Yeni Erzurum İl Müftüsü Hasan Hüsnü Sula, basınla bir araya geldiği kahvaltıda, Erzurum'un dine olan duyarlılığıyla dikkat çeken bir şehir ve diyanetin hassasiyet gösterdiği illerden biri olduğunu söyledi.
Yeni Erzurum İl Müftüsü Hasan Hüsnü Sula, basınla bir araya geldiği kahvaltıda, Erzurum'un dine olan duyarlılığıyla dikkat çeken bir şehir ve diyanetin hassasiyet gösterdiği illerden biri olduğunu söyleyerek Yunus Emre'nin bir sözüyle kendisini ifade edip, "Ben gelmedim da'vi için benim işim sevi için Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim" dedi.
İl Müftüleri Atama Kararnamesi ile Erzurum'a atanan Müftü Hasan Hüsnü Sula ilk defa basın mensuplarıyla bir araya geldiği kahvaltıda Erzurum'un maneviyatına değinip diyanet için ne kadar önemli bir şehir olduğunu vurgulayarak yapacağı hizmetleri Yunus Emre'nin bir sözüyle özetledi; "Ben gelmedim da'vi için benim işim sevi için Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim."
Sula,Erzurum'un tarihi, ilim adamları ve medreseleriyle İslam Tarihinin önemli izlerini taşıdığını söyleyerek, burayı "dadaşlar diyarı" olarak tanımlandığını belirtip, kentin kahramanlık timsali bir şehir olduğunu söyledi. İl Müftüsü Sula, "Biraz araştırıp baktığımızda Erzurum'da vatandaşların çok derin saygı duyduğu ilim adamları, mütefekkirler olmuştur: Mesela hem gönül adamı hem ilim adamı olarak baktığımızda Alvarlı Efe Hz. Tasavvufi manada vatandaşın sevdiği saydığı kişi ama aynı zamanda güzel bir edebiyatçı, güzel bir şairdir. Bunun yanı sıra Diyanet İşleri Başkanlığı da yapmış olan Ömer Nasuhi Bilmen vardır. Yine Türk mütefekkir hayatına katkıları bulunan Nurettin Topçu Erzurumludur. Ben kendi camiam açısından baktığımda, medreselerde birçok müderrisler var; ama Solakzade Sadık Efendi diyanet camiasında çokça bilinen bir âlim olduğu görülmektedir. Özetle bünyesinde iki üniversiteyi de barındıran Erzurum ilim adına önemli bir şehirdir" diye konuştu.
Müftülüğün tanımı ve görevleri hakkında da bilgi veren Hasan Hüsnü Sula, "Müftülüğün anayasayla tanınan birinci görevi, vatandaşları dini konularda aydınlatmaktır. Özellikle Müslümanların terörist diye gösterilmeye çalışıldığı bir zamandayız. İslam, kelime anlamıyla bir barış dini. Yani kişinin kendi kendisiyle barışık olması kişinin yaratanıyla barışık olmasını içeren en güzel esasları bulunduran bir dinin mensuplarıyız. Maalesef Müslümanlar sanki gaddar, cahil birbirinin canına kıyan canavar ruhlu gösterilmek istendiği bir zamanda İslam'ın barış özelliğini ortaya sermek anlamında müftülüklere büyük bir görev düşmektedir diye düşünüyoruz," dedi.
Mariye ÇELİK