En büyük ulusal bayramımız olan Cumhuriyet Bayramı, külliyedeki resepsiyon vasıtasıyla Cumhurbaşkanının davetiyle siyasetin her kesiminden insanların, sanat camiasından ünlü isimlerin, iş dünyasının önde gelenlerinin bir araya gelmesi ile kutlandı. Elbette bu coşkuyu yaşayan tek şehir Ankara değildi, 81 ilimizde de protokol önderliğinde gerçekleşen törenler ve kutlamalar Cumhuriyetin 96.
yılından umduğumuz biçimde; birlik, beraberlik içinde ve aydınlık yarınlara dair umutlarımızı yeşertecek şekilde geçti. Buna karşılık her özel günde rastlandığı gibi 29 Ekim kutlamalarına da gölge düşmesine sebep olan bir olay gerçekleşti.
Medyadan takip ettiğiniz üzere, İstanbul da metroda vatandaşlar hep birlikte 10.
Yıl Marşını söylerken o esnada metroda bulunan sarıklı bir kimse bir başkası tarafından videoya alınıyor. Videonun kaydı sırasında sarıklı kişiye herhangi bir hakaret yok üstelik çevreden de herhangi bir tepki gelmiyor.
Sarıklı adam ise marş boyunca hiçbir şey yapmadan, gözleri önünde yolculuğuna
devam ediyor. Videonun sosyal medyada yayılması ile dakikalar içinde video hakkında binlerce yorum yapıldı. Bu yorumların önemli bir kısmı siyasilerden, yazarlardandı.
Söz gelimi; CHPli vekil Mehmet Bekaroğlu, bu vatandaşa yapılan ile şort giyen kadınayapılan arasında bir fark olmadığını, bunu yapanların Türkiyeye kötülük ettiği mesajını yayınladı. Diğer taraftan Show TV spikeri Ece Üner haber sunumu sırasında olaya tepki göstererek olayı taciz olarak nitelendirdi ve yapılanın namussuzluk olduğunu belirtti.
Medyadaki haberlerle ve sosyal medyadaki paylaşımlarla büyük tepki çeken bu videoya, halkta infilaka sebebiyet vermiş bir bağlamda değil de Twitter ana sayfanızda gezinirken denk gelseydiniz, yine videoyu taciz ve namussuzluk olarak adlandırır mıydınız bilemiyorum. Şahsen ben videoyu, Metroda sarıklı adama taciz başlıkları altında izlememe rağmen, insanların neye işaret ettiğini anlamam için videoyu birkaç kez oynatmam gerekti. Hukukun özel hayatının sınırlarını özellikle basın mensupları nezdinde genişlemiş kabul ettiği ünlü bir isim değilseniz şayet, herhangi bir sebeple rızanız olmaksızın görüntünüzün, sesinizin kaydedilmesi ve bunların yayımlanması şüphesiz ki kişilik haklarının ihlalidir ve hukuka aykırıdır. Lakin bu videoyu; siyasi
görüş itibariyle belki de cumhuriyeti desteklemeyen, kılık kıyafeti itibariyle dindar Müslüman olduğunu yansıtmaya çalışan kişilere karşı yapılmış bir taciz olarak nitelemek, bende provokasyona yol açmaya hazır bir algı yaratma çabasının olduğu kanısını uyandırıyor.
Hele de söz gelimi Yeni Akitin azgın Kemalistler ifadesi ile yayınladığı haberde
metroda ilahi söyleyen bir vatandaşın videosuna yer vermesi ve bunu adeta bir misilleme olarak göstermesi, provokasyon kaygılarımın pek de yersiz olmadığını gösteriyor.
Zira Cumhuriyeti hedef almak, bu değerlere sahip çıkmak isteyen kişileri topyekûn olarak yobaz olarak nitelendirmek için bu tarz muğlak olaylar bulunmaz fırsat
yaratıyor. Bu netice ise sadece radikal İslam taraftarlarına yahut toplumun bölünmesinden menfaati olan kişilere yarıyor.
Herhangi bir insanın onun rızası alınmaksızın videosunun çekilmesini onaylamayacağım gibi, bu köşede daha önce defalarca da giyim kuşam özgürlüğünün, düşünce özgürlüğünün bir insan hakkı olarak savunuculuğunu
yaptığımı hatırlayacaksınız. Ancak bu demek değil ki bu algımı her an patlamaya
hazır bir bomba gibi saklayacağım.
Aynı zamanda büyük yahut küçük çaplı olarak kitleleri etkileme kapasitesi olan kimselerin ve basın organlarının hassasiyetlerinin provokasyon konusu olması konusunda daha sağduyulu davranmalı gerektiğini toplumun huzuru için savunuyorum.
