Dostlarla buluşmayı, hayat gailesinin bir nevi teneffüsü sayıyorum.
Fırsat bulup ahbaplar ile buluştuğumuzda riayet ettiğimiz kuralarımız var.
Meclisimizde söz, her vadide dolaşır da asla gıybet kapısına gelip dayanmaz.
Hiçbir kardeşimiz, kardeşinin ölü etine kaşık sallamaz.
Geçenlerde bu ölçüler içinde ahbaplık fırsatı bulduk.
Memleket ahvalinden, şehir meselelerinden dem vurulur da sözün ucu gelip milletvekillerine dayanmaz mı?
Özellikle Ankara'da yaşayan Erzurumluların birçoğu, tebrik veya bazı taleplerini iletmek üzere milletvekillerimizi ziyaret etmişler.
Bu ziyaretler sonrasında genel bir kanaat oluşmuş, haliyle.
Doğru bulduğum bir söz var: Genel kanı genellikle doğrudur.
Erzurum milletvekilleri ve Erzurumlu olduğu halde başka illerden seçilmiş bulunan milletvekilleri hakkında şu ana kadar oluşan kanaat olumlu.
Buna sevindim.
Bizde milletvekili en bol ve en kolay eleştirilen yetkilidir.
Ve ölçülü olması kaydı ile bu iyi bir şeydir.
Millet; vekilini tenkit etmeyecek de kimi edecek?
Madem oy vermiş, madem yetki vermiş; öyleyse ne yapıyor, ne ediyor, bilecek, denetleyecek, yol gösterecek.
Doğrusuna doğru, eğrisine eğri diyecek.
Ama bunu yaparken sevgi, saygı, nezaket sınırını gözetecek.
Suizanda bulunmayacak.
Dedikoduya kulak asmayacak.
Bir de ufak tefek sıkıntıları büyütüp vebal altına girmeyecek.
Hele de zinhar iftira atmayacak.
Hani esnafın duvarlara astığı bir veciz söz vardır ya o düsturu benimseyip; memnuniyetini dostlara, ahaliye alenen söyleyecek, şikâyeti, eleştirisi varsa bunu bizzat vekilin yüzüne söyleyecek.
Ona açıklama, cevap, tavzih imkânı tanıyacak.
Vekil, yanlışta, kusurda, ihmalde ısrar mı ediyor? Parti organları ulaşacağı mesafede, telefon avucunun içinde, e-posta emrinde. Mühür elinde Süleyman kendisi seçmen olarak? Zamanı gelince hesabını soracak.
Sözün ucu biraz kaçacak, sabrederseniz bir hatıramla yorayım sizi.
Bir zamanlar birkaç dostumuz Ankara'nın bir ilçesinin Belediye Başkanlığı için aday adayı olmuşlardı
Tebrike gittik. Hepsine uğradık. Tıklım tıkış dolubir büroda çay içiyoruz. Bir kişi oturduğu yerden, yine Erzurumlu olan başka bir aday adayı hakkında atıp tutmaya, kendi arkadaşını methetmeye başladı. Dayanamadım, sertçe ikaz ettim kendisini "Gıybet etme, hele de bir Erzurumlunun mekânında bir başka hemşehrini eleştirme, diyeceğin varsa git yüzüne söyle, ben bulunduğum ortamda bir Erzurumlunun aleyhinde kimseyi konuşturmam" dedim. Sustu, kaldı.
Bu hikâyeciği, geçen günkü toplantıda da tekrarladım
Ne diyorduk, vatandaşı karşılama, ağırlama, uğurlama, ilgi alaka konusunda vekillerimiz hakkında olumlu bir hava var.
Biliyorsunuz, bizim millet bu konuda hassastır, "vekilimiz bizi iyi karşıladı, çay içirdi, yemek ikram etti." Diye anlatır durur, güleç vekilini. Hele zamane modasına uyup, bir de selfi çekilip sosyal medyada yayımlandıysa, değme keyfine!
Yüz göremezse, bunu da asla affetmez.
İşleri takip, sonuçlandırma, meselelere dirayetle vaziyet etme konusunda da olumlu işaretler görüyoruz.
Bu hususta kesin kanaat için acele edilmemeli, vakit tanınmalı siyasi ekibe.
İnşallah dostlarımız bu konuda da geçerli not alırlar, verilen oyları helal ettirirler, şehrin hafızasına "dürüst, dirayetli, tuttuğunu koparan" milletvekilleri olarak adlarını yazdırırlar.
Özellikle icraat konusunda olumsuz kanaat oluşturmada acele etmeyin diyorum, bunun ısrarla altını çiziyorum.
Milletvekillerimizin yetenekleri performanslarını, şahsiyet yapıları 'siyasi üsluplarını' şekillendirecek?
Makul bir süre bekleyelim; o zaman göreceğiz ki iki milletvekili tipi oluşacak.
Bazı başlar, taç giydiği için daha da akıllanacak, olgunlaşacak.
Sadelikteki ihtişamı fark edenler, mütevazılıkla gönüllerde taht kuracak.
Onlar sadece seçilmiş kişiler olmayacaklar, aynı zamanda "seçkin kişiler" olacaklar?
Bazı dostlarımız da halkın bahşettiği gücü hor kullanma talihsizliğine kendi kendini mahkûm edecek.
O tip vekillerden şöyle inciler işitirseniz hiç şaşırmayınız:
"Arkadaş, benim işim yasa yapmak, bakanları denetlemek? Beni öyle küçük işlerle meşgul etmeyin" "Yahu arkadaş özel hayatım kalmadı, gece birde adamlar evimizden, cebimizden arıyorlar, bu ne edepsizlik" tafraları başlayacak?
Anlayacağınız, seçtiklerimizin bazıları sıradan milletvekili olarak kalacak.
Bazıları "önder ve örnek siyasi şahsiyet mertebesini" kısa sürede yakalayacak.
Nefsi zaaflarını aşıp, seçmeniyle 24 saat hemhal olan, hizmeti en büyük paye sayan, tevazu sahibi her vekil, bir yerel siyasi önderdir gözümüzde.
Ve ben şu anda bizi temsil eden her Erzurum evladının bu kıvamda olduğuna yürekten inanıyorum.
Zaman beni haklı çıkaracak, bunu umuyorum
Türk siyaseti bol bol "SİYASİ KİBİR HEYKELLERİ" ve "SİYASET FİREVUNLARI" üretiyor, üretmesine ama?
Dadaşlık kültürüyle yoğrulan Erzurum evlatları, hangi koltuğa otururlarsa otursunlar, yüksek karakterlerini asla bozmazlar.
İşte bu minval üzere söyleştiğimiz dost meclisimizde tüm milletvekillerimize başarıları için dualar ettik, hak edenlere her zaman ve zeminde yardımcı olmak için kavlükarar eyledik.