Duydun mu falancanın testi de pozitif çıkmış.
Evet, duydum diyorsunuz, bazen de araba farına yakalanmış tavşan gibi şaşırıyorsunuz!
Aileniz
Dostlarınız
Arkadaşlarınız
Tanıdıklarınız
Sanki de mahşer meydanı
Kimse için imtiyaz yok!
Öyle bir an geliyor ki
Bütün ışıklar sizi yutmak için karanlık bir uçurum oluyor
Çoğu zaman derin bir endişe ile çarpıyor kalbiniz.
Susuyorsunuz.
En sakinleştirici ilaç: Tevekkül
Allahtan geldik, Allaha gideceğiz.
Kudretiniz, rüzgar karşısındaki cılız bir mum ışığı hükmünde bile değil
Ve meçhule bürünen bu hüzün ikliminde bir kere daha gazel gibi savruluyorsunuz
Şair, ölümü hazan mevsimine benzetmişti, Ayva sarı, nar kırmızı, sonbahar.
Ölümü öldürenler için vaziyet çok daha farklı oysa
Dostla vuslat
Ebedi hayata iltica
Hesap gününün sahibine boyun bükmek
Ecel kapıyı çaldı derdi, eskiler
Şimdilerde ise, korona yumrukluyor sürmelenmiş tüm gökdelenleri
İltimas geçmiyor kimseye
Ağa da bey de aynı camdan kafeste
Bey de paşa da aynı hortumun ucundan süzülen havaya muhtaç
Her çalan yeni telefonun öbür ucunda sanki şu haykırışı duyar gibiyim:
Gemim deryada kaldı, yelkenlerim kara gözler!
Aşıksanız eğer bu durumda koronanın üstüne yalın kılıç gidersiniz ve sizin için kara, yalnızca kara gözlü yavuklunuzdan ibarettir.
Değilseniz eğer ufuktaki her kara, sizin için yeni bir umut ve yelkenleriniz için en güçlü rüzgarın habercisidir.
Hastaneler şifa arayanların Kabesi gibi
Her beyaz önlük
Her beyaz örtü
Her beyaz maske
Sanki de her biri en zifiri karanlıkta uzaktan size yol gösteren bir fener gibi
İlahi buyruğa boynumuz kıldan ince:
Her canlı ölümü tadacaktır.
Bunu amentü bellememiş olmasaydık, hiç der miydik ki,Dünyasına dünyasına, güvenme dünyasına Dünya benim diyenin dün gittik yasına.
Esasında azgınlıkta sınır tanımayan insanoğlunun belasıdır korona
Bakın şu dünyaya, göreceksiniz ki
Bugünlerde yastan birer taç yaptı, her söken şafak kendi başına
Ve
Pandemi dedi insanoğlu hazin yenilgisinin adına