Yarın küresel konjonktür neyi gerektirir ya da iki ülke arasında şartlar nasıl değişir bilinmez; ancak görünen odur ki, Amerika en azından yakın bir gelecekte FETÖ ve avanesini Türkiye'ye teslim etmeyecek!
Aslında FETÖ'nün raf ömrünün 15 Temmuz itibariyle dolduğunu, hatta dünya için patolojik bir vaka olduğunu, Amerika başta olmak üzere herkes biliyor. Buna rağmen Pensilvanya'da krallar gibi ağırlanıyor!
Bu da demek oluyor ki..
"Amerika-FETÖ aşkı"nı ölüm bile ayıramayacak!
Yemin etmişler bir kere...
Ölsek de ayrılmayacağız!
Sağlığında malikhane,öldükten sonra da mezar yeri...
Çünkü bu esvaplı şeytan, herşeyini borçlu olduğu Amerika'da ölmeye mecbur...
Mecbur... Çünkü: Amerika O'nun ipini salıverdiğinde, ne herzeler yiyeceğini, nasıl bülbül gibi şakıyacağını çok iyi biliyor!
Amerika en doğrusunu yapıyor; O'nu filmin sonunda gömecek!
Sadece O'nu da değil...
Beraberindeki binlerce kişiyi de aynı akibet bekliyor!
Yoksa, Amerika darbeci bir meczuba niye beş bin kişilik mezar yeri versin ki?
Nereden nereye geldik...
Eskiden "Ben ölürsem beni İzmir'e defnedin" derdi. Kimi FETÖ sevici andavallılar da onun Erzurumlu olduğunu zannettikleri için mezarının burada olacağına inanıp durdu; hatta kimi salaklar kendine o civarda (Korucuk Köyü) mezar yeri bile aramaya başlamıştı.
"Kainat İmamı", bu salak müritlerini ters köşeye yatırdı!
Ne Erzurum, ne İzmir...
Amerika'da Pensilvanya'da malikhanesine beş kilometre mesafede anıt mezarında yatmak, o mezarda öldükten sonra dahi şeytanla iş tutmak istiyor!
Bir de...
Zahir, oradan yüzlerce odalı malikhanesine bakıp bakıp özlem giderecek!
"Hey gidi günler hey! Bir zamanlar, insanlığın dünya tarihinde tanık olmadığı en büyük ihanetlere ben, işte şu malikhanemde imza atardım" deyip iç geçirecek!
Orada yani o anıtmezarında İblis'le başbaşa verip, ortak eserleriyle övünecekler...
Bekledim ki kırıntısı da olsa iman sahibi bir müridi çıkıp, "Yahu nasıl olur bu; Kainat İmamı'nın ölmesi de ne demek? O ki, geçmişi de geleceği de biliyordu. O ki,sekseninde bir kızla evlenip iki oğlan babası olacaktı, 90'nında da dul bir kadınla ikinci evliliğini yapıp ondan çocuk sahibi olmayacaktı!" desin...
Ama kimse böyle bir şey demedi!
Tıpkı, "Niye Amerika'ya kaçtın, niye orada durup burayı karıştırıyorsun, niye ülkene dönüp hesap vermiyorsun" şeklinde hiç bir müridinin soru sormadığı gibi gayet tabiidir ki, mezarlık mevzusu da sorgulanmayacaktı.
Çünkü: O, Pensilvanyalı Kainat İmamı!
Birileri itiraz edebilir, lakin benim bu husustaki görüşüm şudur:
Bırakın Pensilvanya'da ölsün, bırakın orada "kuylasınlar!"
Türkiye'ye getirip de ne yapacaksınız?
Amerika büyük devlet!
O, kendi yarattığı şeytanın dirisine de ölüsüne de sahip çıkıyor!
Bırakın giden gitsin;gelin biz kendi içimize bakalım. Bakalım ki, bir kaç yıl sonra yeniden iki göz iki çeşme dövünmeyelim...
Baksanıza aramızda,"Kainat İmamı" olmaya namzet o kadar kaftanlı şarlatan ve o kadar İslam düşmanı eyyamcı var ki, yarın bir gün de bunların kahpelikleri için dövünüp durmayalım...
Bir Müslüman aynı delikten iki kere ısırılmaz...
Israrla ısırılırsa eğer demektir ki o Müslüman, her türlü belaya müstehaktır...
Amerika daha hangi esvaplı şeytanımıza mezar yeri verecek?
Kendi akılsızlığından ötürü,mağlubiyete kurban olan hiçbir topluluk işlediği günahlarından İblis'i mesul tutamaz.Çünkü şeytan,iradenizin maliki değil, olsa olsa eylemlerimizin bir sonucudur.