Kavram kargaşası öylesine yoğun ki, atacak başlık da dahi zorlanıyor el ve kalem. Bir demokrasi çıkmazından ancak ben bu başlıkla çıkabildim. Oysa "Demokrasi" çıkmaz değil aksine çıkmazlardan çıkıştır. Demokrasi bir söylem değil eylemdir. Eğitimdir demokrasi.
Eğitim ; Öğrenilen çözümleyici ( analitik ) bilgilerin davranışa dönüşerek uygulanışıdır,tanım olarak.
"Duyarsam unuturum,görürsem hatırlarım,yaparsam öğrenirim" sözünde ki bilgenin tarifiyle örtüşen modern tanımı.
Cumhuriyet yönetim biçiminde, demokrasi yoksa veya davranışa dönüşmemişse, o cumhuriyet krallık veya padişahlıktan farklı bir yönetim biçimi sayılmaz. Yani uygulanmayan hiçbir erdem erdem değil,aksine erdemsizliktir.
10 Kasım da Anıtkabir insan akınına uğradı, 29 Ekim,23 Nisan,30 Ağustos vs.vs. Sayacak olsak aslında 365 günün her günü cumhuriyetle alakalı bir anı ile doludur. Böyle olması doğaldır da. Çünkü Altı asır süren Otoriter bir rejimden,Halka dayalı bir rejime geçilmiş ülkemizde, Hem de çok sancılı,ağrılı,sızılı bir geçiş. Peki sancılar dinmiş mi ?
Yıl 2016 neredeyse yüz yıl olmuş Ve herkesin ağzından düşürmediği Cumhuriyet ve demokrasi tartışılır halde. Bütün yollar, köprüler,okullar Padişah isimleriyle onore edilirken, Gavur geleneği denilen ve aylar süren demokrasi nöbetlerinde,yine gavur icadı olan otomobillerden Osmanlı armaları ve Osmanlı marşları savrulurken, Bir yıl önce yıkmaya and içtiği demokrasiye levend olan Cübbeliler ,neyin nesidir sormadan edemiyor insan. Oysa Cumhuriyet ve demokrasi otoriter rejimleri, rejimlerin asıl sahibi olan halka iade etmek için yapılır. Her zaman söylüyorum bu yapılan çelişkili icraatlar bir zümre tarafından yapılmıyor. Türk halkı köklerine bağlı, Demokrasi denilen özgür düşünmeyi istemiyor,bir veya birileri düşünsün biz tabii olalım diyor. Türkiye'de demokrasinin önünde ki en büyük engel halkın bizzat kendisidir.
Bakın, bireylere birey olabilecek yaşa gelmeden diretilen çocuk yaştaki kızları evlendirmeye karşı çıkamıyor yasalar. Çünkü 9 ile 13 yaş evlilikler konusunda,dinciler habire fetva veriyor,kadınların dövülebileceğini vaaz veriyorlar, yüzlerce hocaya,şıh'a savcılar birşey yapamıyorlar ,suç duyurusunda bulunun deneyin. Adamlar dinin emri , biz ayet ve hadis okuyoruz diyorlar. Ramazanda oruç yiyenleri dövenler, savunmalarında;" burası İslam ülkesi,tahrik olduk diyorlar. Demokrasinin , oruç tutanı da yiyeni de koruma kültürü olduğunu bilmiyorlar. Ama aynı adamlar Demokrasi nöbeti tutuyorlar icabında .
Yol,köprü,okul,cadde,sokak vs. isimlerinin bütün insanlığın ortak gereksinimi olan, "sevgi","Barış","Adalet","anlayış","Akıl","sevinç" konulduğu gün Demokrasi bir erdem,bir kültür olacaktır,
Aksi taktirde ;Türkiye'de ki rejimin adı ; Ne tam "teokrasi", ne de tam "demokrasi" , Bütün işlerin,Sultan'la, Mehmet'le çözüldüğü yönetim şekli olan ; "Memokrasi"olarak kalacaktır.
Doğrudur ; Dünya ile ilişkilerimizde sorun var, ama çelişkilerimiz mükemmel.