Ne yani Erzurum bir köy mü?

Gazeteci-yazar üstat Talat Uzunyaylalı sorgulamış: “Kim uydurdu Erzurum’un ‘Doğu’nun Paris’i olduğunu?”

 

Eski Türkiye’de öylesine bir Batı hayranlığı, Batı özentisi vardı ki…

Bırakın müspet şeyleri, her türlü müptezellik bile ülkemizde moda namına tatbik edilirdi.

İstiklal Caddesi’nde günlerden bir gün…

Kadınlar ve erkekler şemsiyelerini açmış adeta ayin yaparcasına yürüyorlar.

Oysa…

Hava ne güneşlidir ne de yağmurlu…

Biri sorar:

“Hayırdır, niye şemsiye açtınız?”

Cevap:

“Ya Paris’e yağmur yağıyorsa?”

Bu girizgahı, değerli yazar üstat Talat Uzunyaylalı’nın Pusula gazetesinde kaleme aldığı yazısındaki şu paragraf üzerine yaptım.

Diyor ki:

   “…Bu, 'Erzurum doğunun Paris'i'  benzetmesini ilk kim  ve ne zaman yaptı bilmiyorum, fakat en büyük yalanlardan biri bu sözdür. “

 

Eyvallah.

Paris başka Erzurum başka bir şehir…

Zaten halkı Müslüman olan bir şehirle Paris’in nasıl müşterek yanı olabilir ki?

Ve bir gerçek ki:

Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk elitler, Batılı bir yaşam tarzını düstur edinmişti.

Öyle ki, onlara benzer esvaplar giyer, yemek masasında onlar gibi çatalı-kaşığı sol elleriyle kullanırdı.

Sağ el doğuyu, sol el de batıyı temsil ederdi!

Talat Bey’e İtirazım şu:

Sizin de dediğiniz gibi vaktiyle kimin dediği belli olmayan ‘Erzurum Doğu’nun Paris’idir sözü, cemiyet hayatıyla sınırlı bir yaklaşım değildir.

Erzurum’a yapılan o yakıştırma:

Şehrin…

Ticaretteki potansiyeli…

İmalat alanındaki yükselişi…

Sosyal yapısındaki renkliliği

Siyaset, sanat ve matbuadaki çok sesliliğidir.

Üstada soruyorum:

Erzurum, (Doğu’nun Paris’i meselesini geçelim) bugün bölgesinin en gelişmiş şehirlerinden biri değil mi?

Siyaseten iktidarı eleştirmek, mahalli yönetimde belediye başkanlarını beceriksiz görmek başka bir şeydir…

Ama bugün ki Erzurum’u küçümsemek, sanki arpa boyu yol almamış gibi görmek ise, bambaşka bir şey…

Zaten Paris olmayalım…

Bize:

Saltuklu, Selçuklu, Osmanlı ve de Türkiye Cumhuriyeti olmak en büyük şereftir.

Üstat…

Evet; Erzurum’un gerek mahalli gerekse merkezi hükümetten alması gereken pek çok hizmet var hala…

Allah aşkınıza dünkü Erzurum çok mu matahtı?

Toprak yapıları, izbe sokakları ve mayıs kokan caddeleri…

Üstat…

Erzurum gelişmekte olan bir şehir…

Paris değil tabi ki ama hala Doğu’nun en dinamik bir şehridir.

Üstat…

Pusula’daki yazısında, ne güzel anlatmışsın Paris’in cemaziyelevvelini…

İyi de, bugün ki Erzurum’a dair birkaç kelam da olsa müspet bir sözünüz yok mu?

Son 20 yılda, Erzurum’da şehir mimarisinde, kentleşmede bir hamle olmadı mı?

Yerinde mi saydı Erzurum?

Bu iklimde, bu rakımda ve üretim merkezlerine uzak bu coğrafyada…

Üstat, size soruyorum:

Bundan daha büyük, bundan daha zengin bir şehir nasıl olacak ki?

“Doğu’nun Paris’i” yakıştırmasının hiç mi hiç şık olmadığı görüşünüze hak vermekle birlikte; bugün ki Erzurum’u da hafife almanıza

İtiraz ediyorum…

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • M. Talat Uzunyaylalı 10 Haziran 2024 23:36

    Başım üstüne aziz dost... Lakin dediklerini her fırsata takdir ederek yazıyorum, hatta uzun bir yazımın başlığı, 'Erzurum Bin yıllık tarihinde en mamur ve en mesut günlerini yaşıyor' şeklinde.

  • Yavuz soylu 07 Haziran 2024 08:49

    Canım Erzurum seni kimseye benzet meye gerek yok Gök kubbe gibi mavi kargibi beyaz gönüllerde bir katmer gülsün sonsuza kadar parliyacak Ay yıldızsın .

  • Ali er 06 Haziran 2024 00:44

    Derya hanım yaşım 55 ve sizden büyüğüm ve inanın 45 sene evvel gerçekten Erzurum bir Paristi ve ispat için şunu söyleyeyim erzuruma o zamanlar gelenler caddelerin genişliğine temizliğine hayran olurlardı bakın 45 sene geçmiş hala daha artan trafiği kaldırıyor. Caddelerde bir tane çöp olmazdı mesela atatürk üniversitesi kampüsü botanik park gibiydi. Olimpiyat parkı yerinde açılan Erzurum fuarı Türkiye’de izmirden sonra 2. Sıradaydı içinde mini lokomotif tur atardı ki dünyanın hiçbir yetinde yoktu buharlı bir trendi. Şimdi hepsini sekmen yok etti yerine o güzelim parkı tekstil fabrikasına vermiş bilmem nereye vermiş lokanta açmış yani mahvetmiş kemirmiş. Şimdi köy bile olamayacak durumda.

  • Harun Can 03 Haziran 2024 13:05

    Okuma engeliniz var herhalde üstad dediğiniz yazarında sizinde. Cehaletiniz ortada tarihte mi okumazsınız? Paris Erzurum gibi tabyalarla çevrili bir şehirdi. Bundan dolayı Erzurum için böyle denildi. Bir araştırın da öyle yazın bari.