ASAYİŞHaber Girişi : 29 Aralık 2010 13:39

Hindiler....

Hindiler....

Hayvan  biliminde  hindi, tavukgillerden  sayılarak  XV. Yüzyıllarda  evcilleştirilerek  Kuzey  Amerika’dan  bütün  dünyaya  yayılmış; boynu  ve  başı  çıplak, parlak, yeşil  ve  esmer  tüylü  kümes  hayvanların  en  büyüğü  olarak  kabul  edilmiştir.

Halk  dilinde  ise  bu  mübarek  canlı , aptal  ve  şaşkın  kişiler  için   tanımlanmıştır.

Sözlüklerin  dilinde  böyle…

İnsanı  tarif  etmeye  gerek  yok;  O  zaten ‘’ eşref-i  mahlukat ‘’ olarak  yaratılmış…

Bir  de  hindi  için  , Aralık  ayının  son  gecesinin  maktulleri  denilebilir. Tıpkı  bazı  Müslümanların , dinlerini  ve  ihlaslarını  hiçe  sayarak  Hıristiyan  alemine  kalplerindeki  imanlarını  feda  ettikleri  gibi…

Birisi,    neye  uğradığını   anlayamadan  içki  sofralarında  ana  mönü  olmuş;  diğeri  ise,  henüz  hangi  dinde  olduğunun  şuurunu  kavrayamadan  ve   yılbaşı  gecelerindeki  haram  sofraların  iştirakçisi  zavallı  bir  Müslüman…

Fark  yok; ikisi  de  aynı  kategoride.

Müslümanların  bu  ağlanılacak  halleri  ile  ilgili  birçok   yazılar  yazıldı  son  zamanlar. Hindileşen  ve  hangi  tarafta  olduğuna  henüz  karar  veremeyen  zavallı  Müslümanlar  için ;   her  platformda  Müslüman  kimliğiyle  onur  duyan  ve  ifade  etmekten  kaçınmayan , Türk  Rap  sanatçısı  Sagopa  Kajmer’in  şu  müthiş  mesajını  hiç  dokunmadan  müsaadenizle  paylaşmak  istiyorum.

Silkinmemiz  ve  kendimize  gelmemiz  temennisiyle…

***

‘’Yılbaşı  kutlamamak  aptalca  ve  saçma...  gelebilir, bu  kişilerin  kendini  bağlar. Dileyen  çam diker dileyen  Noel  Baba  olur  beni  bağlamaz.  Ama  bir  insan ben  Müslümanım  diyorsa  onu elbette bağlar. Din  babanın  ahırı değil  ki  istediğin  keçiyi  otlatasın.

Noel  bizim  dinimiz  olan İslam’ın  nişanı  ya da  bayramı değildir.  Hz  İsa  Aleyhisselam'ı canımızdan  çok  severiz . Lakin  onu  bizim  sevmemizle  bu  işin  bir alakası yok, biz  tüm peygamberleri  canımız  bildik.  Lakin Hıristiyanlar ‘’Allah , çocuk sahibidir ‘’dediler   ve  İsa hazretlerine  iftira  attılar. Rabbimizin  buğzettiği,  gazaplandığı  göklerin  ve arşı ala’nın  titrediği  bu  durum  karşısında  saat 12 nin  gelmesini  ve  göbek  atmayı hindi  kesmeyi  bekleyemeyiz  biz. En  azından  benim  öyle  bir  beklentim  yok. Onlar  benim  peygamberimi  tanımadılar, kitabımı  da kabul  etmediler, benim  peygamberime  çirkin  bir  karikatür  ithaf  edecek  kadar  ileri  de gittiler, halâ  Irak'ın  durumu  gözler  önündedir...''Ben  yen  bi  yılı  kutluyorum, Noeli kutlamıyorum'' diyorsunuz.  Ama  o  zaman  Müslüman  isen , hicri takvime  göre  kutla . O gün hindi  kesme, çam devirip  Noel  Baba saçmalığına  girme. Baba-oğul-kutsal  ruh inancını  benimseyenlerin geleneklerini, bir  papazın  çıkardığı  sevgililer  gününü  ve diğer bilmem  ne günlerini  ben kutlamıyorum. Ne  anneler  gününü, ne  de  babalar  günü  tanımıyorum, kutlamıyorum.''Eh  fena mı  olur annen  hediye  alırsın, hatırlamış olursun'' diyenler  olabilir, onlar  kendileri  öyle  yapsın.

Bence  o  günlerde  insanlar  çok yapmacık oluyorlar. ‘'Bak sana ne aldııııım''  ,’’Hadi yaaaaaa, ne  gerek  vardı''.İslam’a   göre  anne  baba  hakkı  en  üst düzeydir,  bir  günle  o değere  kimse  karar veremez, her  güne  yaymaktır  marifet. Hele  de o  günü  papazın  biri  icad  ettiyse. Tabi şimdiki Amerikan  sineması  çok  tatlı  geliyor  insanlara. Noel  Baba geliyor  filan  ''ho  ho  ho  ben  geldim'' Bizim  Müslüman da ''Aaa   Noel  Baba  ne  getirdin  bana?'' ''sana  bir  çuval  dolusu  ateş  getirdim yak  yak  dur  kendini''.

 

Ah  be  Sago ,ne yaptın?

Kimsenin  yapamadığını  yaptım  ne  olacak.  Sanatçı halkını  uyarandır  demesini biliyorsunuz. Sanatçı  toplumsal   konulara  değinmeli , diyorsunuz. Bu  bizim  kanayan yaramızdır  arkadaşlar! İyice  Avrupa  ve  iyice  Amerikan  olduk. Irak’ta  milleti  kesiyorlar , televizyon  başında ağlıyorsun, sonra ''Noel  Baba  hani  hediyelerim''  diyorsun. Kutladığın  şeyi  aynen  gayri  müslimlerin  kutladığı  gibi  ,hatta  onlardan  çok  daha  heybetli  kutluyorsun. Ben  bu  konularda  hassasım. Naçizane   dinleyenlerime  ,bilmiyorlarsa  bilsinler … Mahiyetinde  bu  konu  hakkında yazıyorum. Herkes   korkak  olmuş,  sanki  bu  din  yarın  bir    gün   vefat  edecek  olan  bir  yaşlı  kadın,  ya da yaşlı  bir  adam… Kimse  umursamıyor, kutla  yılbaşını  iç, eğlen,  ona  buna  geçir, jingle  Bells’ i  oku ; sanki  senin  için  bir  şey  ifade  ediyormuş   gibi… Bu   ince  bir   lütfen , dikkat  buyurun. ‘’Hadi  lan  ordan,  delirdin  mi?’’  demeyin.  Kur'anı  okuyun. Madem ‘’ kitabımdır’’  diyorsunuz ,okuyun. Böylelikle  Emr-i  bil  ma'ruf  görevimi  de  yerine  getirmiş  ve  içimi  de  rahatlatmış oldum.  Allah  kabul  etsin.

Rabbimizin  bizden  istediğini  yapalım. Kim  benden  nefret   ederse etsin. Yeter  ki  beni  Rabbim sevsin.  Yarın  bir  gün öleceğim, kavuşmak  bayramım olsun;  çünkü  ölenin  kıyameti  zaten kopmuştur.’’

Yüreğine  sağlık  Sago !..

Ne  diyelim?..

Allah-ü  Teala  cümlemizi   hindileşmekten  muhafaza  buyursun.

 

Abdurrahman  KARAL