Linkedin, dünyamızı gittikçe sarıp sarmalayan ‘Ağ toplumu‘nun önemli bir mecrası haline geldi.
Burada ‘Turkish Ski & Business Network‘ adlı bir grup oluşturan değerli hemşehrimiz Fuat Kulaçoğlu diyor ki: ‘ Özellikle kış sporları açısından bakıldığında sezonumuza yaklaşmaktayız. Bu bağlamda hem bazı iş avantajları hem de iş ağımızı geliştirebileceğimiz, bacasız sanayi olan "turizm" den kazanç sağlayabileceğimiz pek çok olanak var.
Bu konuda sizler neler düşünüyorsunuz merak ettim.
Kış Turizmini canlandırmak için düşüncelerinizi bu platformda paylaşırsanız sevinirim.
***
Fuat Bey‘in davetine icabet edip görüş bildiren Sayın Hakan SENGUL şunları yazmış: “Yaz ve kış turizmi Türkiye açısında çok önemli. Bunun tanıtım ve hizmet kalitesinin çeşitliliği ile doğru orantısı yüksek. Yurt dışında dikkatimi çeken, Londra Metrosundaki ilanlarda Alplerdeki kayak merkezlerine yapılan turlar çok paylaşılıyor idi...
Yurt dışı tanıtımının dışında, yurtiçi alternatif hizmet sektörlerini desteklemek ve yatırımcıların daha net görmelerini sağlamak gerek.
Sadece devlet veya özel sektörün yatırım yapmasını beklemek yerine, kişiler bile sosyal medyada tanıtıma başlamalı. Türkiye Kayak bilgilendirmesini yaymalıyız...
***
Türkiye Kayak Sektörünün yoğun tanıtım, bilgilendire ve reklama ihtiyacı var, evet.
Hele de Erzurum bu konuda tam bir seferberliğe muhtaç. Yerel yönetimler, sivil örgütler ve tek tek hepimiz bugünden tezi yok bu alanda bir şeyler yapmaya başlamalıyız.
Ne diyor düşünür: “iki nokta arasında en kısa mesafe niyettir.” Öyleyse önce niyet edelim Palandöken için bir şeyler yapmaya. Başlangıç noktamız kış turizmini tanıtmak, nihai hedefimizi bu alanda başarılı olmaksa eğer… Önce buna niyet edeceğiz, sonra bıkmadan usanmadan gayret göstereceğiz. ‘Ben ne yapabilirim ki‘ batağına saplandık mı, teslim bayrağını çekmiş oluruz.
Ne güzel söylemiş Hakan Bey “Kişiler bile sosyal medyada tanıtıma başlamalı.”Ne duruyoruz öyleyse, haydi başlayalım… Palandökenimizin, tesislerimizin, o güzelim pistlerimizin videolarını, görsellerini ağ imparatorluğunda yayalım… Geçen yıl ENER olarak bunun formülünü vermiştik.
Hatırlayalım:
***
ENER’İN ’KARŞILA, AĞIRLA
UĞURLA’ FORMÜLÜ
ENER olarak bütünsel bir ‘Turizm Vizyonu‘na ihtiyaç duyuyoruz. Bunu; ‘Karşıla, Ağırla, Uğurla‘ formülü ile özetliyoruz.
Turistlerin geldikleri noktada, havalimanında şehrin güleç yüzü ile karşılanması lazım. Turisti sırf döviz makinesi, kazanç aracı olarak gören bir anlayıştan dadaşça misafirperverliğe geçiş yapmamız gerekiyor.
Evimize gelen misafir özeni ile karşılayacağımız gezginleri, en iyi şekilde ağırlamak ikinci önemli görev olarak algılanmalı. Turisti, havalimanı-otel koridoruna ancak bir kere hapsedebiliriz. Bir kere gelenin, bir daha gelmek istemeyeceği bir şehri, küresel turizm merkezi yapamazsınız. O nedenle otelden, yiyecek mekânlarına, eğlence merkezlerine kadar bir altyapı dizaynına ihtiyaç var.
Dünya gezginlerinin güleç karşılanıp, misafirperverlikle ağırlanmalarının yanı sıra, memnun ve mutlu bir şekilde uğurlanması da sihirli turizm zincirinin son halkasını teşkil ediyor. Bu konuda da gerekli tertibatın alınması gerekiyor.
TANITIM VE REHBERLİK
HİZMETLERİNDE ÇÖZÜM ORTAKLIĞI
ENER olarak tüm turizm faaliyetlerinde ‘kamu-özel sektör işbirliği‘ne ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Turizm, Kültür ve Gençlik Spor Müdürlüğü eliyle yürütülen tanıtım, karşılama, konaklama, ağırlama faaliyetlerinin uluslararası kalite düzeyini yakalayamayacağı kanısındayız. Bu alanlarda profesyonel özel sektör kuruluşlarıyla sürekli işbirliğini gerekli görüyoruz. Başta vilayet ve Büyükşehir‘in çok iyi dil bilen özel takip büroları oluşturmaları lazım. Üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gidilerek TURİZM GÖNÜLLERİ AĞI oluşturulmasını öneriyoruz. Bu sayının kademeli olarak 100-500 ve 1000 olarak planlaması gerekiyor. Bu konuda yerel ve ulusal medya ile sıkı işbirliği ve yeterli görsel – dijital materyal üretimi diğer bir hedef olarak belirlenmeli. Sosyal medya faaliyetleri üzerinde çalışılması gereken diğer önemli bir alan.
ÖZELLEŞTİRME BİR AN ÖNCE
TAMAMLANMALI, KÖİ
PROJELERİNE AĞIRLIK VERİLMELİ
Mevcut tesislerin halk ve kamu yararına yöntemlerle özelleştirmesi bir an önce tamamlanmalı. Daha önce başlatılan ve Özelleştirme Başkanlığı‘nca belli bir aşamaya getirilen bu çalışmaların bir an önce bitirilmesi önem taşıyor.
Başta turizm olmak üzere diğer yerel kalkınma projelerinde, eski adıyla ‘yap-işlet-devret‘; yeni yasal adıyla ‘Kamu Özel Sektör İşbirliği‘ (KÖİ) yöntemi devreye sokulmalı.
Şehir kalkınmasında bu yöntem sihirli sonuçlar verebilir.