Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından AK Parti kongre kararı aldı. 27 Ağustos’ta Ankara’da toplanacak olan Ak Parti Olağanüstü Kongresi, yeni genel başkanını belirleyecek.
Kongreye tek adayla gidilecek
AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), Başbakan Recep Tayyip Erdoğanbaşkanlığında dün toplanarak ‘Olağanüstü Kongre’ kararı aldı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik yaptığı açıklamada, “Kongremiz sadece Genel başkanlık seçimi maddesiyle toplanacak. Başbakan kongreye Genel Başkan ve Başbakan sıfatı ile katılacak. O güne kadar, teşkilatlarımız ve milletvekillerimizle istişarelerde bulunarak ortak akılla bir isim üzerinde anlaşacağız. Büyük kongreye de o isimle gideceğiz” dedi.
Abdullah Gül aday olamayacak
BU durumda Abdullah Gül 28 Ağustos’ta görevi bırakacağı için AKP kongresinde aday olamayacak. Abdullah Gül MKYK toplantısının devam ettiği sırada yaptığı açıklamada; "Görevim bittikten sonra şüphesiz partiye döneceğim. Doğal olan budur" ifadelerini kullanmıştı. Kongrenin Gülün
istifasından bir gün önce olmasının sorulması
üzerine Hüseyin Çelik; kongre tarihinin Abdullah Gülün gelişiyle değil, Erdoğanın gidişiyle ilişkilendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu gelişme üzerineşimdi Ak Parti’de Genel Başkan ve Başbakan kim olacak sorusu merak edilmeye başlandı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, “Yeni bir genel başkanla, yeni bir başbakanla yola devam etmemiz gerekiyor. Daha önce sayın Başbakanımız da açıkladı seçilecek olan kişi hem genel başkan hem başbakan olacak. Genel başkan ayrı başbakan ayrı olmayacak”dedi.
Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenleyen Çelik, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Türkiye’ye hayırlı olmasını temennisinde bulundu. Halkın büyük bir olgunlukla sandığa giderek vatandaşlık görevini yerine getirdiğini ifade eden Çelik,
“Biz tabii özellikle katılımın daha yüksek olmasını isterdik ama katılım biraz düşük kalmasının biraz sebepleri var. Bizce önemli sebeplerden birisi Ağustos ayı biraz rehavet ayıdır. İnsanların tatil yaptığı aylardır ve hareketliliğin en üst düzeyde olduğu aylardan birisidir. Doğuda bir çok vatandaşımız pamuk toplamaya gider. O insanların önemli bir kısmı oy kullanamadı. Başta İstanbul olmak üzere metropol şehirlerdeki insanlar tatil dolayısıyla bunu fırsat bilerek memleketlerine gittiler. Onların önemli bir kısmı oy kullanmadı” dedi.
“SEÇİM SONUÇLARI
TÜM HALKIMIZA
HAYIRLI OLSUN”
Yüzde 74’e yakın katılımın oranın Avrupa da yapılan seçimlere göre daha yüksek bir katılım olduğunu sözlerine ekleyen Çelik, yüzde 70’in üzerinde bir katılımın demokrasilerde normal bir katılım olarak kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Sonuçlara göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 52’ye yakın bir oy aldığını anımsatan Çelik, “Sayın İhsanoğlu yüzde 38.4, sayın Demirtaş’ta 9.8 gibi oy aldığı. Ben sonuçların hem iktidar hem muhalefet hem de halkımız açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum”diye konuştu.
Çelik, seçimlerin sona ermesinin ardından yaşanan tartışmaları da değerlendirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın halk tarafından seçildiğini ve Başbakan Erdoğan’ın mazbatasını almadan, yemin etmeden fiilen Cumhurbaşkanı olmadığının altını çizen Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Şuanda Türkiye’nin fiilin bir cumhurbaşkanı vardır, görevinin başındadır. Sayın Abdullah Gül görevine devam etmektedir. Sayın Başbakana bu görevi devredinceye kadar bu görevine devam edecektir. AK Parti’nin kurulduktan 13 yıl içerisinde kendi içinden iki cumhurbaşkanı çıkarması hareketimizin başarısı açısından takdire şayandır. AK Parti içinden ikinci cumhurbaşkanını seçti. Abdullah Gül’ün görev süresi sona erdi. Yine AK Parti içerisinden milletvekilimiz, Genel Başkanımız ve kurucu genel başkanımız, liderimiz nasip olursa 28 Ağustos’ta kendisinden nöbeti, görevi devralacak. Başbakan Erdoğan ülkesine bundan sonra cumhurbaşkanı olarak devam edecek. Sayın Abdullah Gül ile Sayın Başbakan arasında birileri bir küsüşme bekleyebilir, onların hevesleri kursağında kalacaktır. Sayın Gül ve Sayın Başbakan birbirlerinin rakibi, alternatifi değil; birbirlerinin mütemmim cüzüdürler” dedi.
Hiçbir başarının tesadüfi olmadığını sözlerin ekleyen Çelik, başarının ter koktuğunu söyledi. Durup dururken insanların size destek vermeyeceğini kaydeden Çelik,
“Birilerin öyle okuyor, birileri böyle okuyor. Muhalefet söylemesi gereken her şeyi söyledi. İktidar da söylemesi gereken her şeyi söyledi. Halk karanını verdikten sonra bu iş bitmiştir. Dolayısıyla arkadaşlar ben özellikle bundan sonra daha ılımlı bir üslubun, daha yapıcı bir barış dilinin yapıcı olmasını gerektiğini ifade ediyorum. Başbakanımız dün balkon konuşmasında kucaklayıcı, gerginliği azaltıcı ve millete olan şükran borcunu ifade edici bir konuşma yaptı. Biz rakiplerimiz hezimetiyle alay etmeyecek kadar, onları küçüksemeyecek kadar ve hafife almayacak kadar tecrübe sahibi insanlarız. Böyle bir asalete de sahibiz. Aslında eğer seçim sonuçları üzerinden yorum yapmaya kalkışırsak ben gerçekten söyleyecek çok şey var. CHP ve MHP bir çatı adayı gösterdi ben ‘hayırlı’olsun demiştik. Yanına 12 parti daha ilave oldu ve dediler ki ‘bu Türkiye’nin çatı adayıdır.’Çatı adayının netice itibariyle aldığı oy yüzde 38.4’dir. CHP ve MHP’nin son seçimde aldığı oy oranın bir hayli altında bir oy oranı”şeklinde konuştu.
AK Parti’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 3 vilayette yüzde 20’nin altında bir oy aldığını anımsatan Çelik, Türkiye’nin her ilinde neredeyse yüzde 30’un altında oy almadığını altını çizdi. Bütün partilerin Türkiye partisi olmasının kendilerinin bir arzusu olduğunu dile getiren Çelik, bölgesel siyaset yapan değil bütün Türkiye’yi kucaklayan bir siyaseten yapılmasını istediklerini söyledi.
HDP’nin de bir Türkiye partisi olmasının demokrasi açısından son derece önemli olduğunu belirten Çelik, özellikle sınır ilçelerde vatandaşların PKK’dan çok ciddi oranda tehdit aldığına dikkat çekti.
“GENEL BAŞKAN,
BAŞBAKAN AYRI
OLMAYACAK”
28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin sona ereceğini ifade eden Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yeni bir genel başkanla, yeni bir başbakanla yola devam etmemiz gerekiyor.
Daha önce sayın Başbakanımız da açıkladı seçilecek olan kişi hem genel başkan hem başbakan olacak.
Genel başkan ayrı başbakan ayrı olmayacak. Hatırlarsanız 2002 yılında sayın Genel Başkanımız seçime sokulmadığı için, milletvekilli seçimlerinde yolu kesildiği için genel başkandı sayın Abdullah Gül hükümeti kurdu.
O bir zaruretten kaynaklandı. Bugün böyle bir zaruret yok. AK Parti’nin girdiği her virajda birileri bizim üzerimizden bir senaryo yazdılar. Bizimle ilgili senaryolar yazdılar. Bu kötü senaryoları bizim ortak irademiz bertaraf etmiştir.”