Kabul edelim ki İYİ Parti, Erzurum'da da iyi bir hava yakalamıştı.
Vatandaş AK Parti'den sonra en çok İYİ Parti'nin adaylarını merak ediyor, İYİ Parti'nin çalışmalarını takip ediyor, İYİ Parti'nin sözcülerine kulak veriyordu.
Genel geçer bir kabul olmasa da, kimi çevrelerin vekil dağılımı tahmini şu şekildeydi:
Şayet İYİ Parti iyi bir liste çıkarırsa, AK Parti 3, İYİ Parti 1, MHP 1, HDP 1!
Bu "tahmin" için birileri de diyordu ki, "Aç tavuk kendini arpa ambarında görür."
O kadar olmadı ki, hangi tarafın haklı hangi tarafın haksız olduğunu daha tartışamadan, adeta İYİ Parti "kem'i ortadan kırdı!"
Zannedersin ki mübarek, bir kaç seçimi geride bırakmış ve her seçimden zaferle çıkmış büyük bir kitle partisidir. İşte bu yanına güvenerek istediği ismi, dilediği yerden aday gösterebilir.
Hangi araştırma sonucu Meral Hanım bu iradeyi sergiledi bilmiyoruz; lakin birilerinin Meral Hanım'a dehşetli bir oyun oynadıkları muhakkak...
Erzurum gibi topu topu altı vekili olan, bu altı vekilin de beşi banko AK Parti'den olan bir şehre, İstanbul'dan bir adayı getirip çaktılar!
"Ama efendim, Muhammed Naci Cinisli Erzurumludur; üstelik de Rasim Bey'in öz be öz yeğenidir" deniliyor...
Doğru, tam da böyle; ama bu neyi değiştirir ki...
Çünkü:
Muhammed Naci Cinisli'yi, Erzurum'da duyan, bilen ve tanıyan hiç kimse yok neredeyse...
Cinisli soyadını ise, eskiler bilir o kadar...
Rasim Bey'e gelince...
Yeni kuşak tanımaz!
Yaşı altmışın altında olanlar eskilerden dinleyip, yakın siyasi tarihten okudukları ile bilirler Rasim Bey'i...
O Rasim Bey ki...
1969 yılında Adalet Partisi'nden vekil seçilip sonra kendisi gibi bir grup vekille partisinden istifa etmiş, bu istifa sonucu Demirel hükümetini dibe çakmış bir isimdir. Öyle ki, Türkiye bu yüzden aylarca bütçesiz kaldı, ekonomik ve siyasi kriz yaşadı.
Söylenen şudur:
Muhammed Naci Cinisli, İstanbul'da İYİ Parti'nin kuruluşu aşamasında muazzam varlık göstermiş ve maddi manevi büyük hizmetler sunmuş...
Olabilir...
Besbelli ki Meral Hanım da vefalı bir insan.
"Dar zamanımızda bizimle olan insanları unutmayalım" diye düşünmüş.
Eyvallah...
Lakin; bu vefa borcunun ödeneceği yer Erzurum değil, misal İstanbul, İzmir, Ankara gibi vekil sayısı çok olan iller olmalıydı.
Esasında Naci Bey'in bu teklifi geri çevirmesi gerekirdi.
Demeliydi ki, "İyi de ben ömrümde Erzurum'a bir iki kere ya gitmişimdir ya da gitmemişimdir. Ne ben Erzurum'da kimseyi tanırım, ne de kimse beni tanır."
Neyse, herkesin tercihine de kararına da saygı duyuyoruz. Bizim ki dost acı söyler kabilinden bir sitemdir. Değil mi ki son sözü millet söyleyecek.
HDP'nin, Fırat çıkışı tutar mı?
PKK ile arasına bir mesafe koymadığı ve Kandil'in ağzıyla konuşup, Kandil'in iradesiyle oturup kalktığı için HDP hiç bir zaman Türkiye partisi değildir. Buna rağmen aynı HDP yüzde on barajını aşıp önemli bir kitleye hitap ediyor.
Erzurum'da da oyu var; hem de bir vekil çıkaracak oranda...
7 Haziran 2015 seçimleri bunun tanığıdır.
İşte bu HDP, 24 Haziran erken genel seçimleri için tuttu Erzurum'da liste birden, Güney ilçelerde ciddi bir karşılığı olan Kasım Fırat'ı aday gösterdi. Kasım Fırat, vaktiyle PKK'dan hapis yatmış, bu yolda HDP tabanına rüştünü ispatlamış bir kimse...
Evet; Şeyh Said'in erkek tarafından torunu, yani bir yanıyla da aşiret ve şeyh...
Dolayısıyla kimse kusura bakmasın, ama Erzurum'un güneyinde şimdilik HDP var.
AK Parti düşündü ki Zehra Taşkesenlioğlu, güney ilçelerin aday beklentisini karşılar.
Yanılıyorlar.
Zehra Hanım, fevkalade başarılı bir vekildir, tamam Kürt orijinlidir de, hatta rahmetli babası da Kürt-Türk her kesimin hürmet ettiği bin din alimiydi. Fakat Kürt seçmen, daha doğrusu HDP'den AK Partiye kayacak seçmen, Zehra Hanım'ı yeterince Kürt olarak görmediği için, mesafeli duruyor.
Diğer partilerin zaten böyle bir hesabı da, beklentisi de yok!
Dolayısıyla eğer Recep Akdağ'dan ötürü durum değişikliği olmaz ise, görünen odur ki güney ilçelerde Kasım Fırat'ın da etkisiyle HDP rüzgarı esecek.
