Bir telefonla başlamıştı tanışmamız, telefonun diğer ucundaki kişi; "Bu akşam sizi iftar yemeğine bekliyorum, lütfen davetimi geri çevirmeyin."
Bunu söyleyen kişi, sevgili meslektaşım ve şimdiki Uzundere Belediye Başkanı Sayın Halis ÖZSOY idi.
Davete icabet sünnettir diyip gitmiştim. Benle beraber sekiz dokuz kişi daha vardı. Ve hepsi eğitim camiasından yazar çizer takımı.
"ilimizin müstesna ve köklü okullarından biri olması yanında edebiyat dünyasına damga vurmuş birkaç renkli simanın ışığıyla aydınlanan Erzurum Lisesinin Müdürü olarak eğitim camiasının yazar çizer takımını bir araya getirerek geleneksel bir hareketi başlatmak için sizi davet ettim?" diye başlamıştı sözlerine, o zaman ki Erzurum Lisesinin müdürü.
Keyifli bir yemek sonrası dağılmıştık, içimizde tatlı bir huzur ve teşekkür duyguları ile.
Yazgısında Uzundereye Belediye Başkanı olmak varmış ki, bir daha bu tür bir yemek nasip olmadı. Beklerdim ki bu olay diğer müdürlerim tarafından devam ettirilseydi de gerçekten geleneksel bir hal alsaydı. Nasip!
O akşam ki sohbetimizden de anlaşılacağı üzere, bu tür ilginç fikirleri bulup yaşama geçirecek bir kişilikti. Mütavazi, esprii ve sıcakkanlılığıyla da renkli bir sima!
Belli aralıklarla ziyaret ettiğim Uzundere'de Sevgili Başkanımın rengiyle aydınlanan temiz cadde ve sokaklar, renklenmiş dükkanları ve her geçen gün katlanarak artan turuizm potensiyeliyle marka olmuş Halis ÖZSOY ismini tanıyor olmamın haklı gururunu yaşayarak kaleme aldım bu haftaki yazımı.
Uzundere'de ki bu değişim her ne kadar belediye çalışmaları dahilinde görülse de, gerçekte ahalinin kendine olan özgüvenin, refah seviyesinin ve huzur boyutunun artması gibi asli gerekçeleri yerine getirmesi noktasında bilimsel olarak incelenmesi gereken bir olay bence.
Yoksa, sadece sokakları düzenlemek, kaldırımları yapmak veya sıra sıra elektirikli aydınlatmayla bezemekle olmuyor belediyecilik. Bütün hizmetler bir şekilde ahalinin iç huzuruna da, yaşam standartlarına da yansıyorsa amacına ulaşıyor demektir.
Dört beş yıl önce yine bir Uzundere ziyaretimde yemek yediğim lokantada yan masada oturanların sohbetlerine kulak misafiri olmuş ve başkan hakkındaki övgü dolu sözlerini duyarak o hafta da bir yazı kaleme almıştım. Elbet Başkanın bu yazıdan haberi olmamıştı. Ama haberi olan birçok okuyucudan tebrik mesajları almıştım. Her iki yazımda da asıl amaç Başkanı övmek değil, sadece memleketim adına yapılanları taktir etmek.
Dün akşam Uzundere'den ziyaretime gelen Ömer ve Osman ARAZ kardeşlerle sohbetimizin bir bölümünde uzundere ve belediyeyi konuşmuştuk. Türkiye'nin en güvenli ve huzurlu ilçesi seçilmesinde Başkanın yaptıklarının yanı sıra yapacaklarının ana başlıklarını da onlardan duymam içimi büyük bir sevinçle dolmasına sebep olmuştu.
Bu sevinçle kaleme aldığım yazım umarım bir çok kamu görevlisine ışık olmasının yanısıra, Sevgili Başkanımın da şevkini daha da artmasına vesile olur. Memleketimde Uzundere'lerin sayısı kadar Halis ÖZSOY'ların da sayılarının artmasıyla yarınlarımız aydınlık olacak. Sen çok yaşa emi Başkanım!
Bugün Uzundere'de belki yarın Erzurum'da. Erzurum için inşallah!