O sahneyi görünce kendi adıma bu şehrin yarınlarına dair umutlarımı yeniden yeşerttim.
Dedim ki, nobranlığın neredeyse en geçer akçe olduğu şu günümüzde, hala bize medeni olmanın günün sonunda galip geleceği hatırlatıldı.
Erzurum Ticaret Borsası seçimlerinden söz ediyorum.
Haftalardır kıyasıya bir yarış vardı.
Hakan Oral- Abdurrezzak Cellat arasında geçen bir yarış…
Nihayet sonuçlandı. Geçtiğimiz cumartesi günü Borsa’nın yüzlerce üyesi tercihini yaptı ve yeni döneme dair bir irade ortaya koydu.
Buna göre, Hakan Oral yeniden Borsa başkanı oldu, Abdurrezzak Cellat kazanamadı.
Fiili ya da fiziki sonuç tam olarak buydu da, ama o cumartesi günü o Borsa önünde öyle bir şey yaşandı ki, emin olunuz belki de seçimin kendisinden daha kıymetliydi.
Olay şuydu…
Hakan Oral, kendisine seçimi kazandığının bildirilmesi üzerine, havalara zıplayıp zafer naraları atmak yerine, hemen haftalardır çekiştiği rakibi Cellat’ın yanına koştu, onun elini kavradı, havaya kaldı ve birlikte dışarıda bekleyen üyelerin karşısına çıktılar.
“Kazanan Erzurum Ticaret Borsası oldu” dedi.
Abdurrezzak Cellat da en az Hakan Oral kadar centilmendi, en az onun kadar demokrasiye ve insanların hür iradesine inanıyordu.
“Ben kaybettim, başlarım sizin seçiminize” demek yerine, büyük bir olgunlukla rakibinin başarısını kutladı, üyelerin iradelerine saygı duyduğunu bildirdi.
Öyle umut ediyorum ki Borsa’daki seçimin nihayeti ve bu nihayet üzerine vücut bulan o tablo artık bu şehirde bir numune olsun…
Seçim artık geride kaldı.
Bu sebeple yarından tezi yok Cellat kendi ticaretine ve yeni yatırımlarına odaklanmalı, Oral da Borsa eliyle memlekete yapacağı yeni hizmetlere…
