Pazar günüydü…
Her zaman olduğu gibi Mahallebaşı’nda kurulan meydandaydım.
Nedense çocukluğumun geçtiği, hatıralarımın bulunduğu bu semtten bir türlü kopamıyorum.
İkinci el ev eşyasından tutun da hindi, kaz, tavuk, horoz gibi kümes hayvanlarıyla çeşit çeşit kuşların, giyim, sebze, meyve ve gıda maddelerinin satıldığı bu pazarda kalabalığın içerisinde kaybolmak, birbirinden orijinal görüntüleri seyretmek, bana en lüks bir AVM’ni gezmekten daha cazip geliyor.
Satıcılarının bağırtıları ve pazarlık edenlerin gürültüsü içerisinde meydanı gezerken, bir anda konvoy halinde geçen araçların korna sesleri pazardaki tüm sesleri bastırıyor ve dikkatlerin bu yöne kaymasına sebep oluyor.
İlk başta bir düğün konvoyu veya bir siyasi partinin gövde gösterisi gibi algıladığım bu konvoyun, 2010 yılında kurulmuş olan Mahallebaşı ve Gülahmet Esnaf ve Sanatkârları Sosyal Yardım Derneği’ne ait olduğunu görünce bir hayli mutlu olduğumu söyleyebilirim.
Kısa adı MAGESDER olan bu derneğin yapılacak olan genel kurul toplantısı için oluşturulan bu konvoydaki afişler ve anonslar gerçekten çok ümit doluydu.
Pankartlara yansıyan “Güçlü Esnaf, Güçlü Ses”şeklindeki slogan, Mahallebaşı’nın ihtiyacı olan reçeteyi hatırlatıyordu.
Her geçen gün kan kaybeden Mahallebaşı’nı eski parlak günlerine kavuşturmak ve bazı sakat kafalardaki yanlış imajı düzeltmek için kurulmuş olan MAGESDER, samimi insanlardan oluşan bir sivil toplum kuruluşu olarak birkaç yıldan beri gayet olumlu çalışmalar yapıyor.
Bu çalışmaların yanında olmak, şehrin doğusu ve batısı arasındaki dengenin kurulmasına katkı sağlamak düşüncesiyle MAGESDER’in o gün yapılacak genel kurul toplantısına gitmemiz sorumluluğumuz gereğiydi.
Ticaret Borsası salonunda yapılan genel kurul toplantısına ilgi büyüktü.
Genel kurul için hazırlanan dernek yönetiminin heyecanları ve içtenlikleri görülmeğe değerdi.
Divan başkanlığına getirilen ETSO yönetim kurulu üyesi Celalettin Çetinkaya’nın yılların verdiği tecrübe ile divanı yönetmesi oldukça güzeldi.
MAGESDER başkanı Abdurrahman Oğuz’un sade ve öz selamlama konuşmasından sonra, davetliler arasında söz alanların Mahallebaşı ile ilgili tespit ve önerileri, bu semt ile ilgili kaygıların ortadan kaldırılması gerektiğine işaret ediyordu.
Konuşmalar içerisinde Erzurum Teknik Üniversitesi’nin şehrin doğusunda kurulmamasının eleştirileri tekrar tekrar yapılırken, Erzurum’da ortak akıl kullanamadığımız gerçeği de bir kez daha ortaya çıkmış oluyordu.
Yine bu konuşmalarda; şehrin doğusu ve batısı arasındaki gelişmişlik farkının altı bir kez daha çizilirken, bazı sosyal olaylarda Mahallebaşı’nın hedef gösterilmesi şeklindeki ön yargının kırılması dile getirildi ve bu semtin potansiyelleri hakkında güzel fikirler ifade edildi.
Siyasi konuşmaları bir kenara bırakırsak, burada verilen mesaj; kardeşlik duyguları içerisinde ötekileştirmeden, aynı kültürün insanları olarak doğusu ve batısıyla gelişmiş bir Erzurum özlemiydi.
Bilindiği üzere Erzurum il genelinde 860 civarında dernek bulunmakta, bu derneklerin çoğu levhadan ibaret olup, dostlar alışverişte görsün tarzında kurulmuşlardır.
Bu tip STK’nın genel kurul toplantılarından ne kimsenin haberi olur, ne de toplantılarına katılan kimse.
MAGESDER’in genel kuruluna protokolün ve STK’nın ilgisi, Mahallebaşı’nın ihya edilmesi konusunda şehrin kararlılığının bir ifadesiydi.
Geçmiş dönemlerde ticaretin ve silah fabrikasının verdiği yoğunluk ile bir hayli canlı olan Mahallebaşı, şu an ne yazık ki yürekler acısı bir vaziyettedir.
Bugün Mahallebaşın’da gezdiğiniz zaman, sanki de “Bir eser kalmamış eski halinden / Yazık! Geçmez akçe, pula dönmüşsün”isimli şarkıyı duyar gibi oluyorsunuz.
Bir zamanlar “mahallelerin başı”olan bu güzide semtin tekrar eski canlılığına kavuşturulması, şehrin ortak akıl kullanması ile mümkün olabilecektir.
İhmallerin birikimi neticesinde oluşan bu olumsuz durumu düzeltmek, taşın altına beraberce el atmakla ve durumu ön yargısız bakış açısıyla değerlendirmekle gerçekleşebilecektir.
Konuyla ilgili geç kalınmış olsa da Erzurum Valiliği tarafından bu semte dair yeni bir çalışmanın başlatılması oldukça ümit vericidir.
Organik ürün potansiyeli bakımından oldukça avantajlı olan Mahallebaşı’nda son yıllarda yıldızı parlayan organik ürünlerin satıldığı modern bir pazarın oluşturulması, Firdevsoğlu Kışlası’nın değerlendirilmesi, Nenehatun’un evinin müzeye dönüştürülmesi, Gölbaşı’ndaki metruk halde bulunan Fransız Koleji’nin eğitime kazandırılması, çok uzun yıllardan beri Pazar günleri kurulan meydanın uygun hale getirilmesi, kentsel dönüşümün ivedilikle bu tarafa kaydırılması, belediye hizmetlerinin öncelikle bu semtten başlatılması, kamu kuruluşlarından bir kısmının bu bölgeye transfer edilmesi ilk etapta akla gelen önerilerdir.
MAGESDER’in başlatmış olduğu bu heyecan dalgasına şehrin yetkililerinin ve sorumluluk mevkiinde olanların dahil olmaları ile birlikte, hepimizin özlem duyduğu bir Mahallebaşı’nı oluşturabiliriz.
Bu münasebetle yapılan genel kurul seçiminde tekrar üyelerinin güvenini kazanan MAGESDER Başkanı Sn. Abdurrahman Oğuz’u ve yönetim kurulunu tebrik ediyor, başarılar diliyoruz.