Hoş ne vatandaş ne de devlet deprem gerçeğini ajandasından çıkarmış değildi. Sadece en öncelikli konular arasında değildi o kadar.
Ne var ki Elazığı vuran 6,8 büyüklüğündeki bu deprem yeniden herkesi bir kez daha hizaya çekti!
İyi de oldu hani
İyi de oldu dediğim elbette ki Elazığ ve Malatyada hayatlarını kaybeden 41 vatandaşımız ve onların yakınları için değil.
Dile kolay 41 insanımız bu felaketin kurbanı oldu.
Bereket versin ki, önceki depremlere göre can kaybımız daha fazla olmadı; bu da belki artı hanemize ekleyeceğimiz bir puan oldu.
İyi oldu dediğimiz, bu depremin ardından hemen her şehrin kendi çürük konut envanterini çıkarması oldu.
Tabii ki tüm meselenin başı İstanbuldu.
Uzmanlar günlerdir olası bir depremde İstanbulda kaç bin yapının yıkılacağını, en çarpıcısı da kaç bin kişinin öleceğini anlatıp duruyorlar.
Canımızı sıkan moralimizi bozan şeyler söylüyorlar; ama hepsi de doğru
Elazığ depremi ile birlikte artık yalnızca İstanbul değil, ister birinci derecede deprem kuşağı üzerinde olsun, isterse deprem riski en zayıf yerler olsun, hemen her şehir kendi tomografisini çekmeye başladı.
Bu çerçevede elbette Erzurum da kendini çek etme ihtiyacı duyuyor.
Erzurum,birinci derece olmasa bile deprem fay hatlarının geçtiği coğrafyada kurulu bir şehir
Son yüz yılda bu şehir, irili ufaklı onlarca depremle sallandı, bazı depremlerde de ağır bedeller ödedi.
Misal; 1859 ki bu 6,1 büyüklüğündeki depremde 15 binden fazla insan ölmüş-1906 ve 1983'de 6,9 büyüklüğündeydi (ve bin beş yüzden fazla insanımız öldü.)
Soru şu:
Allah korusun, diyelim ki Elazığda olduğu gibi 6,8 büyüklüğünde bir deprem Erzurumda olsa, yıkımın boyutu ne olur?
İşin doğrusu elimizde bilimsel bir veri yok; dolayısıyla bu soruya iki kere iki dört eder türünden bir cevap vermek imkânsız.
Çünkü şehrin yapı stoku hakkında sağlıklı bilgiye sahip değiliz.
Fakat buna rağmen elimizde şöyle bir done var:
Erzurumda 20 binden fazla eski yapı geçtiğimiz son on yıl içinde söküldü, temizlendi.
Bu 20 bin yapı neredeydi, diye soracak olanlar olursa; onlara, eski mahallelere bakmalarını tavsiye ediyoruz.
Misal:
Narmanlı nerede, Hacıcuma nerede, Yoncalık nerede, Üç Kümbetler nerede, Şehitler nerede,Gaziler nerede, Dağmahallesi nerede, Hasanibasri nerede, Çırçır nerede,Yiyenağa nerede, Gülahmet nerede ,Cedit nerede, Kalenin önü ve arkası nerede?
Şehir merkezindeki eski yapıların yüzde yüzü değil elbette, ama en az yüzde 70i temizlendi.
Yeni binalar ise, önemli oranda sağlam yapılardır.
Erzurumda albenisi yüksek, gösterişli yapılar inşa edemiyoruz, fakat yapılanları da sağlam yaptığımız muhakkak
Dolayısıyla büyük ölçekli bir depremde şehir merkezinde çok büyük bir yıkımın olacağını düşünmüyorum.
Lakin ilçe ve köylerimiz için aynı tespitte bulunmak çok zor
Ne yazık ki Erzurumun binin üzerindeki köyünde yapı tipi çok da sağlıklı değil.
Bunu biz değil, uzmanlar söylüyor.
Zaman zaman sancılı da olsa, hatta ağır aksak ilerliyor olsa da kentsel dönüşüm bu şehir için hayati öneme haiz bir gerçektir.
Bu sebeple başta belediyeler olmak üzere, ilgili tüm kurumlar Erzurumdaki kentsel dönüşümü hızla tamamlamak için elini çabuk tutması gerekiyor.
Değil mi ki kimsenin depremle bir pazarlığı ya da anlaşması yok.
Dün Elazığ ve Malatya yarın da belki Erzurum
Elimizde bir teminat yok yani