Erol Yarar, bir dönem başkanlığını yaptığı MÜSİAD'tan sonra hiç bir yerde dikiş tutturamamış bir isimdir... Buna rağmen sırf eski mahallesindeki eski arkadaşları sayesinde bir şekilde ortalarda görünmeyi başardı!
İsmi etrafında pek çok spekülasyon var...
"Reisin adamıyım" diye devlet katlarında dolaşıp caka sattığını söylemek, olsa olsa malumu ilam olur . Ki, bu da Erol'a asla halel getirmez!
Hakikaten kayakla (meraklı olmasının dışında) bir alakası var mıdır yok mudur bilemem. Fakat bazen üzerinde kayak kostümü ile çekilmiş fotoğraflarını görüyoruz!
Her neyse...
İşte bu Erol Yarar, kaç zamandan beri Erzurum basınının eleştiri oklarına hedef olmaktadır. Bunda benim payım da az değildir hani... Erol'la ilgili çıkan tüm eleştiri haberlerini, sosyal medyada yazılıp çizilenleri dikkatle takip ediyorum.
Bazen, "Oh olsun, meslektaşlarım az bile demişler" şeklinde söylendiğim oluyor.
Öyle ya, Erol'un kayak camiasına bir tane "yararlı" bir icraatını göremedik.
Erzincan'da kayak tesisleri kurup işleteceğim (federasyon adına) dedi, kısa bir müddet sonra jandarma nezaretinde kovulup mahkemeye sevk edildi!
İstanbul'da federasyon için ben diyen holdinglerin cesaret edemediği harcamaları yaparak kendine ve arkadaşlarına adeta sultan saltanatı kurdu!
Erzurum'u hiç hatırlatmayın zaten...
Tam bir skandal ve bizim adımıza katmerli bir hezimet...
Kızılay'ın Palandöken'deki tesisi göz göre göre Ankara tarafından Erol'a peşkeş çekildi!
Hasılı, Erol'a dair yazılıp çizilenlerin fazlası var eksiği yok...
Ammaa...
Nedense asıl meseleye hiç bir meslektaşım değinmiyor!
Cancağızım söyler misiniz Erol'u bu şehrin evlatları, sırf kendi hemşerilerini (buz pateninde olduğu gibi) yemek için getirmedi mi?
Çuvaldızı Erol'a sokmadan evvel iğneyi hele bir kendimize batıralım...
Bugün Erol için "şöyle kötüdür, böyle fenadır, öyle berbattır" diyenler, sırf Erol'un soyadından bize de pay düşer umuduyla, Özer Ayık'a tarihin en büyük çalımını atıp, bu işe ömrünü vakfetmiş bir hemşerimizi sırtından kim vurdu?
Hele bir söyleyin de herkes neyin ne olduğunu iyice bellesin.
Ağlanacak halimize gülüyoruz.
Kendi eniğini yiyen pisiklere benziyoruz!
Önce boğuyor, sonra salya sümük ağlıyoruz...
Yuh bize...
Başka alanlarda da pek çok örneği var, ama değil mi ki mevzuumuz spor şu halde sadece bu alandan misal getirelim. Alın size Buz Pateni Federasyonu eski başkanı Dilek Okuyucu... O da tıpkı Özer gibi kendi hemşerilerinin attığı okların kurbanı oldu!
Anladığım kadarıyla bugün ülke genelindeki kayak camiası Erol'dan nasıl kurtuluruza çare arıyor!
Zor biraz!
Hayır; yanlış anlamayın temenni ettiğim filan yok, büyük resme bakarak bir sitemimi ishar ediyorum o kadar.
Erol'un gideceği hele hele de bu biçim saltanat süreceği başka bir dükkan yok çünkü...
Spor Bakanlığı arkasında, tahkim kurulları arkasında, eh bir parça siyasi gücü de var!
Devrilmez demiyorum.
Zira, etrafına saçtığı gibi bir gücü filan yok aslında, ama algı operasyonu yaratmakta pek bir mahir olduğundan günün sonunda hep kazançlı çıkıyor!
Erol Yarar, dibe vurmuş ve eski mahallesinde dahi selam vereceği kimse kalmamışken, Erzurumlu bazı aslan parçaları "Özer gitsin de isterse gavuroğlu gavur gelsin" dercesine Erol'un kucağına oturdular!
Şimdi de "bizi kurtarın" deyip, aman diliyorlar!
Eniğini yiyen hangi pisik iflah olmuşsa siz de bu kafayla gittiğiniz müddetçe ancak o kadar adam olursunuz!