Arşivime baktım, 2014 yılında kıymetli milletvekillerimizi tarif ve tavsif eden kıymetsiz bir yazı kaleme almışım.
Tekrar okuyunca şimdi, yazı içeriğinin sadece onları değil, halkın temiz vekâletini taşıma ayrıcalığına ulaşacak belediye başkanları ve il genel meclisi üyelerini de ilgilendirdiğini fark ettim.
Madem bir yerel seçim için kolları sıvadık, öyleyse söz konusu yazıyı bu yarışa gireceklere uyarlamamızın sakıncası yok.
*
Milletvekilini, bu güzel, sevimli; muhatabında haklı bir itibar ve saygı uyandıran sıfatın dışında sizce hangi kelime en iyi şekilde tanımlar?
Buna verilecek çeşitli cevaplar olabilir.
Ben Kolaylaştıran insan diyorum.
Milletvekilleri gibi, belediye başkanları da hayatımızı kolaylaştıran seçkin seçilmişler olmalı. Üstelik onların sorumluluğu beşikten mezara kadar geniş bir alanı kapsıyor.
*
Evet, seçilmiş kişi kolaylaştırıcıdır, öyle olmalıdır.
Makamları seçmene açık olanlar.
Yüzleri pekmez, turşu satmayanlar.
Hava atmayanlar.
Taleplerin, isteklerin üstüne yatmayanlar.
Ellerine, bellerine, dillerine hâkim olanlar.
Sabırlı, sebatlı, sakin olanlar.
Halkın gönlünde taht kurmayı başarmışlardır.
Vakit saat gelip, görev süreleri dolduğunda bile.
Böyleleri sürekli itibar nişanı ile milletçe ödüllendirilirler.
Nice bahtlı eskimeyen siyasetçi vardır ki dönemleri bitmiştir, önemleri bitmemiştir ve hiç bitmeyecektir.
*
Şöyle bir düşünelim:
Başımız dara düştüğünde can havliyle ilk kimin kapısına koşarız?
Kimin telefonunu; kardeş, ağabey, amca rahatlığı ile çevirir,
Kimin e-postasına arzuhalimizi gönül rahatlığı ile göndeririz?
Eşimizin, dostumuzun, akrabamızın her hangi bir işi bürokrasinin hantal çarkına takıldığında kimin tavassutuna ihtiyaç duyarız?
Kolaylaştıran insanların.
Başı dara düşene, işi zora girene Hızır aleyhisselam gibi yetişenlerin.
Yani gerçek milletvekillerinin, belediye başkanlarının, mütevazı bürokratların.
*
Bir de zorlaştıranlar vardır ki.
Allah ellerine, dillerine, kapılarına düşürmesin.
Zaten muhtaç etse de hastası çok hastanelerin kuyrukları gibidir öylelerinin özel kalemleri.
Özel kalemlerini güzel kaleme, tatlı kelama çevirenlere ne mutlu.
*
Kolaylaştıran insanlar.
İyi ki varsınız.
Size halkın çok ihtiyacı var. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin ilahi düsturu sadece dini tebliğ yöntemi değil; Müslümanın genel hayat kılavuzudur.
Ne mutlu bu kılavuzla hizmet yoluna çıkan hizmet erbabına. Varacakları yer belli: Dünyada başarı, ahrette cennet!
Bizler de methedilecek işler görenlerin iyiliklerini anlatmada cimri davranmamalıyız. Büyüklerimiz boşuna Marifet iltifata tabidir, buyurmamışlar.
*
Belediye başkanı olayım da gece gündüz gayret ile halkın duasını alayım halis niyetiyle yola çıkan kıymetli bir dostumla çay içerken bir küçük kâğıt uzatıp: Bir iki satır öğüt yazarsan bugünden hatıra kalır, inşallah seçilince birlikte okuruz tekrar. Dedi.
Onun için karaladığım şu latife, hakka ve halka hizmet için niyetlenen tüm ahbap u yarana mektubum olsun:
Uzatınca boşta koyma elini
Cevaplandır arayınca telini
Düştüğünde doğrultamaz belini
Dost gönlünü incitenler, demişler...