Mesele, hakikaten bir seçim değil. Mesele; ya bağımsız bir ülke olmak ya da Batının payandası…
Bir yandan Türklüğe karşı savaş açanlar, öbür yanda ise, Türk bayrağı önünde durmaktan hicap duyan alçaklar…
Hani atalarımız demişti ya, “Yedi düvele karşı savaştık”
Meğer hakikatmiş; hem de öyle bir hakikat ki sözün bittiği yer…
“Tayyip gitsin de ülke yıkılırsa yıkılsın” diyenlerin cem olduğu bir ittifak var.
Kimi bayrak düşmanı, kimi de doğrudan Türk düşmanı…
Ama her ikisi de kabul görüyor, her ikisi kantara çıkıyor.
Türkiye bir yol ayrımında…
Ya bağımsız ve bağlantısız olarak yoluna devam eden bir ülke olacağız ya da bu adamlar eliyle tüm kazanımlarımızı kaybedeceğiz…
Seçim takvimi yaklaştıkça saflarını netleştirdiler ve bundan ötürü birileri asla utanmıyor.
“Tayyip gitsin, biz parya olmaya razıyız!”
Vay alçaklar, vay…
Vaktiyle, içimizdeki Ermeni ve Rum erketeler de aynıydı.
Bazı dostlar niyedir bilinmez anlamakta güçlük çekiyor.
Bakın buradan apaçık biçimde söylüyorum:
Önümüzdeki seçim asla ve kata bir genel seçim yahut da cumhurbaşkanı seçimi olmayacak.
O seçim, ülkeyi yeniden teröre ve FETÖ’ye teslim etmek isteyen emperyalist uşaklara karşı, Milli Mücadelenin yiğit evlatları arasında olacaktır.
Mesele ne Tayyip Erdoğan ne de Devlet Bahçeli…
Mesele, Türkiye’yi yeniden müstemleke kılma gayretidir.
Allah aşkınıza, biri eğer (PKK’lı ve FETÖ’cü değilse niye Ali desin ki? Taşra şehri Erzurum’dan biliyoruz ne kadar PKK’lı ve FETÖ’cü varsa düğün bayram ediyor.
Biz yeniden geliyoruz!
Öyle de olur; hiç mi hiç uzak bir ihtimal değil.
Çünkü Türkiye düşmanları için eski kavgaların bir önemi yok.
Emin olunuz kimseyi korkutmak ya da ajitasyon yapmak adına demiyorum.
Yürekten inanarak haykırmak istiyorum:
Türkiye yeniden bir büyük bağımsızlık savaşının eşiğinde…
Ya bayrak düşmanları ve de Türk cellatları ya da milletin sinesi galip gelecek.
Çünkü Batı, bu meseleyi seçim olmaktan çıkardı çoktan…
O halde biz de oyluyoruz:
Tam bağımsız bir Türkiye…
Yapılması gereken acilen Atatürk’ün çizdiği yoldan gitmektir. Siyasal islam bizi sonunda Irak Suriye gibi bölüp parça parça edecek bir oluşumdur.akp bu yüzden iktidar olmuştur çünkü askeriyeyi yok edecek bomba akp dir. Ve askeriyeyi mahvetmiş Genelkurmay başkanını hapse atan başka bir ülke varmıdır. Öteki ise Türkiye bagırsaklarını temizliyor demiştir bu zihniyet ülkeyi yönetmiş ve mahvetmiştir. Altına mersedes verdikleri savcı şimdi firaridir bunlara değil ülke 1 tavuk bile emanet edilmez. Sedat Peker bile bunlardan kat kat şereflidir. Bunlar Türkiye düşmanı dırlar.
Bir siz doğrusunuz. Bir Devalı olarak hayatımın 3 dakikasını boşa harcadınız bu yazıyla.
Bir Türk başka bir ülkeye gider ve oranın vatandaşlığını almaya hak kazanırsa, Türk olma vasfını kaybeder mi? Fransız vatandaşı olan biri 'Fransız' mı olur? Yoksa Türk asilli Fransa vatandasi mi olur? Cehaletin korkunç yüzü bu ülkede Ermeni, Laz, Çerkez ve başka ırklara mensup Türk Vatandaşları olmadigini iddia etse de bu iddialar gerceği değiştiremez. Gazeteciliğin doğası gereği kazanç okurlarla sağlanmalıdır. Diğer türlüsü gerçek habercilikten ve gerceklerden uzaklasilmasina neden olur. Ali Babacan bu ülkeyi kurtarabilecek tek kişidir. Şayet beka konusulacaksa; Ali Beyin ülkeyi yönetmesi herkesçe gerçek beka meselesidir.
Bu ülkenin ekmeğini yiyen suyunu içen kim varsa ne FETÖ ne PKK ne de başka bir terör örgütüyle iltisak içinde olamaz, olmamalıdır. Varsa hukuk gereğini yapmalıdır. Muhalefet eleştiriyorsa bunun tek sebebi AKP politikalarını beğenmediği içindir. Muhalefet edenler demokrasiye, hukuka, halkın hür iradesine sıkı sıkıya bağlı ve saygılıdır. İnsanlar neden Ali diyor ; HIRSIZ olmadığı için..ODTÜ gibi bir okulu 1.likle bitirdiği için bu ÜLKEDE Adam gibi Bakanlıklar yaptığı için ..DEMOKRASİ' nin gereği için.. DİPLOMA çok önemli Mehmet Abi...
Seferberlik ilan edilmis haberim olmadi yarin askerlik subesine muracaat etmeye gidelim nasil olsa evde iki delikanlida issiz onlarda götüreyim hic deyilse vatana hizmet etsinler.
