Mehmet Sekmen ve Mehmet Emin Öze teşekkür borcumuz var.
Çünkü onlar bu şehrin tarihini,Mümtaz Turhan ile bir köy ağasının babası arasındaki tercihte bizi bir utançtan kurtardılar
Sapla saman öylesine birbirine karıştı ya, artık en gelişmiş makineler lazım ki bu ayrımı yapabilsin!
Vicdan tatile çıkmışsa
Ahlak tefessüh etmişse
İzan konkordato ilan etmişse
Siyaset ve hamaset hakikatin önüne geçmişse
Eyyamcılık ve dalkavukluk makam mevki elde etmenin yegâne yolu olmuşsa
Liyakat ve ehliyetin yerini,egemenlerin yakınlık derecesi almışsa
Bırakın da Horasanlılar da Mümtaz Turhan yerine, köy ağasının babasının adının bilgievine verilmesini istesin!
Neyse ki yanlış hesap Horasandan döndü, yani Bağdata gidemedi
Büyükşehir Belediyesi, Horasanda her ilçede olduğu gibi bir bilgievi yaptı.
İyi de yaptı hani Bir müddet evvel bu bilgi adına bir isim aranıyordu.
Horasanın bazı önde gelenleri sözkonusu bu bilgievine Horasanın önde gelen bir ağasının adının verilmesini istiyordu.
Adam zırcahilin önde gideni, okur yazar değil, ilim ve irfandan bihaber, ama ağanın babası
AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz ve AK Partili belediye başkanı Mehmet Sekmenin önünde iki tercih vardı:
Ya o ağanın zır cahil babasının ismini bir bilgievine vererek geniş kitlelerin alkışını ve övgüsünü alacaktı ya da zor olanı tercih edip o toprakların yetiştirdiği ve dünya çapında bir isme sahip olan Prof.Dr. Mümtaz Turhanın adını vererek tarihe geçeceklerdi.
Bir yanda okur yazar olmayan bir feodal patron
Öbür yanda dünya ölçeğinde bir ilim insanı
Günümüz siyasete aslında şunu emrediyor:
O köy ağasının babasının adını ver, sonra da çuvallar dolusu rey al!
Hayır
Ne Mehmet Sekmen, ne de Mehmet Emin Öz bu ucuzluğa ve rezilliğe, bu kepazeliğe zerre kadar prim vermedi.
Ucunda seçim kaybetmek olsa bile bu bilgievinin ismi Mümtaz Turhan olacakdediler.
Hakikaten ayakta alkışlanacak bir tavır ve yürekten kutlanacak bir karar
Yahu birader kimse Mümtaz Turhanı tanımıyor, ama ağanın babasını herkes iyi kötü duymuş ve onun nasıl bir evliya olduğuna dair tam bir milyon tane hikâye dinlemiş!
Hangi siyasetçi bu gerçeğe ve yerleşik kültüre karşı protest bir yaklaşım sergileyebilir ki
Oldu, evet; bu tam da Erzurumda oldu
İkisinin adı da Mehmet, ikisi de ehli vicdan
İl başkanı olan Mehmet teklif etti, belediye başkanı olan Mehmet de tereddütsüz evet dedi.
Erzurumu, Mümtaz Turhan mı, köy ağasının babası mı temsil etsin noktasında tercih yapmaya zorlayan dayatmacı kültür karşısında, aslında yaptıkları iş icabı her ikisinin de popülizme sığınması gerekirdi. Ama öyle olmadı. Belki de Ankaranın bile hele hele de önüne menziller koyan vekillerin şiddetli tepkilerine rağmen bilim dediler
İşte ben burada size ilan ediyorum.
Ya bu iki Mehmet kazanacak, ya da ilmin, ahlakın, irfanın, vicdanın ve erdemin yerine kendilerine kıble olarak türlü istikametleri seçen esvaplı şeytanlar!
Mümtaz Turhanı tanımadıkları gibi her cahilin bilmediğine düşman olması misali, onlar da Mümtaz Turhana buğz ettiler.
Halbuki 24 saat tapındıkları Google hazretlerine sorsalardı, kendilerine Siz Türklerin dünya ölçeğinde ismi bilim kayıtlarına geçmiş birkaç isimden biridir denilecekti.
Ama sormadılar; köy ağasının cahil babasını irfan sahibine tercih etmeye çalıştılar!
Sorun şuydu:
Onların ilim diye bir dertleri elbetteki yoktu; onlar, köy ağasının cahil babasının putlaştırılması ile köy ağasının kendilerine daha çok ihsanda bulunacağına inanıyorlardı!
Nasıl ki bu ülkede, aslında inandığı evliyanın uçup kaçmadığını bildiği halde, öyleymiş gibi görerek ona göre davranan sahtekârlar prim üstüne prim yapıyorsa, hatta en muteber makamlar onlara tahsis ediliyorsa, bu kez de öyle olacağı sanıldı
Neyse ki vicdan büsbütün tefessüh etmemişti.
Az kaldı ki hemşerimiz Ziya Paşanın şu beyti bu fani alemde tahakkuk etsin; iyi ki de olmadı.
Ne diyordu Ziya Paşa:
"İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez, / Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez."
Ez cümle bendeniz her iki Mehmete de yürekten teşekkür ediyorum.
Zira 750 bin nüfuslu bir şehri dünya indinde bir utançtan kurtardılar diye
Sorunun kendisi bile yeterince azap verici değil mi:
Mümtaz Turhan mı, köy ağasının babasının ismi mi?
Bazen öyle umutsuzluğa kapılıyorum öyle bedbaht oluyorum ki sormayın gitsin.
Sonra ise tam da bu örnekte olduğu gibi küçük bir kıvılcım görünce yarınlara dair yaşama sevincim artıyor.
Sevgili dostlar, biliyorum dağlar kadar endişeniz, okyanuslar kadar sıkıntılarınız var bu ülkenin yarınlarına dair
Haksız da değilsiniz hani
Lakin bakın tünelin ucunda ışık göründü, sanki her şey büsbütün kapkara değil.
Bugün Mümtaz Turhan, yarın da ortak akıl, ehli vicdan ve toplumsal konsensüs