Psikologların ve pedagogların tespitlerine göre , insanlar, kendilerini müspet ve yüceltici biçimlerle ifade etmek ve böylece cemiyetin ilgisini ve takdirini toplamak isterler. Nitekim , cemiyetler de böylece kendini ispat etmiş kişi ve kuruluşları, çeşitli şekillerde tebrik ve takdir ederler.
Madalyalar, plaketler,beratlar,kupalar …
Muhakkak ki , marifet , iltifata tabiydi ve hak eden kazanmalıydı.
Bunun yanında, yine aynı ilim adamları göstermişlerdir ki, kendisini müspet ve yüceltici biçimlerde ifade edemeyen kişi ve çevreler, akla hayale gelmeyecek garipliklerle , acayipliklerle, maskaralıklarla, rezaletlerle ve çirkinliklerle dikkat ve ilgi toplamak yoluna başvurmaktadırlar.
Yüce işler yaparak başarıya ulaşamayan nice insan vardır ki, kendilerini alçaltacak çirkin işlerle dikkat çekmeye çalışırlar.
Bunlara antisosyal insan kırıntıları da deniliyor…
Ve böylelerine sıkça rastlamak ta mümkündür. Hele büyük şehirlerde, büyük kalabalıklar arasında varlıklarını hissettirmeye çalışan ne kadar garip giyinişli ve davranışlı insan var.
Şu allı pullu giyinen delikanlı…
Şu elindeki zinciri sallayarak ıslık çalan kız…
Şu burnuna ve kaşına küpe takan kadın…
Şu yanakları çıplak , çenesi tüylü herif…
Şu ne giydiği henüz tarif edilemeyen kibirli yosma…
Şu nâra atan sarhoş…
Şu bütün acınacaklar…
Ve daha zavallı olanlar da var.
Meselâ,
Mimar Sinanları beğenmeyen duvarcı ustaları…
İmam-ı Âzamları, İmam-ı Gazalileri, İmam-ı Rabbanileri beğenmeyen cüceler…
Osmanları, Orhanları, Muradları, Fatihleri, Yavuzları, Kanunileri, Mustafa Kemalleri ve dünyaya parmak ısırtan kahramanları tahkir etmeye kalkışan küçük politikacılar…
Kendi vicdanlarını bile tatmin edemezken, beşeriyete asırlardır iman ve ahlâk iksirleri sunan Şanlı Peygamberler dizinine dil uzatmaya kalkışan inanç fukraları…
Adını duymadığı, eserlerini okumadığı, düşünce, inanç ve görüşlerini bilmediği Türk ve İslâm Dünyası’nın yetiştirdiği büyük ilim ve fikir adamlarını peşin ve acele hükümlerle mahküm eden sözde ilim ve fikir adamları…
Velhasıl,
Olmamış olduğu için olmuşlara, yücelemediği için yücelmişlere saldıran, müspeti bırakıp menfiye tutunan ve böylece kendini alçaltan insan müsveddeleri var…
Bunlar; kıskanç, kindar, karamsar ve huzursuz tiplerdir.
Bunların kürsüleri tutması, televizyonlarda kendince veryansın etmesi, yazar- çizer adlı köşeleri işgal etmesi veya meydanlarda nutuk çekmesi, onları bu zilletten asla kurtarmaz. Aksine , foyalarının günyüzüne çıkmasına yardım eder.
Büyüklerin buyurdukları gibi: ‘’Büyüklerin kadrini ancak büyükler bilirler’’. .. Bunun gibi ‘’büyüklükleri’’ ve ‘’yücelikleri’’ de yine büyük ve yüce insanlar kavrayabilirler. Başarılı insanların biyografilerini incelediğimizde görüyoruz ki, herhangi bir sahada yücelmiş kişiler, hiç istisnasız, kendinden önce yaşamış ‘’büyük ve yüce’’ kişileri anlayan, takdir eden ve onların haklarını teslim eden kimselerdir.
O halde fertler olarak üzerimize düşen vazife şudur ki, gençlerimize ve neslimize kendilerini müspet ve yüceltici yollarla ifade alışkanlıkları kazandırmalı ve bu konuda onlara örnek olarak, her şeyden ve herkesten önce, Türk- İslâm kültür ve medeniyetinin büyük kahramanları model olarak gösterilmelidir.
Ve,
Özlemle bizi aydınlatacak olan hakikat ışığına doğru hızlıca yol alınması sağlanmalıdır.
Vesselâm…
Abdurrahman KARAL