Ölümden, temiz ruhlara huzur ve sükûn gelir.
Ölen, Hakk'a kavuşur, geride kalanlara hasret ve keder kader olur.
*
Babamız hak ile vuslat edeli beri hiç eksilmeyen hasret ve keder içindeyiz, aile olarak.
*
Muhterem Babam Mehmet Hulusi Aksu, 9 Temmuz 1995 tarihinde, 63 yaşında hakkın rahmetine kavuştu.
Ankara'da tedavi ettirirken, ecel döşeğinde kulağıma şöyle fısıldamıştı: "Peygamber Efendimizin hayatına benzer bir hayatımız olamadı belki, ama belli ki onun yaşında vefat müyesser olacak."
Tevazuundan öyle diyordu Hafız Babam. Son nefesine kadar kuran-ı kerim ağzından hiç düşmedi. Uzun yıllar yürüttüğü 'Erzurum Ziraat Odası Başkanlığı' görevinde halkın derdiyle dertlendi, neşesiyle neşelendi. Yüzünden hiç tebessüm eksik olmadı. Kimseyi incitmedi, kimsenin kalbini kırmadı. İnsanların hayatını kolaylaştırmak için didindi, durdu. Bir kere bile gıybet ettiğini işitmedim, birilerinin arkasından konuştuğunu duymadım. Bulunduğu meclislerde de buna asla müsaade etmezdi.
Temiz yaşadı, temiz öldü. Tanıdıkları ondan razı idi, o yüzden umuyoruz ki Hak da razıdır ve ona göre muamele görmektedir.
*
Kanuni Sultan Süleyman vefat edince Baki şöyle demişti : "Onu, devran hazinecisi bir mücevher kutusuna sakladı."
*
Sizce de, içlerinde muhterem babam ve cümle temiz Müslümanlar için cennet bahçelerinden bir bahçe olan kabir, sevdiklerimizi sakladığımız bir mücevher kutusu değil midir?
*
Buyurun, cümle geçmişlerimiz için bir Fatiha okuyalım, kardeşler!
ÖN ÇEKİM, YAN ÇEKİM, TAM ÇEKİM,
ARKA ÇEKİM, MARKA ÇEKİM
Tüm aynalar bizi göstersin istiyoruz. Aynalara hükmedemiyoruz tabi. Kameralar bizi çeksin, fotoğraflarımız, videolarımız sosyal medyada boy boy, bol bol yayınlansın istiyoruz.
Bunu bir nebze başarıyoruz, ağ toplumunun sunduğu sayısız nimet sayesinde.
Makulü güzel tamam. Amma şu özçekim faaliyeti, ön çekim, yan çekim, tam çekim, arka çekim, marka çekim halini alıyor.
Yüzümüzü çeksek sair azalar ayaklanıyor.
Sağdan çeksek sol da istiyor.
Önden çeksek arka ben de varım diyor.
Haydi, bunlar neyse?
Bu selfi faaliyeti, örf adet, gelenekleri de temelinden sarsan bir hal almaya başladı.
Eskiden terk-i edep saydığımız ne varsa kayıt altına alıp sosyal medyaya sallıyoruz.
Şimdi feys teyzemiz bir de canlı yayın imkânı sundu ki yeme de yanında yat.
Bakalım canlı canlı ne marifetlerimiz ayan olacak, beyan olacak?
Hastane ve kabristan selfilerine alıştık, yakında bunların canlısını göreceğiz.
Dün bir dostun sabah namazından canlı canlı pozlarını görünce imanından, ihlasından, ibadet hassasiyetinden emin oldum.
En kısa zamanda teheccüt selfisini de bekliyorum.
Bir de dostlardan zekât en iyi nasıl verilir, dilencinin eline sadaka nasıl tutuşturulur fotosu bekliyorum.
Bu hususta biraz zayıfım, görsel eğitime ihtiyacım var. Duyurulur efendim.