Gönlünü iman ve Kur'ân hizmetine adamış, sevgi timsali Mücahit BAYRAKTAR kardeşim 15 Eylül 2010 Çarşambagünü fâni dünyadan asıl dostlukların yurdu ukbâ âlemine yürüdü. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Diyanet Müftü Yusuf Karali Eğitim Merkezi ve Diyanet teşkilatımız bir hizmet ehlini Kur-an ehlini, bir Gülün-ü ilim yolunda kaybetti. Merhum Mücahit BAYRAKTAR ve eşi Fatma BAYRAKTAR kardeşime Cenâb-ı Hak'tan rahmet, kederli ailesi başta olmak üzere bütün akraba, dost ve yol arkadaşlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum.
Evet, ölümden kurtuluş, ecelden kaçış yoktur, ecelin yaşı da yoktur. Taşlıcalı Yahya Bey bir beyitinde şöyle der:
“Halas ölümden bendevü şah
Ecelden kaçış yok el hükmü lillah”
Evet, ölümden kurtuluş, ecelden kaçış yoktur. Takdir edilen zamanı gelince herkes ölecektir. Bu hususu merhum Süleyman Çelebi Hazretleri meşhur mevlid-i şerifinde son derece veciz bir şekilde şöyle belirtir.
“Her nedenlü çok yaşarsa bir kişi
Akıbet ölmek dürür anın işi”
Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle genç, yaşlı "Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır." (Al-i İmran Suresi, Ayet 185.) Ölümsüzlük Allah'a mahsustur. İnsan ne zaman öleceğini bilemez. Asıl olan insanın, kendisine bahşedilen ömür nimetini, en güzel değerlendirip Cenab-ı Hakk'ın rızasına uygun bir hayat sürerek bu fani âlemden bakâ yurduna göçmesidir. Şâirin dediği gibi:
“Yadında mı doğduğun zamanlar
Sen ağlar idin, gülerdi âlem?
Bir öyle ömür geçir ki: Olsun
Mevtin sana hande, halka matem.”
Mücahit Bayrak hocamızla tanışmamız Rize Eğitim Merkezinde Aşere Takrip dersiyle başladı. Güzel sesiyle Kelamullahı güzel okuyan, çalışkan, gayretli, bu yolda hizmet etme aşkı heyecanıyla dopdolu , medeni cesareti olan, mücadele ruhlu, hitabeti güzel, beyefendi kibar bir kardeşimizdi Mücahit hocamız. İsmiyle müsemma Mücahit kardeşim, bu yolda eşiyle birlikte ilim yolunda hakka yürüdü. Eşi Fatma Bayrak kardeşimizde Kur-an-ı Kerim hocasıydı. Ben iki ay süreyle derslerde ve diğer zamanlarda edindiğim intibaı burada zikretmek istedim, duygularımı çok değerli kardeşlerimle paylaşmak istedim. Merhum Reisül Kurra Abdurrahman gürses hocamız; Talebesi Mehmet çevik hoca (eski Süleymaniye Camii imamı)nın cenazesinde şöyle bir konuşma yapar; ‘Her insan annesinden günahsız doğar ama bu dünyadan günahsız gidemez. Mehmet çevik farklıdır. O annesinden doğduğu günkü gibi bu dünyadan Alemlerin Rabbine günahsız olarak kavuştuğuna ben şehadet ediyorum, sizlerde şahit olun der.’ O güzide cemaatin şahitliğini alır cemaati adeta coşturur, İnsanların göz yaşları adeta sel olur, hıçkırıklara boğulurlar.
Mücahit hocamızın ve eşi Fatma kardeşimizin Cenaze namazında Samsun müstesna günlerinden birini yaşadığını düşündüm. Beş bin kişiye yakın cemaatin katıldığı Cenaze namazından sonra yaptığı o güzel konuşmada Ayhan Mansız hocamız da kendini tutamamış talebesi için hem ağlamış, hemde ağlatmış, talebesini aynen Merhum Reisül Kurra Abdurrahman GÜRSES hoca efendinin Mehmet ÇEVİK hocamızı uğurladığı gibi Mücahit kardeşimizide ilim yolunda, Kur-an yolunda günahsız gittiğini dile getirmiştir. Elbette ilim yolunda ölen şehittir.
Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(İlim öğrenirken ölen şehiddir