Düşünme, aklı kullanma ve eğitimi özetleyen ne güzel bir atasözümüz var:
Kalem, kılıçtan daha keskindir.
Bir insanın düşünmesi, eğitime değer vermesi, eğitimle beraber ülkenin atağa kalkıp en iyi noktalara gelmesi, medeniyet durağının en zirvesinde yer alması kalemin gücündendir.
Düşünen insan, sorgular, geliştirir, icat eder ve üretir. Kalem, düşünmenin yansımasıdır. Yani üreten, icat eden her insanın kalemle yolculuğu uzundur.
Kalemin tutulacağı yer ise bellidir. Okullarımız. Her okulun kendine göre misyonu ve vizyonu vardır. Okullar, öğrencilerimizin bilgi, beceri ve kültür yuvasıdır.
Öğrenci kelimesi ne güzel bir anlamla yer ediniyor: Talebe...
Talebe, talip olan, bir bilgiyi ve ilmi almaya gelen, eğitim için talipli insandır. Gençlerimizin talebe olması bizler için ne kadar kıymetli bir husustur.
Ve muallim ifadesi...
İlmi bilgiye sahip olan, bilgili, bilge olan, değer verilen, ilmine saygı duyulan anlamındadır.
Peki kalemi eline alan bir talebe için muallime verilen değer sizce yeterli mi?
Bir toplumda kalemle örülen bilgi, birikim, ilim kavramları muallime verilen değerlerle birleşince kalemin etki gücü daha da artmaz mı?
Cemil Meriç’in “Bu Ülkesi” nde, Nurettin Topçu’nun “Maarif Davası” nda öne çıkan milli birlik, eğitilme ve gençlik mefküresine neden bu kadar uzağız?
Kalem, talebenin elinde süslüdür, talebe kalemiyle bir memleketin inşasında yer alır. Kalemi kırık, dökük, paslı ve değerlerden uzak toplumlar her zaman geri kalmaya mahkûmdur.
Bugün birçok icat geliştiren, saygı görmesi gereken insanlar neden yeterli saygıyı göremeden hayatını sürdürüyor?
Önceliğimiz kalem değilse her türlü şiddeti, toplumsal kavgayı maalesef yaşayıp duracağız.
Kendini bilen, değerlerini anlayan, saygıyı ve sevgiyi içselleştirilmiş, geleneğine ve köklerine bağlı, bir o kadar da gözünü Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi muassır medeniyetler seviyesine ulaşmaya dikmiş gençlerimiz, bağrımızda yeşermeyi bekleyen tohumlar gibi öğretmenlerinden aldıkları donanım ile bunları gerçekleştirecektir. Bunun için öğretmenin kendi çabasının yanında çevresi; veli, sosyal ortamdaki insanlar, medya ve diğer paydaşları hep birlikte tohumun filizlenmesi için olağanüstü çaba göstermelidir.
Kalemi öğretmen talebesine tutturup memleketi için kaliteli bir insan olarak yetiştirecek iken diğer insanlar da öğretmene değer vererek kalemin daha kaliteli yazması için can siperane çalışacaktır.
Muallim, talebeye kalemiyle eğitim verirken kalemi tutan muallimin ve talebenin eline dışarıdan vurulacak bir engel, bir müdahale hem kalemi kıracak hem de kalemi ve gençlik tohumlarını yok edecektir.
Kalemle yetiştirip tohuma değer katarken verilen her güzelliği destekleyecek bütün zahmetlere bütün millet ortaklaşa destek olmalıdır.
Kalem, talebeye değer, ahlâk, yurt sevgisi, güzel ve erdemli insan olmayı öğretirken öğrenciyi yıkan, erdemini ve ahlâkını yok eden bütün unsurlara milletçe tepki koyulmalı ve bu güzel gençliğin yetişip ülkeyi dört elle kalkındırmasını her vatandaş görevi olarak bilmelidir.
Bütün güzellikler kalemin etrafında yetişen tohumların ülkemize ışık, umut, aydınlık saçmasıyla gerçekleşecektir. Bir öğretmen, öğrencisiyle vardır; bir öğrenci, öğretmeniyle yarınlara aydınlık taşır.
Gelişmiş bir ülke, çağdaş ve modern zihinler ile bilim, üretim ve medeniyetin zirvesi yolunda kalemin tohumlarına sahip çıkmak ne güzel bir iştir.