Anlayış ve bilgiye tercüman olan dildir; insanı aydınlatan fasîh dilin kıymetini bil.
İnsanı dil kıymetlendirir ve insan onunla saadet bulur; insanı dil kıymetten düşürür ve insanın dili yüzünden başı gider.
Dil arslandır, bak, eşikte yatar; ey ev sahibi, dikkat et, senin başını yer.
Dilinden eziyet çeken adam ne der, dinle; bu söze göre hareket et, onu dâima hatırda bulundur.
Bana dilim pek çok eziyet çektiriyor; başımı kesmesinler de ben dilimi keseyim.
Sözüne dikkat et, başın gitmesin; dilini tut, dişin kırılmasın.
Bilgili dil için özlü bir söz söyledi; ey dil sahibi, başını gözet.
Sen kendi selâmetini istiyorsan, ağzından yakışıksız bir söz kaçırma.
Söz, bilerek söylenirse, bilgi sayılır; bilgisizin sözü kendi başını yer.
Çok sözden fazla fayda görmedim; amma söylemek de faydasız değildir.
Sözü çok söyleme, sırasında ve az söyle; binlerce söz düğümünü bu bir sözde çöz.
İnsan söz ile yükseldi ve sultan oldu; çok söz başı, gölge gibi, yere serdi.
Çok konuşan kimseye bilgi “gevezelik etti” der; söylemezse de, ona “dilsiz” der.
Mademki böyledir, sen fasîh dil kullan; dil fasih olursa, insanı yükseltir.
Dili iyi gözet, başın gözetilmiş olur; sözünü kısa kes, ömrün uzun olur.
Dilin faydası çok olduğu gibi, zararı da çoktur; dil bâzan öğülür, bâzan da çok söğülür.
Mademki böyledir, sözü bilerek söyle; sözün gözsüzlere, körlere göz olsun.
Bilgisiz insan, şüphesiz, kördür; ey bilgisiz, yürü; bilgiden nasip al.
Bak, doğan ölür; ondan, eser olarak, söz kalır; sözünü iyi söyle, ölümsüz olursun.
İnsan iki şey ile kendisini ihtiyarlamaktan kurtarır : biri iyi iş ve diğeri iyi söz.
Ey oğul, bir sözümü sana söyledim; ey oğul, bu nasihatleri ben sana verdim...