Milli Savunma Bakanlığı, yeni askerlik sistemine yönelik çalışmalarda sona gelindiğini, önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın onayına sunulacağını açıkladı.
Türkiye'nin 15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün hain darbe girişimine maruz kaldığını anımsatan Aktop, darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde akamete uğratıldığını dile getirdi. Aktop, FETÖ ile mücadele kapsamında bugüne kadar 15 bin 213 personelin ihraç edildiğini, 6 bin 838 personel hakkında ise adli/idari işlemin devam ettiğini bildirdi.
Fırat Kalkanı Harekatı'na değinen Aktop, DEAŞ tehdidine yönelik olarak sınır güvenliğini sağlamak maksadıyla 15 Temmuz hain darbe girişiminden sadece bir ay sonra 24 Ağustos 2016'da başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı'nın 29 Mart 2017'de başarıyla tamamlandığını söyledi. Yanlış bir algı oluşturmak amacıyla yurt içinde ve yurt dışında yapılan haksız ve mesnetsiz haber ve yorumların aksine DEAŞ'la göğüs göğüse mücadele eden tek ordunun Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunun bu harekatla görüldüğünü belirten Aktop, 3 binin üzerindeki DEAŞ terör örgütü mensubunun bu harekatta etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Aktop, "Bölgede halen 243 meskun mahal ve 2 bin 15 kilometrekarelik alanda bir taraftan güvenlik tedbirlerinin uygulanması, diğer taraftan da günlük hayatın normalleşmesi çalışmalarına devam edilmektedir. İlgili bakanlık/kurum/kuruluşlarla koordineli olarak yürütülen bu çalışmalar neticesinde yaklaşık 300 bin Suriye vatandaşının gönüllü olarak Fırat Kalkanı Harekatı alanına dönmesi sağlanmıştır. Yerinden edilmiş bölge halkının geriye dönüş oranları göz önüne alındığında Fırat Kalkanı Harekatı alanı tüm Suriye'ye örnek teşkil etmektedir. Fırat Kalkanı Harekatında 67 kahraman silah arkadaşımız şehitlik mertebesine ulaşmış, 94 kahraman silah arkadaşımız yaralanmıştır" şeklinde konuştu.
Aktop, Afrin bölgesindeki terör örgütlerine yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekatında bugüne kadar 4 bin 608 teröristin etkisiz hale getirildiğini söyledi. Halen devam eden faaliyetler çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetleri birlikleri tarafından bugüne kadar 299 adet mayın ve bin 680 adet EYP'nin tespit edilerek imha edildiğini belirten Aktop, "Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet ve istikrarın tesisine yönelik faaliyetlerinin yanında, Acil Yardım Hastanesi ile bölge halkına sağlık hizmeti sunmakta, Sahra fırınları vasıtasıyla bölgenin ekmek ihtiyacının karşılanmasına da katkıda bulunmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri tüm harekat alanlarında halkın özlediği ve beklediği şefkat eli olmuştur, olmaya da devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
17 Eylül 2018 Soçi Zirvesi'nde Türkiye ve Rusya arasında varılan mutabakat sonunda imzalanan İdlib Muhtırasıyla bir insani felaketin ve siyasi sürecin sekteye uğratılmasının önüne geçilerek İdlib'te ateşkesin ve istikrarın devamının sağlanıldığını kaydeden Aktop, "Bu kapsamda Soçi Muhtırasının uygulanmasına yönelik çalışmalarımız, bölgede gerçekleşen provokasyonlara rağmen, başarıyla devam etmektedir. Bu suretle, bölgeden olabilecek yeni göçlerin engellenmesi de temin edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri birlikleri, bölgede çatışmaların sona erdirilerek huzur ve istikrar ortamının teminine yönelik faaliyetlerini, Astana'da garantör ülkelerce mutabık kalınan angajman kuralları çerçevesinde sürdürmektedir" dedi.
Münbiç'deki faaliyetlerin ABD ile yapılan çeşitli seviyelerdeki temaslar neticesinde belirlenen Münbiç Yol Haritası ve Güvenlik Prensipleri doğrultusunda yürütüldüğünü ifade eden Aktop, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin amacı; PKK/YPG'nin tamamen Münbiç'i boşaltması, ağır silahlarının toplanması, şiddete yönelik eylemler yürüten gruplardan arındırılarak bölgenin güvenliğinin ve istikrarının sağlanması, yönetimin Münbiçlilere devredilmesi ve Suriyelilerin evlerine dönmesidir. Münbiç'teki tüm terör örgütü mensuplarının bölgeyi terk etmesine yönelik faaliyetlere devam edilecektir. Bölgedeki gelişmeler yakından takip edilmektedir" diye konuştu.
"Fırat'ın Doğusuna yönelik hazırlıklar kapsamında özellikle ABD ve Rusya ile ikili toplantılar, üst düzey görüşmeler ve koordineler devam etmektedir" diyen Aktop, şunları kaydetti:
"Türk Silahlı Kuvvetlerinin maksadı, sınırlarımızın güvenliği, halkımızın emniyeti ve güneyimizde bir terör koridorunun oluşmasını engel olmaktır. Mücadelemiz, asla, etle tırnak gibi bir olduğumuz, aynı coğrafyayı ve aynı ekmeği paylaştığımız Kürt halkı ile değildir. Terör örgütü DEAŞ Müslümanların temsilcisi olmadığı gibi terör örgütü PKK/YPG de Kürt kardeşlerimizin temsilcisi değildir. Bizim Kürt kardeşlerimizle, Suriye'deki Arap kardeşlerimizle, Türkmenlerle ve diğer etnik ve dini gruplarla hiçbir sorunumuz bulunmamaktadır. TSK'nın mücadelesi, bölgedeki tüm etnik/dini topluluklar için tehdit teşkil eden PKK/YPG ve DEAŞ iledir. Türkiye ve TSK, hiç kimsenin toprağında gözü olmaksızın, üzerine düşen görevi her an yapmaya hazır vaziyettedir."
15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden sonra personel destekleme oranlarında meydana gelen azalma nedeniyle sür'atle personel temin faaliyetlerine başlandığını ifade eden Aktop, 4 Ocak 2019 tarihi itibariyle toplam 53 bin 677 personelin temin edildiğini söyledi. Aktop, TSK'nın nitelikli ve eğitimli personel ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak teşkilatlanan Milli Savunma Üniversitesinde bu çerçevede halen misafir askeri öğrenciler dahil 4 Ocak 2019 tarihi itibariyle toplam 11 bin 98 personelin eğitim ve öğretim gördüğünü belirtti.
Bedelli askerlik konusuna değinen Aktop, 4 Ocak 2019 tarihi itibariyle 635 bin 582 vatandaşın müracaat işleminin tamamlandığını, bunlardan 98 bin 630'unun temel eğitimlerinin sona erdiğini bildirdi. En çok merak edilen konulardan birisi olan yeni askerlik sistemi ile ilgili çalışmalarda sona gelindiğini açıklayan Aktop, "Bütün bakanlık ve kurumlarla yakın işbirliği içinde yaptığımız çalışmayla her seferinde gündeme gelen 'bedelli', 'dövizli askerlik' gibi tartışmalarının/sistemlerin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Diğer bir maksadımız da öngörülebilir bir sistem kurarak herkesin yaşamıyla ilgili plan ve programını buna göre yapabileceği bir çalışmayı hayata geçirmek. Gençlerimizin herhangi bir şekilde askerlikten dolayı mesleklerini geliştirmelerine zarar vermemek için gayret gösteriyoruz. Çeşitli talepler, isteklerin yanı sıra belirli ihtiyaçları da göz önünde tutuyoruz. Ancak diğer taraftan askerlik de milli bir görevdir. Yeri geldiğinde, ihtiyaç duyulduğunda Silahlı Kuvvetlerin görevlerinin icrası, ülkemiz ve milletimizin savunulması bakımından yükümlü askerlere de ihtiyacımız var. Bu çerçevede, yeni sistemdeki en önemli ilkelerden birini yükümlülerle uzman askerler arasında sağlıklı bir dengenin kurulması oluşturuyor. Silahlı Kuvvetlerinin tamamının uzmanlardan oluşturulmasının tarihimiz ve kültürümüze uygun olmadığını görüyoruz. Bunun yerine hem yükümlülerin hem uzmanların görev yaptığı bir silahlı kuvvetlerin çok daha etkili ve caydırıcı olacağını değerlendiriyoruz. Önümüzdeki günlerde yeni askerlik sistemine yönelik çalışmamızı tamamlayıp Cumhurbaşkanımızın onayına sunacağız. Onaya müteakip, kesinleşecek yeni sistemi de kamuoyuyla paylaşacağız" şeklinde konuştu. (iha)