Karataş Müftülüğü tarafından düzenlenen Çanakkale Şehitlerini Anma Programında, Araştırmacı - Yazar Salim Dağ 'ın “Çanakkale Zaferinin önemi ve Çanakkale kahramanlarının öykülerini” verdiği konferansta 2000'i aşkın misafir duygusal anlar yaşadı
İstiklal Marşının T.B.M.M de kabulünün 90.yıldönümü ve18 Mart Çanakkale Zaferinin 96. yıldönümü münasebetiyle Karataş İlçe Müftülüğü ve Türkiye Diyanet Vakfı Karataş Şubesince düzenlenen “ Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi Anma” adlı Konferans;Karataş Kapalı Spor Salonunda, Karataş Kaymakamı Mustafa Kılıç, Daire Amirleri, Din Görevlileri ve eşleri, Karataş merkez ve köylerden çok sayıda vatandaşımızın katılımları ile gerçekleşti.
Program, Saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın okunması ve Yalnızca Köyü Camii İmam Hatibi Orhan Demirtaş ’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. İstiklal Marşı'nın okunmasından sonra Yemişli Kur’an Kursu Öğrencilerin sergilediği tiyatro,Topraklı Köyü İmam Hatibi Ahmet Alpaslan ın okuduğu Çanakkale Şiiri, Seyhan Müftülüğü Din Görevlisi Süleyman Topaloğlu nun okuduğu ‘Çanakkale Aslanları’ Kasidesi ve Çuklurova Müftülüğü Din Görevlisi Murat ÇİL okuduğu Çanakkale Türküsü izleyicilere duygulu anlar yaşattı ve büyük beğeni topladı.
Konferansın açılışında konuşan İlçe Müftüsü Mehmet Fidan ; İstiklal Marşı ve Çanakkale Zaferinin Türk Milleti için öneminden bahsetti. İstiklal Marşının yazıldığı dönemdeki yüksek ruh un ve Çanakkale Zaferinin kazanılmasının sağladığı sonucun bugünleri hazırladığını ifade eden Müftü Fidan, İstiklal Marşının T.B.M.M. kabulünün 90.yıldönümü ve Çanakkale Zaferinin 96.Yıldönümü vesilesi ile düzenlemiş oldukları bu programla; Çanakkale Zaferi ve İstiklal Marşının yazıldığı dönemleri Milletçe hatırlamak, o dönemlerde içene düşülen sıkıntı ve buhranları unutmayarak, birlik ve beraberlik içinde, çağın şart ve imkanlarından istifade ederek, İlim irfan yolunda geleceğe adım atmanın önemini vurgulamak istediklerini ifade etti. Bu Milletin geçmişte yetiştirdiği büyük, devasa şahsiyetlerin, sistemli bir şekilde çalışıp gayret etmekle bugünde yetişmesinin kendi çabamıza bağlı olduğunu ifade eden Müftü Fidan. “Birlik ve beraberlik içinde, çağın gelişen şart ve imkanlarını kullanarak hareket edildiği sürece, bir daha bu sıkıntı ve felaket dolu günlere dönülmeyecektir. O halde bugünkü şartlar ve kullanılan mücadele metotları itibari ile dini, milli ve manevi düşüncenin yeşermesi ve gelişmesi için ecdadımızın hissettiği ruh ve şuurla gençliğimizin ve milletimizin iç alemini donatmalıyız.
Maneviyatı güçlü, büyük aksiyon sahibi şahsiyetleri yetiştirmek bizlerin gayretlerine bağlıdır.”dedi.
Çanakkale Zaferinin önemine de dikkat çeken Müftü Mehmet Fidan ; “Türk tarihinin en muhteşem zaferlerinden birini meydana getiren Çanakkale destanının bütün şan ve şerefi; o sırada vatanı tehlikede gören ve namusunu kurtarmak üzere canlarını feda eden , adeta cehennemle boğuşup galip gelen Mehmetçiğe aittir.
Sözlerini “Başta Çanakkale Şehit ve gazilerimiz olmak üzere can ve kanlarını,hayatlarını feda ederek bu vatanı bize emanet eden tüm şehit ve gazilerimizi ,Gazi Mustafa Kemal ve tüm silah arkadaşlarını saygıyla anıyor yüce Allah tan rahmet diliyorum”,diyerek tamamlayan Müftü Mehmet FİDAN , Programa katılan tüm misafirlere teşekkür etti.
Daha sonra "Çanakkale Zaferini Kazandıran Yüksek Ruh" konulu konferans vermek üzere Kürsüye gelen araştırmacı-yazar Salim DAĞ ise “Çanakkale gerçeğinin farkına varamadığımız değerlerden biri olduğunu” belirtti.
"Çanakkale ile ilgili bilgiler savaşın şiddeti, ölenlerin çokluğu ve Çanakkale'nin geçilmez olduğuyla sınırlı. Çanakkale şehitlerinin geldikleri şehirlere baktığınızda bir Anadolu mozaiğiyle karşılaşıyorsunuz. Yani her vilayetin, her mahallenin neredeyse bir Çanakkale şehidi var. Çanakkale bizim yüreğimize düşen bir ateştir" şeklinde konuştu.
Emekli öğretmen olduğunu belirten Dağ bir de özeleştiri de bulunarak, "Öğrencilerimize, Missisipi'yi, Nil Nehri'ni, Truva atını öğrettik. Ancak Çanakkale'yi tüm detayları ile öğretemedik. Bu bizim bir eksiğimizdir. Çocuklarımız Çanakkale'yi sadece bir savaş olarak görmemeli. Çanakkale, bir var oluş mücadelesinin yansıması olarak bilinmelidir" diye konuştu.
Uzun yıllardır Türkiye'de ve Türklerin yaşadığı ülkelerde programlara katılarak, Çanakkale Savaşı'na ait kahramanlık destanlarını araştırmaları sırasında ulaştığı belge ve tanıkların anlatımlarına dayanarak katılımcılara sunan Araştırmacı - Yazar Salim DAĞ, sözlerine, ''Size yazılan tarihi değil, yaşanan tarihi anlatmak istiyorum" diye başladı.
''Çanakkale ruhunun yeni kuşaklara aktarılmasının öneminin bugün gelinen koşullarda daha iyi anlaşıldığını" ifade eden Salim Dağ, ''Çanakkale Savaşına, Van'dan, Hakkari'den, Diyarbakır'dan hiç de mecbur olmadıkları halde mesafeleri katederek katılan kahraman şehitlerin torunlarına dedelerinin fedakarlıkları iyi anlatılmış olsaydı, belki bugün çocuklarımız Güneydoğu'da polise taş atmayacaklardı. Bir, emekli öğretmen olarak ben bu sorumluluğu kendimizde, eğitimcilerde görüyorum" dedi.
''Türk Milleti, Anadolu'nun bedelini üç defa kanıyla ödemiştir" diye kaydeden Salim Dağ, ''Birincisi 1071 yılında, ikinci kez 1299'da ve son olarak 1914 - 1923 yıllarında bu bedel ödenmiştir. Çanakkale, bu milletin Anadolu'dan silinemeyeceğini göstermiştir." şeklinde konuştu.
Salim Dağ sunumunda Çanakkale kahramanlarının destansı hikayelerine de yer verdi. Bütün arkadaşlarının şehit olduğu bataryada 276 kilogram ağırlığındaki top mermisini tek başına taşıyarak düşman donanmasının en büyük zırhlı gemilerinden biri olan ''Ocean' adlı savaş gemisini, tek vuruşta batıran meşhur kahraman onbaşı Koca Seyit'in savaştan sonraki zorlu yaşamına ait hatıraları geçtiğimiz yıllarda vefat eden kızı Ayşe teyzeden bizzat dinlediğini aktaran Salim Dağ, Seyit onbaşının ömrü boyunca karşılaştığı onca zorluğa rağmen, asla yaptığı kahramanlıkla övünmediğine dikkat çekti.
Dağ'ın konuşmasında anlattığı kahramanlardan, ''düşman askerlerinin attığı bombaları patlamadan önce yakalayıp düşman siperine geri atarken kolunu kaybeden Denizlili Mehmet; savaşa gönderdiği 10 günlük eşinin geri dönmesini tam 85 yıl bekleyen Şemse Ana; görev yaptığı cephane gemisinin güvertesinde yaklaşan düşman torpidosunu farkederek üzerine atlayan ve torpidoyla beraber infilak etmek pahasına gemisini kurtaran Vanlı Mehmet; 67 askeriyle 6 bin kişilik bir düşman kuvvetine karşı günlerce direnen ve süngü harbinde boynu kesilerek şehit olan Hüseyin Avni Bey'in hikayelerinin katılımcıları duygulandırdığı görüldü.
Toplantıya katılan izleyiciler, tarihimizin bu tür dönüm noktalarının özellikle yeni nesillerimize hatırlatılmasının önemini dile getirerek, düzenlenen bu etkinlik dolayısıyla Müftülüklerimize teşekkür ettiler.
Çanakkale Şehitlerini Anma programı Karataş Müftülüğü Musikisi Korosu’nun seslendirdiği Çanakkale Marşları ve türküleriyle sona erdi.