Haber Girişi : 02 Nisan 2017 23:34

KAVGALI DEMOKRASİ

KAVGALI DEMOKRASİ
Çocukluktan gençliğe geçiş dönemimizde,  gidebileceğimiz bir kütüphane,spor tesisi,müzik eğitim merkezi olmadığı için,akşam karanlık çökünce "Herayi Molla" diye bir oyun oynardık. Kırk yaş üzeri arkadaşlar bilir. İki grup kurulur bir toplanma yerinden  20-30 metre uzakta sokakların birisinde gruplardan biri saklanır. Bir çığırtkan eşliğinde diğer grup saklanılan sokağa doğru gelirken, çığırtkan tarafından" Birinci Herayi Molla Gelirıh" diye bağırarak yaklaşırdı. Birinci,ikinci,derken üçüncü "Herayi Molla" tam saklanılan sokağın ortasında bağırılırdı. Kurt kapanına düşen, gruptan diğer karşı gruptan kim kimi yakalarsa onun sırtına biner, başlama noktasına kadar taşıtırdı kendisini. Birde "Kavgalı Seksek" oyunu vardı. Bu oyunda da,tek ayak üzerinde eşleşen kişiler belirli bir mesafede, tek ayak üzerinde hem sekerek yürür hem birbirlerini iterlerdi. Bu kavga da kimin kaldırdığı ayağı, yere değerse diğeri kavgayı kazananı sırtına alır, kavga ederek geldikleri mesafe kadar taşırdı.
 Aslında yukarda bahsedilen oyunlar bir atadan kalma yaşam kültürünün yansımalarıydı. Binlerce yıl sadece savaşan dedelerin torunları elbette oyunlarında da savaşacak ve her savaşın sonunda ve başında birileri birilerini sırtında taşıyacaktı.Bakın;  Ata sporu olarak  Değeneklerle birbirlerinin kafasını gözünü yaran "Cirit" oyunu da aynı mantıkla spor olarak benimsenmiş. Golf oynamamış atalarımız. Oyunu da sporu da şiddet içerikli. Onun için olimpiyatlara giderken bile savaşa gider gibi gidiyoruz. Hoş başarılı olduğumuz da yok ya. O da ayrı mesele!
 Aslında; Kavga, şiddet, savaş , hayvan işi,insan yaratılışına aykırı. Çünkü insanın pençesi yok,yırtıcı dişleri yok, uçamıyor, hızlı değil. Ama bütün bu özelliklere sahip olan hayvanların mecburen kavga ederek hayatta kalabilmelerinden daha ileri toplu olarak klimalı kıtalar arası uçabilen zekası var. Yerin altından çıkardığı madeni uçuran ,onunla toprağı işleyen aletler yapan zekası var. Barınak diye artık akıllı evler, plazalar, yazlıklar, kışlıklar yapabilen zekası...
 Kavga geri kalmış toplumlarda uyanıkların,ahmakları saltanatları için birbirlerine düşürme taktiğidir. Bir lider için dostundan daha çok düşmanına ihtiyacı vardır. Yoksa nasıl kahraman olur. Hatta bir lider kahraman olmak için düşmana muhtaçtır. Eğer düşmanı yoksa yaratmalıdır ki yaşama şansı olsun. Çünkü lider tembeldir, bedavacıdır, çıkarcıdır. Tarihe bir göz atın. Bir kişiye bir tokat bile vurmamış katillerle doludur kitaplar, müzeler. O savaşmaz savaştırır, ölmez öldürür. Yaşar , yaşatmaz. İsteği arzusu düşmanı hiç bitmez. Fakat bütün bu meselelerini kendisi çözmez çözdürür. Bütün gücünü alır milletin kendi pazularında toplar. Eli kolu o kadar büyür ki böylelikle,kendisi semirdikçe,ahmak halk zayıflar. Allah'ın kişiye özel verdiği canını liderine veren halk,birde onur duyar. İşte bu aslında Şahısın Tanrı'ya ihanetidir,dolayısıyla Tanrının insana cezasıdır. Yani insan kendi eliyle cezasını verir ahmak aklı ile de onaylar.
 Bugün binlerce yıldır, canını,malını,gücünü,savaşlarda ve kavgalarda kaybetmiş Türkiye Halkı hala hiçbir ders çıkaramamış gözüküyor geçirmiş olduğu acılarından. Hala kurtarıcı diye kendisi hariç,bir kaç dövüş- kavga,yapımcısının,bahislerinde harcanıyor. Söylemi avrupalı eylemi Orta Asyalı olan Türkiye Halkı bu çelişkilerinden dolayı neredeyse hiç tanımadığı Diğer ülkelerle kanlı bıcaklı durumda kurtarıcı diye bellediği asıl dost dilli düşmanları olan Liderlerince. Adını bile sonradan öğrendiğimiz "Demokrasi" çinenmiş sakız gibi ağızdan ağıza dolaşıyor. Demokrasi nin bir uzlaşı kültürü olduğunu bilmediğimiz için kavga kültürü zannediyoruz.
Sırtlarına sandık bağlamış bedavacı siyasiler,habire seçim yaptırıyorlar Türkiye halkına. Asıl amaçları olan, saltanat özlemlerini ve yalanlarını sakladıkları  ambalaj da zavallı"Demokrasi" .
 
Devam edecek. 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.