenmedik bir anda duyulan bir ses olacaktır.
Bu ses, o güne kadar duyulan seslere hiç benzemeyen bir sestir. Her şeyin sonunun geldiğini bildiren bu ses, artık yapılan hataların telafisi için, vakit kalmadığını haber vermektedir. Sûrun sesi, inkârcılara ve günahkârlara, çok büyük bir korku getirecektir. Onlar, bu gerçeğe boyun eğeceklerdir.
İbn Ömer (R.A.) anlatıyor . Hz Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurmuştur :
Kim kıyamet gününü müşahade etmek isterse Tekvir, İnfitâr ve İnşikâk surelerini okusun. Kıyameti gözleriyle görmüş gibi olur. (Ahmet, Tirmizi, Hakim).
Gerek bu mübarek surelerde gerek diğer sure ve ayetlerde kıyametin o müthiş durumu anlatılır. İnsan bunları okuduğunda büyük bir dehşete düşer ve o saat bir sinema şeridi gibi gözünün önünden geçer. Bu mübarek sureler, insanı çok etkilerler. Düşünenler için, bu sure ve ayetler, büyük bir ders verir ve insanı muhasebeye çekerler.
Bu mübarek ayetlerde, kıyametle gelecek olan yıkım ve dehşetin sadece yerde gerçekleşecek olaylarla sınırlı olmadığını, akıllara durgunluk veren büyüklükte olan gök cisimlerinin ve uzayın da ölüm vaktinin geldiğini haber vermektedir.
Güneş, Ay, yıldızlar ve gezegenler o gün parçalanıp yok olacaklardır. Bugüne kadar Rabbimizin emri ve sonsuz kudretiyle korunan bu denge, sahnenin kapandığı bu günde, yine Onun büyüklüğüne uygun olarak alt üst olarak bozulacaktır..
O gün, bildik kanunların dışında var olan kanunlar işleyecek. O gün, işleyen fizik kanunları da artık yok olacaktır. Böyle olunca da atmosfer eriyip akmaya başlayacaktır. Ayette belirtildiği gibi eriyip maden gibi olacak. O güne kadar insanların hep masmavi gördüğü gökyüzü, eriyip akkor hale gelerek yanan atmosferden dolayı kızıl olarak görünecektir.
O gün yer ve gök, yüce Yaratıcımızın emirlerine boyun eğerler. Kıyamet günü, yüce Rabbimizin emirlerine yüz çeviren ve Onun bu büyüklüğünü görmek istemeyenler pişman olacaklar.
Dünya, kendi ekseni etrafında saatte 1670 km. kızla dönen, kütlesi de 6 katrilyar ton ağırlığında olan kocaman bir kütledir.Merkezinde, kabuğun 5,6 bin km aşağısında büyük bir basınca sahip kor halde bir katman vardır. Bunun sıcaklığı da tahminen 4500 derece dir. Mağmada büyük bir gaz kütlesi yüklüdür. Patlama esnasında büyük bir püskürtme olur, kaynayan lavlar fokurdayarak yeryüzüne çıkarak yeryüzünü bir ateş topu gibi cehenneme çevirirler. Yeryüzü parça parça yıkılıp darmadağın olur.
Rabbimizin belirlediği bu süre tamamlandığında, insanları korkunç gürültüler çevreleyecek dağlar parçalanacak insanların ayaklarının altından lavlar akacak toz, duman ve gaz bulutları her tarafı sarıp kuşatacak kaynayan sular insanların üstüne taşacak o gün insanlar tarif edilemeyecek bir korku ve dehşetin içerisine düşeceklerdir. İnsanlar, değer verdikleri mal, evlat, makam, şöhret ve her şeyi unutacaklardır.
Bu olaylar, yüce Rabbimizin sonsuz kudret ve büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne serecektir. Kendi büyüklüğü ile övünen insan ne kadar aciz,değersiz ve güçsüz olduğunu anlayacaktır.O gün büyük bir korku hakim olacaktır.
İnanan insanlara lütfedilen en büyük nimetlerden birisi, Kurân-ı Kerime muhatap kılınmış olmaktır. Bu nimetin şükrü de onu güzelce anlamak ve iktizası gereğince amel edip yaşamaktır.
Ne ibretlik bir durumdur ki altımızda mağmadan oluşan çok müthiş bir ateş deryası, üstümüzde muazzam bir alev topu olan güneş, bizler de bu iki ateş topu arasında serin ve selametli bir hayat sürmekteyiz Bu, Rabbimizin bizlere büyük bir lütfudur. Bu yüzden Rabbimize çokça şükretmeliyiz ve Onu her zaman tesbih etmeliyiz (yüceltmeliyiz).
Ey insanoğlu !.. Geçici dünya hayatının tüketildiği ve Rabbimizin kudretinin sergilen diği bugüne hazırlıklı olalım. Unutmayalım ki bizleri aldatan o ; lüks evler, saraylar, dev gökdelenler, lüks arabalar, pahalı telefonlar, pahalı giysiler, altınlar ve elmaslar, övünülen milyar dolarlık zenginlikler, çocuklar, güzellikler, şan, şöhret, makam, kariyer ve itibarlar bir anda yok olacaklardır.
Ezene-bezene bakıp büyüttüğümüz türlü türlü lezizi yemekler yedirdiğimiz, bir dikenin batmasından sakındığımız, küçük bir yerimizde ağrı olsa hemen doktora götürdüğümüz o vücudumuzun refleksleri,mezarda 30 dakika sonra duracak, 24 saat sonra çürüyecek birlikte götürdüğümüz bakteriler harekete geçerek birer kurtçuk halinde vücudumuzu kemirecekler, börtü böcekler o nazenin vücudumuza üşüşecekler, üzerimizden nice yağmur ve kar suları akacak
Üçüncü Sûrun üfrülmesiyle de hesap vermek üzere bu muazzaam kâinatın Sahibi, Maliki, Hakimi yüce Rabbimiz ALLAH (C.C.)ın huzuruna varacağız.
Onun için, bu dünya hayatını çok iyi değerlendirip oraya dolu dolu güzel amellerle gitmeliyiz, ölümü ve ahireti de aklımızdan hiç çıkarmamalıyız. Hiç yoktan, bana hakaret etti deyip başkalarının günahını almamalıyız, onlara iftira atmamalıyız. Kul hakkına girme meliyiz. O makam, kariyer ve servetlere güvenmemeliyiz. İşte bu günü iyi düşünmeliyiz.
Allah (C.C.)tan çok korkmalıyız.
Selam ve saygılarımla