ASAYİŞHaber Girişi : 08 Aralık 2009 16:47

NE GİRİBİ NE.

NE GİRİBİ NE.

İnsanların tümü grip olmamak için elinden geleni yapıyor… Ama ne kadar korksanız da olacak oluyor. Endişelenmenize gerek yok, gelecekse bu hastalık hiçbir şey dinlemiyor… İnanın bütün önlemlerinizi alıyorsunuz, haplar, vitaminler, ağrı kesiciler… Faydasız eşiğinizde buluyorsunuz. Hastalık bir hapşırmayla yanınızda. Ben neden hasta oldum diye ince hayıflanmalar bile yersiz. Geçenler de hastanenin yolunu tuttum aynı şikâyetten muzdarip olarak. İnanın hastanenin tüm departmanları dolu… En çokta griple alakalı olan bölüm. Doktorlarımıza bahane verecek yerimiz inanın yok. Hepsi de full mesai görevdeler. Muayene olmak için kapıdan içeri girip doktoruma şikâyetlerimi anlattım. Geniz akıntısı, öksürük, ateş, boğazlarda yanma, vücutta kırgınlık, vb. belirtileri dile getirdim. Grip olduğum apaçık belli. Tetkikler yapıldıktan sonra istirahatı önerdi doktorum. Tabiki ilaçlarımı da yazdı. Aynı zamanda da sorudu.”-Efendim! Aşı olmuş muydunuz?” Bende inceden kısık bir sesle “hayır” dedim.

 

******

 

     Tabi bizlerde bu konuda yerden göğe kadar haklıyız. Neden mi? Çünkü bir ülkenin sağlık bakanı tüm yurttaşların aşı olmaları gerektiğini savunuyor. Aşı olmazsanız bu virüs hızla yayılarak korkunç boyutlara varabileceğinin sinyallerini veriyor. Toplumun bilinçlenmesi adına ne gerekiyorsa onu yapıyor. Tabiri caiz ise hastalık adına toplumsal seferberlik başlatıyor. Sizde hazırlanıp tam sağlık ocağına gidecekken haberlere gözünüz takılıyor. Sayın başbakan aşı olmayacağını, bu hususta sağlık bakanıyla aynı düşünmediğini söyleyince giyindiğiniz yerden soyunmaya başlıyorsunuz. Ata tabiriyle bu iş tam “ALİ YAZAR, VELİ BOZAR.”hikâyesine dönüyor. Kafamız oldukça karışık. Kimileri diyor aşı güvenilir, kimileri diyor yıllar sonra bile bu iş açığa çıkacak, millet hastalanacak. Tam bir yılan hikâyesi anlayacağınız. Milletin kafasında yüzlerce soru işareti. Tam bir muamma.

Bu hastalığın pençesinde kıvranan dünyalar kadar insan varken ve hasta olmaya aday milyonlar kapıda hazır kıta beklemekteyken, ulu orta aşı ile alakalı spekülasyonların olması insanları tedirgin ediyor. Tedirgin olmakla da kalmıyor panikize olmamıza sebep oluyor.

 

******

 

    Ünlüler teker teker açıkladılar hasta olduklarını; isimlerini duymuşsunuzdur. Belki reklam olsun diye belki de milletin paniklenmemesine ve korkmamasına sebep olmak için yaptılar bu girişimlerini. Hüsnü zanla bu hareketlerini tebrik ediyor ve geçmiş olsun dileklerimi Arz ediyorum… Ancak, izin verirseniz konuyla alakalı haddim olmayarak birkaç öneri ve uyarılarda bulunmak istiyorum. Tıp bilgim yok; ama tam bu hususta Nasreddin hocanın ilginç bir fıkrası geliyor aklıma. Yeri gelmişken paylaşayım sizinle. Malumunuz nasreddin hoca ağaçtan düşer. Onu gören komşuları hocayı hemen doktora götürmek isterler. Hoca da”-Bırakın yahu doktoru filan… Siz bana ağaçtan düşeni bulun… Anlasa anlasa o anlar benim halimden.” demiş. Bende ağaçtan düşen bir A tipi grip şüphelisi olarak size affınıza sığınarak bir iki öneride bulunacağım…

1-    Geniz akıntısına çok dikkat edin. Gerçekten bu çok önemli bir durum. Hemen sonraki gün başlayacak öksürüğünde belirtisi.

2-    Ve meşhur belirtimiz: Ateş ve Öksürük. Vücudunuzda bitkinlik, hapşırık… Ama korkmanıza gerek yok… Hemen paniklemeden doktorunuza gidin… En önemlisi viral enfeksiyonun yanında gelişen bakteriyel enfeksiyon. Biliyorsunuz ikincil enfeksiyonda iş zatüreye varıp dayanacaktır. İşi ilerletmeden hemen ilaç tedavisine başlayın. Vitamin takviyesine de tabi ki… İstirahatı da unutmayın. Şimdiden size kocaman bir geçmiş olsun…

 

     Hayatın sizi daraltmadığı, hastalıklardan uzak sağlık ve sıhhat dolu; en önemlisi dostlarınızla doyumsuz anlar geçirmeniz dilek ve temennilerimle.Sağlıcakla kalın..

 

Yüzünüz Hep Gülsün…