Çoğu zaman hayat bize gerçek yüzünü göstermez. Hayatı imajlar üzerinden yaşamak zorunda kalırız. İmajlar ise bizi ya gerçeğe götürür veya ifade ettiği anlama uygun olarak sanal bir aleme.
Çoğu zamanda kavgalar, savaşlar, çekişme ve cebelleşmeler hep imajlar ile sürdürülür. İmajlara sahip olan hayata da sahip olduğunu zanneder. Bakın reklamlara kimin popülaritesi yüksek ise onu oynatıyorlar, işte bu bir imajdır, asıl amaçları ürünlerini pazarlamaktır.
Moda adı altında giydiğimiz giysilerden, işgal ettiğimiz makamlara kadar hepsi bir imajdır, insanlar bu imajların ardında hedeflerini ararlar. Onun için imaj sadece kişiyi amacına ulaştıran bir araçtır. Amaç doğru ise imaj her şeydir, amaç hatalı ise imaj hiçbir şeydir.
Örneğin futbol imajının arkasında centilmenlik ve kardeşçe yarışma duygusu aranmalıdır. Eğer futbol derin düşmanlıklar ve fanatizmler üretiyorsa sizi sanal bir aleme çekiyor demektir.
Müzik de bir imajdır. Müzikten beklenen estetik zevkleri geliştirme ve ruhsal yönden yücelmeyi sağlamasıdır. Eğer seçtiğiniz müzik sizi karamsar hale getiriyor, kaderci, isyankar, bencil bir dünya görüşü telkin ediyorsa o müziğin size hiçbir katkısı olmadığı gibi sizi sanal alemin boş ortamına çekmektedir.
Şimdi gençlerimize bakıyorum özgürlük adı altında kendilerine imaj olarak sunulan saç ve sakal biçimlerinin, kolye, yüzük, küpe gibi aksesuarların, belde durmayan kimisi yırtık pantolanların esiri haline gelmişler, özellikle dinimizin de bir emri olan örtünmenin asortik şekilleri beni şaşırtıyor. Mümin hanımların örtünme gayesi başta Allah?ın emrine imtisal olmakla beraber, karşı tarafta bir saygınlık uyandırmaktır. Allah aşkına altta tüm vücut hatlarını belli eden bir pantolon üstte ise cicili bicili aksesuar gibi duran başörtüsü bu gayeye hizmet etmekte midir? Hizmet etmiyorsa bu tarz örtünme imajı sizi gerçeğe taşımıyor demektir.
Diğer tüm ibadetler de böyledir. Namaz ibadeti sizin manen miracınızı sağlamıyor, oruç ibadeti size nimetin kıymetini fark ettirmiyor, Zekat sizin fakirler ile aranızda köprü kuramıyor, Hac İslam kardeşliğini perçinlemiyor ise sanal bir ibadet atmosferinde sizi yaşatan imajlardan başka bir şey değildir.
Onun için Cenab-ı hak Yüce kitabında şöyle buyuruyor:
?Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!? (Ankebut 29/64)
?Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız Allah size mükafatınızı verir. Ve sizden mallarınızı (tamamen sarfetmenizi) istemez.? ( Muhammed 48/36)
?Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.? (Muhammed 57/20)
Ayetlere dikkatlice bakılırsa oyun ve eğlence diye ifade edilen aslında imajlardır. Tabi buradan dünya hayatının gerçek dışı, boşuna ve ciddî hiçbir amaç taşımadan yalnızca bir oyun ve eğlence olduğu anlamı çıkartılamaz.
Belki buradan çıkartılması gereken, dünya hayatının doğru görüşten yoksun kişileri yanlış anlayışlara itebilecek pek çok aldatıcı görünümlere sahip olduğudur.
Bu anlayışlardan kurtulmanın yolu hayata ilahi rehberliğin penceresinden bakabilmektir. Bu ise bol bol Kuran okumakla mümkün olacaktır.