Aşağıdaki satırları epey zaman önce kaleme aldığım bir yazıdan aktarıyorum. Gelin bir göz atalım, sonra da yeni eklemeler yapalım birlikte.
***
Milletvekillerine ve diğer siyasi üst kademelere taşınacak işlerde İl Başkanlığı'nın öncü, önder ve koordinatör olması gerekiyor.
Siyasette teşkilat her şeydir ve teşkilat, seçimden seçime şöyle bir kafasını uzatıp, adayları belirleme yarışına giren mekanizmadan ibaret bir yapı değildir.
Güçlü bir il teşkilatı, hizmet planlamasında ana rahmi; hizmet icrasında baba kuvveti hükmündedir.
Bunun ne kadar farkındayız, bilmiyorum.
Demem o ki;
İktidar Partisi İl teşkilatının önemli şehir meselelerinin takibinde daha etkili, daha takipçi, daha koordine edici bir rol alması gerekiyor.
Milletvekillerine giden büyük iş ve projelerin Bakanlıklara ve Başbakana taşınmasında, siyasi heyetin birlikte ve koordineli hareketi hayati önemdedir. Buna en büyük katkıyı sağlayacak olan merci, İl Başkanlığıdır.
***
Evet, eski bir yazımdan kopyalayıp yapıştırdığım satırlar bu kadar.
Geçen zaman içinde bu düşüncelerimde bir değişiklik olmadığını söyleyebilirim.
Son Erzurum seyahatimde vatandaşların şu kanaatine bir kere daha tanık oldum :" Sayın Cumhurbaşkanımız, kurulduğu günden bu yana AK Partiye çok yüksek oy oranları ile destek olan Erzurumluları çok seviyor ve bunu her ortamda açıkça belli ediyor. AK Parti yerel teşkilatları büyük projeleri takipte biraz daha cevval ve ısrarlı olurlarsa, yatırım ve hizmet konusunda daha büyük atılımlar, sıçramalar yapabiliriz."
***
Şahsen tanımadığım AK Parti Erzurum İl Başkanı Sayın Mehmet Emin Öz'ün yerel siyasete taze bir soluk getirdiğini gözlemledim. Açıklamalarını takip ettim gazetelerden, tutarlı, net şeyler söylüyor. Sevindirdi, umutlandırdı bu durum beni. Bizim ENER'İN "Az laf, çok iş" diye güzel bir sloganı var. Çok önemsiyorum bunu. Siyaset elbette konuşma, kitleleri sözle, yazıyla ikna sanatı. Kimseye suspus ol demiyoruz, icra adamlarının az öz konuşması gereğine işarete diyoruz sadece. Diyeceklerini eserleriyle, mesaisiyle demeli hizmet erleri. Güzel bir icraat, mükemmel bir eser, kendini tanıtır, 'ben buradayım, ben buradayım, mimarım da şu' deyu haykırmaz mı sizce de.
Siyaset erbabından hamasetten uzak, fütürist kelamlar duyduğumda sevinip, umutlanıyorum. Gelecek tasavvuru içermeli siyasetçinin konuşmaları, dolu umutlar vermeli, net projelerle süslü olmalı. Bir de fikri takip çok mühim. 'Söyledim gittim, unuttum, hatırlayamadım' üslubu siyasetçinin kurdudur, içten içe yer bitirir politikacıyı. Nihayetinde siyaset sonuç alma sanatı değil mi? Gün gelip ahali koro halinde veya talep sahibi kişiler vaatleri hatırlatıp "Netice?" diye sual ettiğinde, verecek cevabı olmalı politikacıların.
Şu Çin atasözünü bilirsiniz hepiniz: " Gülümsemesini bilmeyen dükkân açmasın." Buna eyvallah dedikten sonra 'gülümsemesini bilmeyen, erişilemeyen, ulaşılamayan siyaset dükkânına uğramasın." Prensibini de ekliyorum. Dostlarım, Mehmet Emin Bey'in, kolay erişilebilir, ulaşılabilir, özü sözü bir şahsiyet olduğunu söylediler bana. "Bak bu iyi, hep öyle olsun, hep öyle kalsın" dedim.
***
Yıllar evvel, iktidar partisinin bir İl Başkanına "Milletvekilliği adaylığını düşünüyor musunuz?" diye sormuşlar. Demiş ki " Böyle şerefli bir görevi hangi fani istemez, ama ben vekil olsam bir vekil olmuş olurum, şimdi altı vekil kuvvetindeyim."
Evet, güçlü bir iktidar partisi il başkanı birkaç milletvekili gücüne sahip olabilir, eğer mevcut vekillerle iyi ilişkiler tesis edebilir, onlar arasında saygı sevgiye dayalı bir koordinasyon misyonu üstlenebilirse. Genel Merkezle ilişkileri sıcak tutabilirse, Cumhurbaşkanına icabında "Alo" diyebilirse.
Mehmet Emin Bey'den böyle üstün bir performans bekliyoruz.
Onun başarısı, geleceğe yürüyen Erzurum'un başarısı olacaktır ve bu şehrin dertleriyle dertlenen tüm dünya dadaşlarını bahtiyar kılacaktır.