Haber Girişi : 15 Ekim 2014 11:09

Kim tutuyor sizi...

Kim tutuyor sizi...

Dini, dili ve ırkı ne olursa olsun; her nerede insanlar zulüm görüyor hele de katlediliyorsa eğer, vicdan sahibi hiç kimse üç maymunu oynayamaz.

Dolayısıyla Türkiye’de kimse ne Suriye’deki insanlık dramına ilgisiz kalabilir, ne de çevremizde giderek daralan ateş çemberini görmezden gelebilir.

Fakat unutmayalım ki, bugün PKK yanlılarının Kobani üzerinden hatırladıkları Suriye dramı dört yıldan beri devam etmektedir. Zalim Esat, bütün dünyanın gözü önünde 300 bin insanını acımadan katletti ve milyonlarcasını da yurtsuz ocaksız bıraktı.

"Türkiye Kobani’ye sahip çıksın" diyerek, kendi ülkelerini adeta yangın yerine çeviren vandallar, dört yıldan beri vatanlarından kaçarak Türkiye’ye sığınan yüz binlerce Suriyeli için kıllarını dahi kıpırdatmamışlardı.

Kobani’den bize ne diyen de yok, Kobani’de ölümle burun buruna kalan on binlerce insan için üzülmeyen de...

Buna rağmen...

PKK, paralel yapı ve iflah olmaz Erdoğan düşmanları göz göre göre gerçekleri çarpıtmaya çalıştılar.

Sonunda olan oldu.

MHP lideri Devlet Bahçeli, sözünü esirgemeden milyonlarca insanın duygularına tercüman oldu. Bahçeli haklı olarak dedi ki:

 "Kendinize güveniyorsanız, sıkıysa, yüreğiniz yetiyorsa IŞİD’in karşısına çıkında görelim."

Türk askerine, polisine, savunmasız vatandaşa kurşun sıkan sözümona Kobani muhipleri, IŞİD karşısında sıçan misali kaçacak delik arıyor.

Diyarbakır’da banka ATM’lerini yakıp içindeki paraları çaldılar, Kürt çocukları cahil kalsın diye okulları, dershaneleri ve öğrenci yurtlarını yaktılar, savunmasız insanların ev ve dükkânlarını yağmaladılar, hızlarını alamayıp hemşerileri olan Ziya Gökalp’in müzesini ateşe verdiler...

Ama asla ve kat’a IŞİD’le karşılaşmadılar!

İşte Kobani orada, madem o kadar yüreklisin ne duruyorsun, geç sınırı git savaş...

Elini tutan mı var..

Sizi temin ederim ki, geçen hafta Kobani’yi bahane ederek içlerindeki canavarı ortaya çıkaran o alçaklar sürüsüne sorsanız ki, "Kobani nerede?" yüzde sekseni bilmez. Hatta onların yüzde yüzü de bu olaylardan önce Kobani diye bir şehrin adını dahi duymamışlardı.

Türkiye, kendi halkının boğazından keserek zulümden kaçıp gelen ve ülkemize sığınan bir buçuk milyonu aşkın Suriyeliye kucak açtı, onları doyurup güvenliklerini sağladı. Sormadı bile sen Kürt müsün, Şii misin, Arap mısın, Türkmen misin, Yezidi misin...

Onların insan olmaları ve zulümden kaçmaları yeterli bir gerekçeydi...

Kürt gençlerini Kobani için savaşmak yerine, Türkiye’yi yangın yerine çevirsinler diye,  sokağa çıkmaya çağıran Selahattin Demirtaş, biraz da olsa vicdan sahibi bir kişiyse eğer bugün utancından insan içine çıkmaması lazımdı. Çünkü O’nun çağrısının sonucunda onlarca insan öldü, iki polisimiz şehit düştü.

Ama O tam tersi bir tutum sergiledi ve işi pişkinliğe vurarak, iki polisin şehit olmasına 33 insanın da ölmesine sebep olan çağrısını meşru kılmaya çalıştı.

Terliyor ama utanmıyor...

"Kobani düşerse çözüm süreci biter" demek suretiyle, Türkiye’ye aba altından sopa göstermeye çalışan yılanın başı, mezarlıktan geçerken ıslık çalan kabadayıya benziyor.

İt gibi korkuyor ama postu deldirmek istemiyor!

Vaziyet budur…

O halde, Bahçeli de çıkar der ki, "Madem öyle haydi git Kobani’de IŞİD’e karşı savaş"

Sadece Bahçeli mi?

Değil tabii ki; bu ülkede aynı şeyi söyleyen milyonlarca insan var.

Bahçeli sadece "kral çıplak" dedi.

Hele sokağa bir mikrofon uzatın, göreceksiniz ki insanlar neler söylüyor neler...

Ve yine göreceksiniz ki hainler bölük bölük halay çekiyor.

PKK da orada, paralel yapı da...

Sahte aydınlar da aynı safta müzmin AK Parti düşmanları da...

Kobani onların umurunda bile değil. Tek dertleri Türkiye’de kaos ortamı yaratmak.

Gezi’de ve 17-25 Aralık yargı darbe girişiminde yapamadıklarını bir kez daha sınamak istediler. Ve çok şükür ki bu sefer de pimini çektikleri bomba ellerinde patladı.

Buna rağmen illa da Kobani diyenler varsa, hiç durmasınlar işte Kobani orada; hem de bir kaç yüz metre ilerimizde... Haydi koşun gidin; kim tutuyor ki sizi...

Yemiyor değil mi?

Çünkü orada Türk polisi ve Türk askeri kadar merhametli ve hoşgörülü kimseler yok.

Orada her türlü caniliği dinen meşru kılan gözü kararmış bir terör örgütü var; adı da IŞİD...

Bugün nerede o yüzü poşuyla kapatılmış sahte kahramanlar?

Niye koşup gitmediler...

 

Çünkü Kobani işin bahanesi…