HDP’ye dair görüşlerinizin ne olduğu siyasi tavrınızın bir yansımasıdır ancak duruşumuzun ne olduğu HDP’nin 6 milyona yakın bir seçmene sahip olduğu ve TBMM’deki en büyük üçüncü, en büyük ikinci muhalefet partisi olduğu gerçeğini değiştiremez. Geçtiğimiz günlerde HDP’nin İzmir’deki il binasına bir baskın gerçekleştirildi ve partinin bir çalışanı bu saldırıda öldürüldü. Fail Onur Gencer’in sosyal medya hesaplarında silahlarla çekilmiş, failin Suriye’ye gittiğini gösteren fotoğrafları var. Onur Gencer, ifadesinde o gün orada kaç insan bulunursa bulunsun öldürmeye hazırlıklı olduğunu söylemişti. Ayrıca o gün HDP binasında gerçekleştirilmesi beklenen 40 kişilik bir toplantı olduğunu ve toplantının sonradan iptal edildiğini HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar belirtti. Fail, ifadesinde hiçbir grupla ilişkisi olmadığını, kimsenin kendisini azmettirmediğini açıkça beyan etmişti.
Elbette bu saldırıya Cumhurbaşkanı başta olmak üzere birçok siyasiden kınama mesajları geldi. Bahçeli de olayı kınayan siyasilerdendi. Ayrıca Bahçeli, Onur Gencer’in sosyal medya hesaplarında bulunan bozkurt el işaretli fotoğraflarının servis edilmesine işaret etti. Bahçeli haklı olarak bu fotoğraflar kullanılarak Ülkücü grupların yahut genelde Türk milliyetçilerinin hedef gösterilmesinin karşısında durdu. Türkiye siyasetine malumunuz sert ve maalesef şiddete kapı aralayan bir hava hâkim. Daha açık bir söylemle, Meral Akşener’in Rize ziyareti sırasında yaşananlar için “dur daha neler olacak” ifadesinin kullanıldığı, HDP’nin kapatılmasının gündemden düşmediği, Kılıçdaroğlu’nun yumruğa maruz kaldığı bir ortamdan bahsediyoruz. Hal böyle olunca HDP’nin terör örgütü PKK ile eş tutulup hedef gösterilmesi nasıl bugünkü saldırıyı doğurdu ise özellikle HDP’li yetkililerin başka bir kanıta dayanmaksızın bozkurt işaretinden yola çıkıp failin, MHP veya milliyetçi hareket ile iş birliği içinde olduğunu iddia etmesi veya bu gruplarla faili ilişkili göstermesi HDP’ye saldırıyı doğuran politikalardan, söylemlerden farksızdır. Türk siyasetçilerinin ve siyasetçiler aracılığı ile halkın gri noktaların var olduğunu görmesi, hayatın ve siyasetin kalın çizgilerden, keskin kategorilerden ibaret olmadığını anlaması gerekir. Karşı taraftan bu muameleyi bekleyen kişinin buna uygun davranıyor olması gerektiği aklın bir sonucudur. Şiddete yol açacak tavırlardan kaçınmak şiddet olayları meydana geldikten sonra kınamaktan şüphesiz ki daha çetin ama çok daha evladır.
