“Bir gece ansızın gelebiliriz”i şarkı sözleri gibi dinleyenlere kapak olsun…
Kahraman Mehmetçik, öyle bir kılıç çaldı ki…
İstiklale uzanan eller koptu
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gece yarısı Pençe-Kılıç hava harekâtı ile inleri başlarına geçen teröristler, ağa babalarına yalvarıyor: “Bizi kurtarın”
Başta Amerika ve kimi batılı ülkeler olmak üzere, kanlı terör örgütünü silahlandırıp mali destek sağlayarak, her fırsatta Türkiye’ye saldırtması, bir kez daha sözde müttefiklerin kapkara maskelerini düşürttü. Türkiye’yi bölüp parçalamak ve de kan gölüne çevirme arzularını artık saklama ihtiyacı bile duymuyorlar!
Azim, cesaret ve inanç: Türkiye
Fakat hem PKK’nın, hem de destekçilerinin ısrarla ıskaladıkları bir husus var. O da; Türk milleti, Türk devleti ve Türk ordusunun yılmaz azmi, sarsılmaz cesareti ve yüce inancı… Bu öyle büyük bir ülkü ki, tarih boyunca olduğu gibi bugün de dipdiri ayakta… Güçlü bir siyasi iradenin kararıyla, kirli emeller yine paçavraya çevrildi.
Dünya nefesini tutup izledi
Dünyada ancak üç ya da beş ülkenin yapabileceği muhteşem bir operasyonla, yalnızca PKK ve uzantılarının inleri başlarına geçirilmiş olmadı, aynı zamanda o pençe kılıç, akıllarınca Türkiye’yi hizaya getirmek isteyenlerin de böğrüne saplandı. Gece yarısı neye uğradıklarına şaşırdılar, can havliyle imdat çığlıkları attılar.
Türkiye bir lokma mı ki yutacağınızı zannettiniz
Türkiye altı yıl önce 15 Temmuz’da esasında bu emperyalistlere, Türk milletinin ve Türk devletin yenilir yutulur bir lokma olmadığını misliyle göstermişti. Lakin bu gerçeğe rağmen şimdi de İstiklal’de sınamaya kalktılar. Doğrudur altı insanımızı kaybettik, canımız yandı. Sandılar ki, sineceğiz; yanıldılar. “Bugüne kadar şehitlerimizin kanı yerde kalmadı, bugünden sonra da kalmayacak” diyen Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan işaret fişeğini ateşlemişti.
İşaret geldi, gereği yapıldı
İşte o işaretin hemen ardından Suriye ve Irak’ta kahraman Mehmetçik, düşmana cehennemi yaşattı. Lağım fareleri gibi deliklere saklanarak, Türk devletinin hiddetinden kurtulabileceklerini zannettikleri bir gece yarısında, tepelerine yağan bombalarla darmaduman oldular. Ve gördüler ki, Türk devletinin gazabı bununla da sınırlı kalmayacak; bugün yarın ardı da gelecek.
Tarihten ders almıyorlar
Bu emperyalistler ve işbirlikçileri şayet tarihten ders çıkarmayı bilselerdi, Kurtuluş Savaşı’nı ve Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Türk milletinin ve Türk ordusunun nelere kadir olduğunu hatırlayıp bu sebeple ne 15 Temmuz’u denemeye kalkalardı, ne de İstiklal’de kahpe tuzak kurarlardı. Peki pençe kılıçtan sonra tövbe ederler mi? Etmeyecekler elbette ki… Çünkü onların asli işi kahpeliktir, düşmanlıktır.
Güçlü devlet kararlı siyasi irade
“Su uyur düşman uyumaz” ilkesine sıkı sıkıya bağlı olan Türkiye, yer yer kancıkların alçak tuzaklarının hedefi olsa da, asla ne düşmana taviz verir, ne de teröre boyun eğer. Şüphesi olan varsa, hiç uzağa gitmesin düne baksın… Türk Ordusu’nun cumartesi gecesi Irak ve Suriye’de, teröristlere dünyayı nasıl dar ettiğini görsün. Güçlü devlet ve kararlı bir siyasi irade sayesinde, Türkiye dost-düşman herkese neler yapabileceğini gösterdi. Yani, “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözü bir hamaset değilmiş.