Dr Humprey'nin Türkiye izlenimleri ve 1855 Kars kuşatması günlüğünün yanı sıra, Mustafa Zarifi Paşa ve Karl Marx'ın makalelerinden oluşan "1855 Kars Kuşatmasının Öyküsü" Hamit Zafer Fars'ın çevirisiyle Tarihçi Kitapevi etiketiyle yayınladı.
Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümünü Dr. Humprey, ikinci kısmını Mustafa Zarifi Paşa, üçüncü kısmını ise Karl Marx'ın metinleri oluşturuyor. Bir İngiliz askeri hekimi olan Dr. Sandwith, anlatısında Türkiye'nin Kuzeydoğusu'nun sosyolojik ve doğal yapısı ile ilgili pek çok ayrıntılı gözlemini paylaşıyor. Dr. Sandwith'in gözlemleri bölgede o dönem görülen kuş türlerine kadar pek çok konuya değinirken, Erzurum Valisi ve Anadolu Ordusu Muşiri Mustafa Zarifi Paşa 1853-54 yılları arasında meydana gelen muharebeleri anlatıyor.
Modern düşünce tarihinin en sarsıcı manifestolarından biri olarak kabul edilen Komünist Manifesto'nun Friedrich Engels ile birlikte yazarı olan, Bilimsel Sosyalizmin kurucusu olarak kabul edilen, yayınladığı kitaplar Türkiye'de de oldukça fazla okuyucu tarafından merak edilen, okunan Karl Marx'ın yazdıkları şüphesiz Türk okur tarafından ayrıca merak uyandırıcı hale geliyor.
Üçüncü bölümde yer alan makalelerinde Karl Marx, İngiliz hükümetinin Kırım Savaşı sırasında başvurduğu birçok gizli-açık diplomatik manevrayı kendine özgü ayrıntıcı ve dikkatli üslubuyla gözler önüne seriyor, bunların nasıl Kars'ın düşmesine yol açtığını gösteriyor. İngiliz hükümeti, müttefiklerin (ve elbette İngilizlerin) Kırım'daki askeri başarısını sağlama almak için, Kars'taki İngiliz garnizonunun feda edilmesi pahasına, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kars cephesinin çökmesine göz yummuş hatta gizlice bunun için çalışmıştır ifadelerini kullanan Marx'ın Kars Kuşatmasına dair değerlendirmesinden kısa bir bölümü okuyucularımızla paylaşıyoruz:
"Eğer Kars Erzurum'un anahtarıysa, Anadolu'nun stratejik ve ticari yollarının merkez noktası ve İstanbul'un anahtarı da Erzurum'dur. Kars ile Erzurum bir kez Rusların eline geçti mi, İngiltere'nin İran'la Trabzon üzerinden yaptığı ticaret kesilir. Bu durumun bilincinde olan İngiliz Hükümeti, serinkanlılıkla Babıali'yi Asya'da evinin anahtarlarını teslime çağırıyor; üstelik bunu, bu iki noktadan bir tehlikeyle pek de yüz yüze olmadığı halde yapıyor; Kars'ta kuşatılmış orduyu, Kars'ın yardımına gitmelerini yasakladığı takviye kuvvetlerinin yanına çağırıyor. "Eğer" diyor Lord hazretleri, "Ruslar yenilgiye uğratılacaksa" (buna ne gerek var diye sorar gibidir adeta) bu yenilgi ne kadar çok kuvvetli yerler Ruslara teslim edilir ve gerçekte İstanbul'a yakın olursa, o kadar kolay edilecek, o kadar kesin sonuç verecektir."
Kaynak: Odatv.com