Her karışı şehit kanıyla sulanmış bu aziz vatan, bir kez daha yine şehit kanlarıyla sulandı. Ve bu aziz vatan, milletin basireti ve devletin cesareti sayesinde şerefsiz ve alçakların kanlı çizmeleri altında ezilmedi. İstiklâl ve istikbâlimize halel getirildiğini görünce, anında ayağa kalkıp ölümüne direnen bu şanlı millete şimdi bütün dünya şapka çıkarıyor. İşte bizi biz ve büyük millet yapan ruh buydu.
sürece, ne ay-yıldızlı şerefli bayrağımız gönderden indirilebilir, ne de en kuvvetli setleri bile aşan imanımızın sedası ezanlar susturulabilir. Bu milletin aşını yiyip suyunu içen ama ihanet ve canilikte hiç bir sınır tanımayan FETÖCÜ şerefsizler, milletten öyle bir tokat yediler ki, binlerce sene kendilerine gelemeyecekler.
Demokrasi nöbeti devam ediyor
Millet, vatanına ve devletine sahip çıktı
FETÖCÜ kanlı darbe girişiminin daha ilk dakikalarından itibaren, yurdun bir çok köşesinde olduğu gibi Erzurum'da da destansı bir mücadele başlatıldı.
Bakan Recep Akdağ'ın başından sonuna kadar komuta ettiği bu destansı mücadelede, Erzurum halkı öyle bir duruş ve öyle kahramanca bir tepki gösterdi ki, Ankara ve İstanbul'da sivillerin üzerine ateş açan darbeci alçakların bacakları titredi.
Allah'a şükürler olsun ki, milletin kararlı ve kahraman duruşu sayesinde püskürtülen bu alçak girişim, bize; tıpkı Çanakkale'de ya da İstiklal Savaşı'nda olduğu gibi bütün bir milletin omuz omuza vatanına ve devletine sahip çıktığı duygusunu yeniden yaşattı.
Elbette ki tek tek öne çıkarılabilecek onlarca mücadele ve kahramanlık hikayeleri yaşandı. 161 kişinin şehit düştüğü o kanlı gecede, asıl öne çıkan ve bizi biz yapan büyük fotoğraf, bizzat milletin kendisiydi.
Erzurum'da da durum farklı olmadı. Başından sonuna kadar, her anına en yakından tanık olduğumuz bu mübarek mücadelede, saatlerce aç susuz sokakta duran kadın-erkek, genç-yaşlı herkes, tek bir gaye için çırpınıp durdu: Devletin bekası ve milletin vahdetini canlı tutup, istiklalimizin, namusumuzun,hürriyetimizin, şeref ve haysiyetimizin ayaklar altına alınmak istenmesine karşı durmak...
Bu necip ve şerefli millet, Cuma gecesi öyle bir cesaret ve kahramanlık örneği gösterdi ki, bugün, bütün dünya bize gıpta ile bakıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan en başta olmak üzere, millet; inanıp güvenip seçtiği politikacılarımız, cesur bürokratlarımız, gözünü budaktan sakınmayan askerimiz ve polisimiz, hasılı FETÖCÜ olmayan herkes tek yürek oldu, tek ses oldu ve en önemlisi de öylesine güçlü oldu ki, adeta yıldırımlar gibi alçak ve hainlerin üzerine yağdı. Bıraksalardı o gece, Erzurum halkı şimşek hızıyla Ankara'ya da İstanbul'a da giderdi. Çünkü: Kimsenin gözünde korkuya dair zerre bir iz yoktu. Çünkü: Herkes inandı ve iman etti ki, vatanımıza ve devletimize halel gelirse Allah korusun, geriye ne namusumuz, ne haysiyetimiz ne de can güvenliğimiz kalmayacak.
O gece yurt çapında olduğu gibi Erzurum'da hiç kimse hiç bir hesabın, siyasetin ve çıkarın peşinde değildi. Polisevinin balkonuna çıkan o insanlar, meydanları dolduran yürekli vatandaş gibi ölümü göze almıştı. Ne rütbenin ne de makam mevkiinin peşinde değillerdi. Çünkü gördüler ki, bu gece; bir millet ya yeniden kendi küllerinden doğacak ya da Allah esirgesin sersefil olup esir düşecek. Valisiden vekiline, rütbeli askerinden er'ine, memurundan müdürüne hakim-savcısına, amirinden polisine, belediye başkanından din adamına, gazetecisinden siviline kadar tüm vatanperverler oradaydı ve hiç biri de ölmeden o alçaklara bu vatanı bırakma niyetinde değildi. Çünkü karşılarında bendine sığmayan milletin bizzat kendisi vardı.
O gece öyle muhteşem bir geceydi ki, "kimler en büyük kahramanlık örneği sergiledi?" sorusuna, 'kimler' diye bir soru tanımıyoruz deriz... Sinesinde ölüme kanat açmış bütün bir vatan evlatları vardı. İçlerinden bazıları bakandı, bazıları da çöpçü... Ama hepsi de aynı safta, aynı kıblede, aynı şerefli bayrağın altında, aynı gaye için 'Allah Allah' diyordu. Minarelerden yükselen sedalar, gök kubbeyi aşıp, fezanın derinliklerini inletiyordu.
Çünkü: o gece, bu cennet vatanda, başka milletlere kolay kolay nasip olmayacak bir tarih taçlanıyordu.
Bir millet, kendi mukaddesatına ve mukadderatına sahip çıkıyordu...
Türkiye o gece, yalnızca kanlı bir darbe girişimine engel olmadı. O gece bu millet; içindeki hainleri ve şerefsizleri bulup çıkardı. O gece bu millet, demokrasiye, cumhuriyete, sivil iktidara, anayasal düzene sahip çıktı. O gece, yani 15 Temmuz 2016'da bu millet, farklı düşünce, inanç ve ideolojiye sahip olmasına rağmen, mevzubahis vatan ve istiklalimiz olunca nasıl tek yürek olduğunu gösterdi.