Keşke sizin de bir ehramınız olsaydı…

En azından Erzurum kadınına hakaret etmez, en azından cahilliğinizi beyan etmezdiniz…

İyi ki de bu ülkede bir ODATV var, iyi ki de orada direnen bir maşeri vicdan var.

Bizim mahallenin “öteki” gördüğü ve uzak kaldığı ODATV, bu ehram meselesini ahlaki ölçülerde analiz etti.

Dedi ki, “Ehram, yöresel bir giysi, dini ya da ideolojik değil.”

Bizim mahalleden çıt çıkmadı. Erzurum kadınının linç edilmesine seyirci kaldılar.

Cahillik parayla satılacak olsaydı, inanınız ki kuyumcu vitrinlerinde olurdu.

Bedava olunca önüne gelen hunharca tüketiyor.

Kabzımalın çürümüş sebzeyi araziye atması gibi…

Nasılsa taliplisi çok…

“Burası köle pazarı mı?” diye soran da oldu.

“”Bu kadınlar niye çuvalların içerisine sokulmuş?” diyenler de…

Bir fotoğraftan hareketle…

Ne hükümetin gericiliği ne Erzurum’un irtica merkezi bir şehir oluşu ne de kırsaldaki kadınların esir tutuluşu…

Akıllarına ve ağızlarına ne geldiyse boca edip durdular.

Fikir değil, irin kustular.

Çünkü ön yargılıydılar, zırcahildiler üstelik…

Ehramı bilmiyorlardı, örften ve iklim şartlarından biganeydiler…

Bu klavye şövalyelerinin ağa babaları bir zamanlar medyada imparatorken…

Tarihe geçen şu başlıkları atmışlardı:

“Cumayı yine toplu kıldılar.”

“Hac mevsimi bu yıl da Kurban Bayramına denk geldi.”

Eski Yeşilçam filmlerinde, siz hiç şöyle eli ayağı düzgün temiz yüzlü bir imam karakteri gördünüz mü?

İmam üzerinden İslam’a ve Müslümanlara saldıracaklardı ya, nerede meymenetsiz biri varsa ona imam rolü verilirdi!

Azizim…

Çürük bir ipe boncuk dizmişiz meğer…

Zannettik ki…

Köprülerin altından bu kadar su akıp gittiğine göre değişmişlerdir ve bakış açılarını yenilemişlerdir.

Beyhude bir ümit…

Aynı hamam aynı tas…

Ehramın; Erzurum hatta Doğu’nun kimi yerlerinde kadınların milli bir üst giysisi olduğunu o kadar bilmiyorlar ki…

“Bu çuval nedir” diye soracak kadar zıvanadan çıktılar.

Parmağa bakmaktan öylesine körleşmişler ki, o parmağın işaret ettiği yeri göremiyorlar.

28 Şubatçı kafa ara sıra kendini gösteriyor.

Ankara’nın meşhur bir valisi vardı: Nevzat Tandoğan…

Öylesine kraldan çok kralcıydı ki…

Şapkası olmayan ve de üstü başı iyi dökülen kimseleri şehir merkezine sokmama emri vermişti.

Ehram, Erzurum kadınının kültürel ve tarihsel alamet-i farikasıdır.

Ne bir tarikatı temsil eder ne de ideolojik bir göndermede bulunur.

Özellikle kırsalda Erzurum kadını ehramı sever; bu yüzden de bürünür.

Çünkü:

Ehram, Erzurum’da yeri geldi kadının zırhı oldu…

Ehram, kadına kendisini daha rahat hissetme ortamı sunar.

Erzurum’u…

Erzurum Valisini…

Erzurum Tarım Müdürünü…

Erzurumlu kadınları…

Günlerce linçe tabi tuttular.

Siyonist ve de bebek katili İsrail’den daha acımazsızca saldırdılar.

“Çuval” dedikleri o örtünme biçiminin ne olduğunu asla merak etmediler.

Kimi Erzurum’u Afganistan’ın Kandahar şehrine benzetti, kimisi de Erzurum’u Kum şehrinin şubesi olarak gördü.

Bir defa bile “Yahu bu ehram nedir” diye sormadılar.

Zarfa değil de mazrufa bakmış olsalardı göreceklerdi ki aslında ehram, bugün şehirli kadınların da çok itibar ettiği bir aksesuar…

Ezcümle…

Ehram, ehram olalı bu kadar zulüm görmemişti!

 

Etiketler : erzurum ehram
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Has dadaş 23 Ekim 2024 13:18

    Her iki yorum sahibini de kutluyorum,her şeyi bırakmış ehramla ilgili polemik türündeki konulara el atmış olan ve kendilerine köşe yazarı payesi veren bu tiplere köşe açanlarda en az onlar kadar bu şehre yabancılaşmışlardır.

  • Hakan aras 21 Ekim 2024 19:30

    Benim nenemde çarşaf giyerdi oda bir gelenek cörenektir. Ama ehram yün olur çarşaf naylonumsudur. Hele bakın ki konu kalmamış valisi belediyesi yazarı okuru ehram takılmış. Bebekler ölüyor savaş oluyor Erzurum mahvolmuş yollar bozuk dert etmirsin de ehram yazırsen toprak başına devamsız

  • Ali er 21 Ekim 2024 16:45

    Sayın yazar çok komiksiniz ehram dediğiniz şey mecburiyetten giyilmiş bir örtünme aracıdır. Erzurum eskiden hayvancılık yeriydi yün boldu yatak yorgan döşek hep yün olurdu dolayısıyla şimdi yün yatak yorgan milli mi olur. O devirde manto palto mu vardı kadınlar evde dokuma tezgahında ehram örüp örtünürdü. Ayaklarında yün çorap giyerlerdi şimdi yün çorap yerli be milli mi. Yapmayın devrin gereklerine göre elde ne varsa onu dokuyup giymişler. Şimdi pamuklu ve naylon polyesterler moda. Yarın belki başka şey moda olacak ehramdan iş çıkarmayın buluttan nem kapmayın azıcık dik durun ayaklarınız üstünde