1430 yılında Sultan II. Murat zamanında fethedilen Selanik, Osmanlı Devletinin İstanbuldan
sonra ikinci büyük şehri olmuş ve 500 yıl Osmanlının hakimiyetinde kalmıştır.
Stratejik önemi bulunan Selânik, Osmanlıdaki modernleşme ve özgürlükçü hareketlere öncülük etmesi ve İttihat ve Terakkinin merkezi olması münasebetiyle önemli bir şehirdir.
Hürriyet mücadelesi verenlerin Kabe-i Hürriyet ismini verdikleri Selanik, bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal in doğduğu şehir olmasından dolayı da özel bir anlam taşır.
Osmanlı İmparatorluğu, çöküş dönemine girdiği yıllarda, sınırları içindeki toprakları
koruyamamış ve hakim olduğu toprakları bir bir kaybetmeye başlamıştır.
Hezimetle sonuçlanan Balkan Harbinde Evlad-ı Fatihanın toprakları elden çıkmış, bu
süreçte Selânik, tek mermi dahi atılmadan Yunanlılara teslim edilmiştir. Hasan Tahsin Paşa Selaniki teslim ederken Mustafa Kemalin, doğduğu, büyüdüğü ve hatıralarının olduğu Selanikin, Yunanlıların eline geçmesine çok üzüldüğü, hatta; Selânik ismi geçtiği zaman gözlerinin dolduğu ve hüzünlendiği söylenir.
İşte bu duygusal ortamlardan biri Mustafa Kemâlin 23 Temmuz Erzurum Kongresi için geldiği Erzurumda yaşanmıştır.
Mustafa Kemâl, kongre günlerinde kaldığı Mumcu Mahallesindeki konakta
Cevat Dursunoğlu,Süleyman Necati ve Kazım Yurdalanla birlikte sohbet ederken ülkenin
içinde bulunduğu durumdan bahseder ve sözü Meclis-i Mebusana getirir, daha sonra da Erzurumdan mebus seçilme isteğini ifade eder.
Mustafa Kemâl, bu düşüncesini söylerken bir ara Selaniki hatırlar, doğduğu ve büyüdüğü
vatanının yabancıların eline geçmesini dile getirerek duyduğu ıstırabı gözleri yaşararak
anlatır.
Sohbette bulunan Erzurumlular bu acıyı daha önce yaşadıkları için kederlenirler. Bu esnada Kâzım Yurdalan söz alarak Paşaya Erzurumun geçmişte yetiştirdiği kahramanlar arasına bir kahramanın daha girmesi şerefini Erzurumlulara vermesini ve bunun için nüfusunun Erzuruma nakle muvafakat buyurmasını söyler.
Mustafa Kemâl Paşa bu tekliften çok mutlu olur ve şerefle kabul ettiğini beyan eder.
Bu konuşmalara tanık olanlar, Şark-i Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adına. Mustafa
Kemâl Paşa Hazretlerine hitaben 26 Ağustos 1919 tarihli Bu memleketin tarihinde
şehrimizin nasıl nurlu bir mevkii varsa Erzurum tarihinde de zatiali-i vatanperverileri öyle bir mevki-i mahsus ihraz eylemişlerdir.
Hayat-ı mücahidanelerinde bu suretle mühim hatıralara sahip bulunan Erzurumun evlâdı meyanında ismi âlilerinin görülmesi bütün hemşehrilerce mucib-i şeref ve mefharet addedileceğinden ve maskat-ı resleri istilâ altında bulunduğundan burada tavattun ile hemşehrilerimizi kabul buyurmanızı temenni eyleriz metinli mektubu yazarak konuyu aktarırlar.
Bir gün sonra Mustafa Kemal Paşa, gelen mektuba Erzurum hemşehriliğini teklif suretiyle
hakkımda bu kere de izhar buyrulan âsar-ı muhabbet ve samimiyetin müteşekkiriyim.
Tarihî olan Erzurumun bu erler yatağının hemşehrileri meyanında bulunmak âcizleri için en büyük saadettir. Erzurum nüfusuna kaydımın icrası için icabeden muameleye tevessül edildiğini beyan ve revabıt-ı kalbiye ve samimanemi teyit eylerim Efendim. diyerek cevap verir.
İşte bu aşamadan sonra Mustafa Kemal Paşa Erzurumun hemşehrisi olur ve son Osmanlı Mebusan Meclisine Erzurum mebusu olarak seçilir.
Yaşananların her aşamasına tanık olan Cevat Dursunoğlu bu tarihi olayı TÜRKLÜĞÜN ANADOLUDAKİ EN ESKİ KALESİNE, EN KAHRAMAN ŞEHRİNE ASRIN EN BÜYÜK
TÜRKÜ HEMŞEHRİ OLMUŞTU. sözleri ile özetler.
Milli mücadele yıllarının önde gelen isimlerinden olan Cevat Dursunoğlu, 1892 yılında Erzurumda doğmuş, ilk ve orta öğretimini Erzurumda tamamlamış, 1910 yılında maarif nezaretinin açtığı imtihanı kazanarak yüksek tahsil için Almanyaya gitmiştir.
Birinci Cihan Harbinde dört yıl yedek subay olarak görev yapan Cevat Dursunoğlu, aydın kişiliğinin vermiş olduğu sorumluluk gereği Milli Mücadelenin içinde olmaya karar vermiş bu maksatla Vilayât-ı Şarkıye Müdafaâ-i Hukuk-i Milliye Cemiyetine katılmış ve buradan aldığı yetkiyle, cemiyetin Erzurumda kurulmasını sağlamıştır.
Cevat Bey, 17 Haziran Erzurum Vilayet Kongresi ile 23 Temmuz Erzurum Kongresinin
hazırlanmasında önemli katkılar sunmuş,
23 Temmuz Erzurum Kongresinde merkez delegeliğinden istifa ederek yerini Mustafa Kemâl
Paşaya bırakmış, kendisi de Hasankale delegesi olarak kongreye katılmıştır.
Erzurumda Muallim Mektebi Müdürlüğü görevini yapan Cevat Dursunoğlu daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı görevinde de bulunmuştur.
İlerleyen yıllarda siyaset hayatına atılan Cevat Dursunoğlu, 1942-1946 yıllarında CHPden Kars milletvekili, 1946-1950 yıllarında ise yine CHPden Erzurum Milletvekili seçilmiştir.
27 Mayıs 1960 yılında Kurucu Meclis üyeliği yapan Cevat Dursunoğlu 1961 yılında bir
kez daha CHPden Erzurum milletvekili olmuştur.
Milli Mücadelede ve Türk siyasi hayatında önemli bir isim olan CevatDursunoğlu, 11 Ocak 1970 yılında Ankarada vefat etmiş, kardeşi M. Sıtkı Dursunoğlu gibi Cebeci Asri
Mezarlığına defnedilmiştir.
Ruhu Şad Olsun..
Kaynakça.
Dursunoğlu Cevat, Milli Mücadelede Erzurum, Erzurum Kitaplığı, Ankara,1998 Kansu Mazhar Müfit, Erzurum dan ölümüne kadar Atatürk le beraber, TTK, Ankara, 2009 Selvi Haluk, Milli Mücadele de Erzurum(1915-1923), Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara,2000
Kirzioğlu Fahrettin, Bütünüyle Erzurum Kongresi,Ziraat Bankası, Ankara, 1993 Goloğlu Mahmut, Milli Mücadele Tarihi, Erzurum Kongresi, İş Bankası, 2006