KÖFTECİYİ KÖFTELEDİLER

Cumhuriyet öncesinde İstanbul’un içme suyu işleri, verilen imtiyazlar ile yabancı şirketler tarafından yapılmaktaydı. O yıllarda ülkede, rüşvet, irtikâp almış başını gidiyordu.

İşte bu dönemlerde tetikçilik yapan bir gazeteci, yabancı şirketin kapısını çalar ve kendisine menfaat sağlamalarını ister. Yabancı şirket yöneticileri böyle bir yaklaşıma sıcak bakmazlar ve gazeteciyi geri çevirirler.

Birkaç gün sonra söz konusu gazetenin manşetinde İstanbul’a içme suyu sağlayan Ömerli gölünde bir domuz leşinin görüldüğü haberi yer alınca ortalık karışır.

Vatandaşlar arasında panik başlar. Yetkililer çaresiz kalır ve yabancı şirket sahipleri ne yapacaklarını şaşırır. Şirket yetkilileri bu konuyu nasıl aşacaklarını tartışmaya başlar ve gazetecinin kapısını çalıp onu razı ederler.

Ertesi gün aynı gazetenin manşetinde gölde domuz leşi diye görülen nesnenin aslında büyük bir ağaç kütüğü olduğu yazılıdır ve tüm İstanbul halkından bu hatalı haberden dolayı özür dilenmektedir.

 Ünlü siyasetçi rahmetli Süleyman Demirel ”İftira olmuştan beterdir” derdi. Gerçekten iftira ne ocaklar batırmış, ne hayatları söndürmüştür.

Geçen hafta ülke, Köfteci Yusuf’un etlerinde domuz çıktığı haberleriyle sarsıldı.

12000 çalışanı 280 şubesi olan ve şirket bünyesinde 700 civarında gıda mühendisi ve veteriner çalıştıran Köfteci Yusuf’un böyle bir ahlaksızlık yapmayacağı kamuoyu vicdanında yer aldı ve bu olayın arka planında bir iftira ve karalama olduğu düşüncesi yaygın bir kanaat oluşturdu.

Ekmeğinin peşinde olan, binlerce insana istihdam sağlayan ve çarkı dönen bir şirketin köftelerinde domuz eti kullanması eşyanın tabiatına aykırıydı. Kurumsallaşmış bir şirketin bindiği dalı kesmesi akla uygun bir durum değildi.

Ülkede ciddi bir güven sorunu oluşturulmaya çalışılıyor. Herkesin başına her an her şey gelebilir endişesi yaygınlaştırılıyor.

Bu sıkıntıları aşmanın tek yolu, hukuku üstün tutup, adaleti sağlamak ve kamu otoritesini hatırlatmaktır.

Vatandaşlar olarak her alanda vurulacak neşteri görmek arzusundayız. Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Cafer karasu 13 Ekim 2024 17:03

    Erdal bey bu olay bir komplo gibi duruyor. Domuz eti katkısı 0,01 bunda firmanın ne karı olabilirdi, kocaman bir sıfır. Bence firma mühendisleri ve çalışan işçileri sorgulamalı. İçeriye dikkat etmeli.

  • Halis demir 13 Ekim 2024 14:43

    Sayın Erdal bey anlattığınız olayla bu olay arasında en ufak bir yakınlık yok. Tarım gıda laboratuvarlarında örnek alınırken çok titiz numune alınır üstelik bir itiraz için şahit numınedr alınır ve analizler en az 5 kez tekrarlanır yüzde 100 doğrulukla ispatlanır. Yani köftede domuz eti varsa gerçekten vardır analizi yapan lar onaylayanlar devlet memuru ve imza atıyorlar bunun sorumluluğunu kim alacak. Bu analizler Avrupa’da nasılsa bizdede öyle gidip bir laboratuvarı görmenizi rica ederim inanılmaz modern cihazlar vardır. Sizin ve bizim gibi insanların bu raporlara inanmaması gerçekten çok vahimdir. O halde verdiğiniz kan analiz sonuçlarına nasıl güveniyorsunuz bilmiyorum. Domuz eti çıkıyor ispatlı hayır diyorsunuz devleti komplo yapmış gibi gösteriyorsunuz çökmeye çalışır gibi göstetiyorsunuz. Bir defa düşünmek lazım nerde devlete karşı insan varsa hepsi köfteci Yusuf oldu. Ben devletin başı olsam o halde vatandaşa derim ki analiz yapmıyorum yiyin şimdi at eti eşşek eti domuz eti. Bu analizlerin maliyeti astronomik ve vatandaşın sağlığı içün yapılıyor. Bari diz yazmayın. Yarın gıda tarım ile gelin bir dorun soruştırım sonra yazın. Adres çay yolu üzerinde. Buyrun. Onlarca memur analiz yapıyor yanlış yalan mı rapor veriyor. Bunların vebalini kim alacak nasıl doğru görev yapacak artık bilmiyorum