Yıllar önce yolumuz Erzurum'un güzel ilçelerinden birine düşmüştü.
Resmi devair ziyareti, ahbaplık, yarenlik derken vakit ilerledi. İkindi gölgesinin kalk işaretiyle birlikte hane sahibi "dostlar, size doyum olmuyor, lakin toparlansanız fena olmaz, geceler bu yollarda tekin değil" ikazında bulundu.
O an yüreğime saplanan keder okunun açtığı yara inanın hâlâ tazedir; ne zaman vatan hainleriyle ilgili bir haber işitsem, yazı okusam hemen depreşiverir.
Dostların ihtarıyla güneş batmadan şehre hareket ettik. Yol kenarındaki çayırda tırpanını yanına uzatmış, ceketini seccade gibi çimenlere sermiş ak sakallı bir amcamız namaz kılıyordu. Yanına vardık, bağdaş kurduk. Selam verdi, içimizi ferahlatan, millî imanımızı tazeleyen şahane sohbetler ettik, isli demliğinden kıtlama çay içtik, ak sakalından öpüp gönül şenlendirdik. Yol üzerinde kırsala hakim bir noktada tank başında nöbet tutan gözleri çakmak çakmak mehmetçiklerimizin hal hatırını sual edip, "siz var oldukça bu topraklar hainlere dar olur" dedik.
Otomobili kullanan dostumun o yolculuktaki sözleri gönül klasörümde kayıtlıdır: "Dağ başlarında amerikan parasıyla aldığı rus keleşiyle vatan evlatlarını katleden kalleşler, vatanın harcına kan ve ter katmış şu muhterem amcalarımız yeşil çayırlara seccade serdiği, bayrağımızı bayrak bildiği sürece asla hıyanet projelerinde muvaffak olamayacaklardır. HDP ve onun TBMM mangası PKK'nın panzehiri, öncelikle bu ihtiyarın sadık duruşunda şekillenen vatanperver duruş ve devletin sergilediği çelik iradedir."
PKK TBMM mangasının elbiseleri barut kokan, beyanatları makineli mermisinden farksız neferleri durup durup millî damarımıza bastıkça bu düşmanı çok aziz vatanın canhıraş terörle mücadele gayretleri canlanıyor gözümde. Ne acılar çektik bu uğurda, can verdik, kan akıttık. Bu vatanı yeniden inşa edecek miktarda paralar harcadık.
Yerli silah ve cephanelerimiz devreye girene kadar, ihalarımız, sihalarımız bu çapulculara dağları dar edinceye kadar oluk oluk sevet akıttık vatan müdaffası için. Nice fidanlar toprağa düştü vatan çınarına zeval gelmesin diye.
Tüm bunlar yaşanmamış gibi...Harici ve dahili düşmanlar emellerinden vaz geçmiş gibi davrananları gördükçe derin millet derinden sarsılıyor. Hale bakar mısınız? Hafızasını nisyan tuşuyla sıfırlayıp bölücü bir partinin söylem ve eylemlerini duymazdan görmezden gelenler, hatta onlarla yoldaşlık edenler var.
Son kepazelik malumunuz. On gündür medyanın, siyasetin gündeminden düşmeyen şu ibretlik hadiseden söz ediyorum.
"Adıyaman kırsalında 2017 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerçekleştirdiği hava destekli operasyonda etkisiz hale getirilen terörist Volkan Bora'nın cep telefonu incelemesinde HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel ile terör kampında çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı."
Şaşırdım mı? Hayır! Yıllardır "Eşi, sevgilisi dağda, kendisi bağda" halleri devam ediyor.
Manzaraya bakar mısınız? Harp ilanı gerekecek olsa o kararı bugün Koçeronun sevgilisinin üyesi olduğu meclis verecek. Gerekirse gizli celse yapılacak, kapalı oturumda “devlet sırrı” niteliğindeki konular ele alınacak. Eğer böyle bir ihtiyaç ortaya çıkarsa, normal kavaslar bile içeriye giremeyecek. Onların yerine sağır ve dilsiz personel görev yapacak.
İcabı halinde, devlet sırrı niteliğinde konular görüşüldüğünde sağır ve dilsiz görevliler istihdam eden yüce meclisin çatısı altında oylama tuşları kandile bağlı kişiler mevcut.
İstiklal savaşı yapan mecliste, kocası yunan ordusunda nefer bir mebus düşünebiliyor musunuz?
Ya da ABD senatosunda, eşi bin ladinin maiyetinde görevli bir terörist hayal edebilir misiniz?
Evet, kırsalda sevgilisiyle poz veren terörist mazbatayı cebine koymuş mecliste arz-ı endam ediyor. Ayağının altına serilen kırmızı halılardan geçip kürsüye çıkıyor, kandilin yazdırdıklarını okuyor.
Parlamenter kisvesi altında her türlü melaneti alenen işleyen bu uzaktan kumandalı nice siyaset mayınının partisine kapatma davası açılıyor, tüm vatan düşmanları ayağa fırlıyor.
Kürt kardeşlerimizin siyasi temsili elbette çok önemli. Tüm vatandaşlar gibi onların da temel hak ve özgürlükleri anayasanın, hukukun garantisi altında olmalı. Dillerini konuşmalarına, ifade özgürlüklerine zerre miskal engel olunmamalı. İtirazımız, fikir silahı ile yetinmeyip keleşnikof kuşanıp devleti düelloya davet eden hainlere. İtirazımız, kinimiz, düşmanlığımız kanlı teröristlere. Onlarla gizli veya aşikâr iş tutanlara...
Dağdaki sevgilileriyle zafer pozları veren tescilli katiller, dağdaki müfrezelerinin yollara döşedikleri mayınlardan daha tehlikeli birer “siyaset mayını” olarak milletin Kâbesi içinde ellerini kollarını sallayarak dolaşıp durmasınlar diyoruz.
Birisine sordum bura neresi
Dediler bilmen mi millet meclisi
Koçeronun sevgilisi elinde keleş
Dağdan inip mebus olmuş gel hele...
Artık milletin asil kulağını böyle türkülerle kirletmeyelim.
TBMM'yi kırsalın işgal ve istilasından kurtarmak, dağdan bağa kurulan ihanet köprülerini bertaraf etmek yüce yargının asli ve ertelenemez vatan borcudur.