Kurban, insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir. "Kurban" kelimesinde bu mana vardır. İnsan kurban kesmekle İbrahim aleyhi's-selâm gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur.
Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan her şeyde esas olan iyi niyettir. Kurbanda da böyledir, iyi niyet ve ihlâs esastır. Bakınız bu konuda Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyuruluyor:
"Onların (kurbanların) ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır." (Hacc Suresi: 37)
Sevgili Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyurmuştur: "Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur."
Kurban, İslâm'daki sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın bir başka örneğidir. Her gün dünyada sayısız hayvan kesilir ve bundan çoğunlukla varlıklı kimseler yararlanır. Halbuki kurban bayramında kesilen kurbanlardan daha çok yoksullar ve hayır kurumları istifade eder.
Kurban meşru bir ibadettir. Kurban bir gelenek değil, kitap ve sünnetle meşrûiyeti sabit olan bir ibadettir. Kurban da zekât gibi Hicretin ikinci yılında meşrû kılınmıştır.
İslâm alim ve müçtehitleri kurbanın hükmü hakkında farklı içtihatlarda bulunmuşlardır.
İmam A'zamEbû Hanife'ye göre kurban vaciptir. Delili de: "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" (Kevser Suresi:2) ayet-i kerimesinin delâletiyle Peygamberimizin: "Kimin hali vakti yerinde olur da kurban kesmezse namazgâhımıza yaklaşmasın." Hadisindeki vaîd (korkutma) dır. Böyle bir korkutma ancak vacip olan bir ibadetin terki için yapılır. Yani İmam-ı Azam demek istiyor ki, kurban vacip olmasaydı Peygamberimiz onu terk edene böyle bir tehditte bulunmazdı.
Şafiî, Malikî ve Hanbeliler ile Hanefilerden İmam Ebû Yusuf'a göre ise kurban vacip değil, sünnet-i müekkededir.
Kurban Kimlere Borçtur? Kurban, mukim olan ve sadaka-i fıtır nisabına malik olan her kadın ve erkek Müslümana vaciptir. Bu tariften şu anlaşılıyor: Müslüman olmayana, seferde bulunan Müslümana ve fakir olana kurban vacip değildir.
Hangi Hayvanlar Kurban Edilir? Kurban edilecek hayvanlar; koyun, keçi, deve, sığır ve manda'dır. Bu hayvanlardan devenin 5, sığır ile manda'nın 2 ve koyun ile keçinin bir yaşını doldurmuş olmaları gerekir. Ancak koyunlar altı ayı tamamladıkları halde bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olurlarsa bunlar da kurban edilebilir.
Bir koyun veya keçiyi ancak bir kişi kurban edebilir. Fakat sığır, manda ve deve yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. Ortakların tek veya çift olmalarında bir sakınca yoktur.
Ortakların hepsi ibadet niyetiyle katılmak durumundadır. Meselâ ortaklardan biri vacip olan kurbanı, diğeri adak kurbanı bir diğeri de nafile kurbanı niyet edebilir. Çünkü hepsinin niyeti ibadettir. Fakat ortaklardan biri her hangi bir ibadet değil de et kastiyle katılmış olsa bu sahih olmaz, diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş sayılmazlar.
Hangi Ayıplar Hayvanın Kurban Olmasına Mani Olur? Bilindiği üzere kurban bir ibadettir. Bunun için kurbanlık hayvanların kusursuz olmaları esastır. Her kusur olmasa da bazı kusurlar kurbana manidir. Bu kusurlar kısaca şunlardır:
? İki veya bir gözü kör olan,
? Aşırı derecede zayıf olan,
? Kesim yerine yürüyerek gidemeyecek derecede aksak olan,
? Kulağının, kuyruğunun veya tenasül organının üçte birinden fazlası kesik olan,
? Dişlerinin yarıdan fazlası düşmüş olan,
? Doğuştan kulağı ve tenasül organı olmayan,
? Koyun ve keçide bir, sığırda iki memesi kurumuş olan,
? Burnu kesilmiş olan,
? Dilinin çoğu kesilmiş olan,
? Ölüm derecesinde hasta olan.
Böyle kusuru olan hayvanları kurban etmek caiz değildir. Bunun için kurbanlık satın alınırken kusurlu olup olmadığına dikkat etmek gerekir.
Kurban kesilebilecek günler, bayram namazı kılınan yerlerde namazdan sonra olmak üzere bayramın ilk üç günüdür. (Şafiîlerde dördüncü günü de olabilir.)
Kurbanın Bedelini Yoksullara Vermekle Kurban Kesilmiş Olur mu? Bazı kimseler hemen her yıl kurban bayramında bu soruyu sorarlar. Hayvanı kesmeden canlı olarak veya bedelini yoksullara vermekle kurban kesilmiş olur mu? Kurbanın rüknü, kurban edilmesi caiz olan hayvanlardan birini kesmek olduğundan, hayvanı kesmeden canlı olarak veya bedelini yoksula vermekle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz, bu ancak sadaka olur.
Hemen her yıl kurban bayramı günlerinde televizyon ekranlarına yansıyan görüntüler, seyredenlere büyük rahatsızlık vermektedir. Bu görüntülerin ortadan kalkması, kurbanların ehil olan kimseler tarafından kesilmesine bağlıdır. Ehil kimse bulamayanlar kurbanlarını mezbahalarda kestirmelidirler.
Kurban Nasıl Kesilir? Hayvan incitilmeden kesilecek yere götürülür. Kıbleye karşı sol tarafları üzerine yavaşça yatırılır. Kolaylık olması için üç ayağı bağlanır. Sonra kesecek olan:
"Allahuekber, Allahuekber, lâilâheillallahuvallahuekber, Allahuekber ve lillahilhamd. BismillâhiAllahuekber" der, ara vermeden büyük ve keskin bir bıçakla keser.
Sadece "BismillâhiAllahuekber" diye kesse de olur.
Usulüne göre bir kesim yapmış olmak için, hayvanın yemek ve nefes boruları ile iki şah damarının kesilmesi gerekir.
Kurban Etinin Taksimi: Deve ve sığır gibi hayvanlar ortaklaşa kurban edildiğinde etleri ortaklar arasında tahmini olarak değil, tartılarak taksim edilir. Ancak bir ailenin fertleri için kurban edilen hayvanın etini taksim etmek gerekmez. Bunun gibi ortaklaşa kurban kesenler kurban etini tamamen yoksullara veya bir hayır kurumuna verecek olurlarsa yine kurban etini taksim etmeleri gerekmez.
Kurban etinin hepsini yoksullara sadaka olarak dağıtmak veya kendisi ve çoluk çocuğu için alıkoymak caiz ise de, en uygun olanı, kurban etini üçe taksim edip, birini kurban kesmeyen yoksullara sadaka olarak dağıtmak, bir bölümünü de akraba, tanıdık ve komşulara ikram etmek, birini de kendi çoluk çocuğu ile yemektir.
Kurban etinden Müslüman olmayan komşulara da vermek caizdir.
Şayet kurban kesen kimsenin çoluk çocuğu kalabalık ve hali vakti de çok iyi değilse bu takdirde kurban etini sadaka ve hediye olarak dağıtmayıp, tamamını çoluk çocuğu için alıkoyması da mümkündür. Çünkü kan akıtmakla kurban vecibesi yerine getirilmiştir.
Ramazan bayramı namazı gibi Kurban bayramı namazı da vaciptir ve Cuma namazının şartlarına tabidir. Yani Cuma namazını kılmakla yükümlü olanlar, bayram namazını kılmakla da yükümlüdür. Ancak Cuma namazı farz, bayram namazı ise vaciptir.
Bayram namazı, güneş doğduktan ve kerahat vakti çıktıktan sonra kılınır. Bayram namazı Cuma namazı gibi ancak cemaatle kılınır. İki rekâttır.
Bayram Namazı Şöyle kılınır: Önce "Niyet ettim Allah rızası için Kurban bayramı namazını kılmaya, uydum imama.'' Diye niyet edilir. Bundan sonra tekbir alınır. Birinci rekâtta "Sübhaneke" okunur. Sonra imam tarafından açıktan, cemaat tarafından da gizlice üç defa "Allahuekber" diye tekbir alınır. İlk iki tekbirde eller yukarı kaldırılır, sonra yanlara salıverilir. Üçüncü tekbirin peşinden eller yanlara salıverilmeyip bağlanır. İmam Fatiha ve sûre okur, cemaat dinler. Sonra diğer namazlarda olduğu gibi rükû ve secde yapılır. İkinci rekâta kalkıldığında imam önce Fâtiha ve sûre okur. Sonra birinci rekatta olduğu gibi üç defa tekbir alınır. Her üç tekbirde de eller yukarı kaldırılıp yanlara salıverilir. Dördüncü tekbir ile rukûa gidilir ve secdeler yapılarak oturulur, tahiyyât ve sallibarik okunur, sonra selâm verilir. Sonra da hutbe okunur.
Teşrik tekbirleri : Arefe günü sabah namazında başlayıp bayramın dördüncü günü ikindi namazı dahil farz namazlardan sonra 23 vakit "Allahuekber, Allahuekber, lâilâhe illallahuvallahuekber, Allahuekber ve lillahilhamd." Demek vaciptir.