Haber Girişi : 22 Mart 2016 08:17

KARDEŞLİK KALLEŞLİĞİ YENECEK, TERÖR BİTECEK!

KARDEŞLİK KALLEŞLİĞİ YENECEK, TERÖR BİTECEK!
Terörün yine can yaktığı, ocaklar söndürüp haneler yıktığı günlerden bir gün yolum Hınıs ilçemize düşmüştü. 
Sohbet, çay, yemek derken vaktinikindiye vardığını fark etmemişiz. 
İçlerinde yöneticilerin de bulunduğu dostlarımız tatlı bir mahcubiyetle ikaz ettiler:
"Gece kalacaksanız baş göz üstüne, gidecekseniz fazla geç kalmayın, yolcu yolunda gerek."
Meğer o günlerde, beş on teröristin dağda dolaştığı, köyleri basıp ahaliyi tehdit ettiği istihbar edilmiş. 
Üstelik o güne kadar başka il doğumlu teröristler sızarken kırsala, bu kez ilk defa o ilçe doğumlu birkaç genç de katılmış eşkıya güruhuna. 
Bu bilgileri alınca, dost nasihatine kulak verip karanlığa kalmadan yola koyulduk.
Otomobilde içim daraldı, yüzüm asıldı. 
Kendi vatanımızda ilçemizden ilimize giderken "karanlığa kalmayın" diye ikaz edilmiştik. 
Otomobilin gönlümü tabut gibi sıkması, zifiri karanlığın ovadan önce ruhuma çökmesi bu yüzdendi. 
Korku insani bir duygu?
Ne yalan söyleyeyim, yol uzadıkça uzadı, tepeler canavarlaştı, virajlarejderhalaştı  ? 
Bu haleti ruhiye içinde ilerlerken, çayır kenarında otları seccade edip namaza duran yaşlı bir amcayı gördüm.
Yol arkadaşıma arabayı durdurmasını rica ettim. 
Gidip amcanın yanına oturdum. 
Birden içimdeki kasvet dağıldı. 
Kendimi köyümde, babamın çayırında, dayımın hanesinde hissettim.
Amca selam verdi. 
Hiç bu kadar yürekten aleykümselam dememiştim.
Biraz şaşkın ayağa kalktı. 
Kucaklaştık.
Hoş gelmişsiz, dedi.
Hoşbulduk, dedim. 
Sonra hal hatır... 
Güneşin yakıp kavurduğu sevimli rençper yüzü insana nasıl da güven veriyordu.
Secdede taze otların yeşilliği ilahi bir tablo çizmişti, alnına?
Ama ben yürekten hissettim ki o yeşillik, sandığımız gibi taze ot yeşilliği değildi sadece, nurani bir yeşillikti. 
Amcamızla, yol arkadaşımın havanın karardığını ifadeye çalışan kaş göz işaretlerine hiç aldırmadan neşeli sohbetler ettik.
İsli demliğinden leziz çaylar içtik. 
Dağarcığından çıkardığı nefis tandır ketesini bölüştük.
Sonra karanlık basarkensarılıp helalleştik, amcamızın dua zırhına bürünüp yola koyulduk. 
Sağ salim menzile ulaştık. 
***
Geçen gün ziyaretime gelen dostlarımla sohbet ederken, söz döndü dolaştı son günlerde kuduz köpekler gibi kuduran teröristlerin kanlı eylemlerine geldi.
Canlı bombalar konusundaki düşüncem sorulunca, başınızı ağrıtma pahasına tekrarladığım yukarıdaki hikâyeyi anlattım misafirlerime ve şöyle bitirdim sözümü:
Hikâyede bahsi geçtiği gibi bize vatan yollarını dar eden üç beş kanlı teröriste sorduğunuzda Kürt olduklarını söyleyeceklerdir.
Sayıları, hadi diyelim 50 bini ancak bulacak bu satılmış güruha bakıp, Kürtler işte böyledir diyebilir miyiz?
Dersek vebale girmez miyiz?
Bizim yıllar boyu soydaş bildiğimiz, halk olarak öyle muamele ettiğimiz; şimdi de yürekten gardaş diye seslendiğimiz milyonlarca Kürt ise yine aynı hikâyede anlattığım amcamız gibi Kürtlükleriyle gurur duyduklarını söyleyeceklerdir, sorarsanız.
Bizim gardaş, yoldaş, sırdaş; yerine göre arkadaş bildiğimiz Kürtler işte bu Kürtler? Hepsine canımız feda.
İşte Devletimizin içine düşürülmeye çalışıldığı bu karanlık kâbusu, aynı secdeye baş koyduğumuz bu kardeşlerimizle el ele vererek dağıtabiliriz ancak. 
Altını önemle çiziyorum ki: bölgede veya diğer şehirlerde yaşayan Kürt kardeşlerimize bugün her zamankinden daha büyük görev düşüyor.
Terörü kitleler halinde telin ve teröristi dışlamada daha net ve etkili olmanın zamanıdır. 
Bu da yetmez. 
Gönlünüzü kapatacaksınız kanlı teröristlere,
Kapınızı kapatacaksınız hain işbirlikçilere,
Evinizin kale gibi kullanılmasına, hanenizin duvarınızdan kale suru gibi istifade edilmesine, avlunuzun cephanelik yapılmasına azla ve kat'amüsaade etmeyeceksiniz.
Bunun ilk işaretlerini Selahattin TERÖRBAŞ'IN Surda 'ki eylem çağrısına sırtınızı dönerek verdiniz, lütfen bu erkekçe, mertçe, kardeşçe kararlığınız devam etsin.
Sizin ayağınıza diken batsa yüreğinde hisseden Türk halkı, bugüne kadar teröristle Kürt kardeşini asla aynı kefeye koymadı.
Canının en yandığı kanlı felaket günlerinde bile, kardeşlerine yüz çevirmedi, hiç yüzünü dökmedi. 
O, büyük millettir. 
Büyük milletlerin alamet-i farikası teennidir, o hep sabır gösterdi. 
Hep lahavle çekti, dişini sıktı, bir kere bile dönüp Kürt kardeşine kurşun sıkmadı.
Üç beş bin kanlı katili tükürüğüyle boğacak kudrette olan 80 Milyon Türk, bundan böyle de aynı vakur tavrını sürdürecek?
Teröriste tepkisini en etkili şekilde gösterecek, ancak Kürt kardeşlerini dışlayacak davranışlara hiçbir şekilde tevessül ve tenezzül etmeyecektir. 
Çünkü iç savaşa zemin hazırlayacak tavırlar gibi; gaflet ve dalalet de bir millet için toplu intihardır.
Biz bu yolu seçmeyeceğiz; kardeşlikle kalleşliği yeneceğiz ve Türk Kürt el ele, sırt sırta terörü ebediyen bitireceğiz!

Etiketler : vahdet
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.